Melih ALTINOK
Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin genişletilmiş grup toplantısındaki konuşmasında bazı BDP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılacağını açık etti.
Ölümlerin “illallah” dedirttiği acılı insanlar gözlerinin önünde sergilenen provokasyonların müsebbipleri “cezasını bulacak” diye umutlu. Bazı demokratlar ise doğal olarak 90’larda DEP’li vekillerin Meclis kapısından alındığı o utanç görüntülerini hatırlatıyorlar.
Bense hamasetin geçer akçe olduğu, gerçeğin bu kadar büküldüğü bir atmosferde yürütülen tartışmaları hayretle izliyorum.
Zira mevcut hukuk siteminde zaten var olan bir tasarruf, popülizme sapılıp zamansız şekilde, parlamentonun zorlama bir etkinliğiyle tehlikeye atılıyor.
Şöyle anlatmaya çalışayım.
Milletvekili dokunulmazlığı konusunu geçmişimizin kötü sicili yüzünden soğukkanlı biçimde tartışamıyoruz. Dokunulmazlığın sınırlandırılması deyince aklımıza politik “suçlar” geliyor. Bu bakış açısında yıllardır askerî vesayetin altında itibarsızlaştırılmış ve adeta devletin ideolojik aygıtı konuma indirgenmiş siyaset kurumunu sahipleniş etkili. Ne var ki “anlaşılabilir” olan bu yaklaşım aynı zamanda ayrımcı bir uygulamayı da meşrulaştırıyor.
Türkiye’yi Venedik Komisyonu’nda temsil eden değerli hukuk adamlarımızdan Prof. Dr. Ergun Özbudun da işin hukuki boyutunu evrensel açıdan değerlendirip şunları söylüyor: “Hukuki dokunulmazlığın olduğu tüm demokrasilerde, meclis bunu kaldırabilir. Hollanda hariç tüm Avrupa’da da durum böyle.” Literatürde milletvekilliği dokunulmazlığının “mutlak masumiyet” değil “nispi masumiyet” olarak tanımlandığını vurgulayan Ergun Hoca parlamentoyu adres gösteriyor ve bu alanın tabu olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
Evet, kürsü dışında, bir vekil için dokunulmazlık, seçilmişliğin kendisine sağladığı mutlak bir hak değil.
Gelin görün ki, haklarında yolsuzluk, dolandırıcılık hatta uyuşturucu kaçakçılığı ve cinayet gibi suçlamalar olan vekiller bu zırhtan yararlandı.
Ancak terör ve siyasi konularda bu zırh geçerli değil. Anayasa’nın 14. maddesi de bunu açıkça tanımlıyor. Zaten hâlihazırda yargılanan ve hatta ceza alan milletvekilleri var.
Ancak TMK kapsamında olan örgüt propagandası gibi konular için fezleke gerekiyor. E hükümet de bu suçlarla ilgili verilen cezaları 3. yargı paketiyle erteleme kapsamına aldı. Nitekim bazı kararlar da ertelendi.
Dolaysıyla kamuoyunda yoğun tepki alan BDP’lilerin PKK’lılarla kucaklaşması sonrası gündeme gelen “dokunulmazlıkları kaldıracağız” söyleminin hukuken bir işlevi ve de anlamı yok. Hatta zararı var.
Yani dokunulmazlığa dokunmadan da vekillerin yargılanması mümkün ve yargılanıyor da.
Gelelim işin siyasi boyutuna.
Kuşkusuz Başbakan Erdoğan’ın bu çıkışının nedeni PKK saldırıları sonucu yaşamını yitiren asker, sivil ve çocuklar karşısında kamuoyunda oluşan tepkiyi dindirmek. Tabiri caizse “gaz” almak.
Ne var ki siyaset yalnızca milliyetçi hassasiyetlere sahip ya da PKK tarafından yakınları öldürülmüş acılı insanları teskin edecek geçici çözümler üretmekle yapılmıyor.
O insanlar için bir şey yapmak istiyorsanız, acıyı gerçekten dindirecek “yapısal” çözümler üretmek zorundasınız.
Devlet tekelinde olduğu kadar görevi de olan güvenlik “hizmetini” eksiksiz yerine getirecek. Vatandaşının canını, malını koruyacak. Diğer yandan bu sorunu doğuran etmenleri ortadan kaldırmak için demokratikleşme açılımlarını ve devletin ilgili organları aracılığıyla müzakereyi elbette sürdürecek.
Ama durumu kurtaracak gündelik ve hatta popülist ara yollara sapmak yukarıda genel olarak çerçevesini çizdiğimiz sağlıklı perspektifi çökertebilir. Dahası şiddet ortamını körükler.
Ben Türkiye’nin artık 90’lardaki tuzağa düşecek noktada olmadığını düşünüyorum. Hükümet bu oyuna gelmez.
Türkiye’de artık parti kapatma ve dokunulmazlık konusundaki eşik de, Avrupa demokrasilerine yakınlaşacak derecede yükseldi.
Tabii ki buna koşut olarak BDP’li milletvekillerinin “gerginleştirme” yöntemleri de. Artık tabanlarının bağlılığını arttırmak ve sokağı hareketlendirerek savaş ortamını daha da derinleştirmek için, dokunulmazlıklarının kaldırmasını daha radikal şekilde zorluyorlar.
Meclis kürsüsünde Kürtçe yemin gibi naif adımlardan, PKK militanlarıyla kucaklaşamaya giden bir radikalleşme evrimi bu.
Hükümet, PKK ve çevresinin değirmenine su taşıyacak hamlelerden kaçınmalı.
Milletvekillerinin de yargılanabilmesi gibi yönetilenler adına zaten kazanılmış olan bir “hakkı”, dokunamazlıkları kaldırmak gibi “işgüzarlıklarla” demokrasinin ve reform sürecinin aleyhine çevirmek siyaseten de büyük bir yanılgı.
Hukukun önünü açmak için meşru olan ancak tasarruflu olunması gereken dokunulmazlıların kaldırılması yöntemine ortada bir engel yokken keyfî olarak başvurmak tam tersi bir etki yaratır. Bu fütursuzluğun siyasi etkisiyle karışacak sokak, tıpkı YSK’nın bazı vekillerin seçime girmesini engellemeye çalıştığında olduğu gibi, yargıyı baskı altına alır.
Ne gereği var hakikaten?
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019