Melih ALTINOK
Hadi tam bir yıl önce ekim ayında, bizler “çözüm sürecinin hazırlıklarının başladığını” yazarken, gördüğümüz ışığı “polis arabasının çakarı” falan diye küçümsüyordunuz. Tamam, biz gazetecilik yapıp bulduğumuz umut kırıntılarını barış adına okurlarımıza duyururken ön yargılarınız algılarınızı kör etmişti. Kulislerimiz dışında daha “somut deliller” istiyordunuz.
Diyelim, hakkında “Esad gibi Kürtleri katledecek” yazdığınız Erdoğan çözüm sürecini kamuoyuna resmen duyurduğunda ya da Öcalan ekim kulislerimizi doğruladığında da yüzünüz kızarmadı. Şehit cenazeleri gelirken, yüzde elli oyuna bakmadan akan kanı durdurmak için risk alan Başbakandan daha ”somut adımlar” bekliyordunuz, inanalım.
Öcalan’ın cevaben, Newroz bildirisindeki süreci devam ettirme kararlığını ve hatta sekter olmayın uyarılarını da siyasi buldunuz, peki. PKK militanlarının sınır dışına çekilmeye başlaması ve güvenlik güçlerinin aktif konuma geçmemesi de sizi heyecanlandırmadı. Militanlara “acele etmeyin” derkenki telaşınızı da görmezden gelelim.
Siyaset kanallarını büyük oranda açan demokratikleşme paketlerini “sosyalist devrimi getirmeyeceği” gibi akla ziyan nedenlerle küçümsediniz, hatta zararlı ilan ettiniz. Sizler “delil-kanıt, somut somut” diye gözlerinizi ovuşturup söylenirken, bölgede patlayan havai fişeklerin aksi sedasında keleş ekosu ararken, neredeyse bir yıl geçti. Tek bir can yitirmedik.
Tüm bu tabloya rağmen “süreç bitti gülüm” naraları attığınız esnada ise Başbakanın Diyarbakır hamlesi geldi. Erdoğan’ın sürecin kararlılıkla devam ettiğinin altını çizdiği o tarihî anlara, bölgedeki siyasi rakibi BDP bile ortak olmaya çabalarken siz hâlâ aynı ezgidesiniz, taşbaşlığınız kafa göz yarıyor. Onun sapı bunun kökü derken komik bile olamıyorsunuz. Yok, Erdoğan Osman Baydemir’n yanına “gönülden” gitmemiş. Yok, Saddam da Barzani’nin bölgesinden “Kürdistan” diye söz etmiş, ne varmış? Hem Erdoğan mitingde niye “Serok Apo” dememiş? Hem zaten Avrupa’da ölü doğum oranları da daha düşükmüş… Hele bir de savaşın niye kolay barışın ise tüm şartlar tamam olmadan niçin gerçekleşemeyeceğine dair bu anlaşılmaz tavrınızı maksimalistlik olarak pazarlamanız yok mu?
Barış gazeteciliği maksimalistliğini, savaş gerekçelerini uçlaştırmak için konuşturmaktır, barış adımlarını değersizleştirmek için değil. Yani bu temel ilkeler, barışın asgari şartlarını tanımlarken mütevazı, savaşın gerekçelerinden söz ederken ise mükemmeliyetçi olmayı zorunlu kılar. Ah ah… Ama artık kimse yemiyor bu ikiyüzlülüğünüzü. Çünkü hem simetrisinde aynı vazifeyi gördüğünüz yeterince ulusalcı, milliyetçi şucu bucu cemaat var. Hem de kavga durmuş, taraflar konuşurken araya dalıp mazlum gördüğü tarafı kolluyor pozuyla “Durun siz düşmansınız, bir daha düşünün” diyen Aliye Ronalara filmlerden aşinayız. Halinize bakıp, Yıldırım Türker’in, ta Radikal 2 günlerinde zihnimize kazıdığı, barış gazeteciliğinin o şiirsel ifadesini tekrar etmemek ne mümkün: “Barışa can atanlar savaşa can pazarlamaz!”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019