Melih ALTINOK
Kurultay’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmaya hazırlanan Muharrem İnce Ahmet Hakan’a verdiği röportajda eskisine göre daha gerçekçi tespitlerde bulunmuş.
Örneğin 2015 seçimlerindeki hedefinin yüzde otuz olduğunu söylüyor. İktidarı ise seçmene 2019 seçimlerinde vadediyor.
Kılıçdaroğlu’nun yakın Türkiye tarihinin belki de en büyük gazıyla girdiği 2011 seçimlerinde aldığı yüzde 26’nın parti için “muazzam bir başarı” olduğu düşünülürse İnce’nin işi çok ama çok zor görünüyor.
Fakat yine de İnce’nin tabanını konsolide etmek ve başka partilerden oy almak için seçtiği yeni “umacı” da görece daha mantıklı. Diyor ki, “Yüzde otuz alırsak, Tayyip Erdoğan’ın başkanlık planlarını bozarız!”
İnce’nin uzun vadede, Türkiye’deki muhafazakâr seçmen lehine şekillenmiş o meşhur yüzde 70/30 “dengesini” bozma hedefine sahip olması da olumlu.
Ancak İnce, bunu nasıl başarabileceğine dair ikna edici bir yol haritası sunmak şöyle dursun, bir dönem Baykal’ın ortaya attığı “Anadolu solu” türünden rakibi taklit taktiklerinin bile ötesine geçemiyor.
Kürt sorununa siyasi çözüm, AB üyeliği gibi konularda kendisini solda tanımlayan seküler seçmenden çok daha “ilerici” bir perspektife sahip olan muhafazakârların gözünü, takiye ile boyayabileceğini sanıyor.
Ahmet Hakan’ın, İnce’nin Ramazan’da bir plajda içki içerken görüntülendiği o meşhur kareleri hatırlatması üzerine verdiği yanıt bu durumun tipik bir örneği.
İnce “Bir kere ben bira içmem. Bunu herkes, benim dostlarım bilir” dedikten sonra ekliyor “o enerji içeceğiydi!”
Evet, ince bir siyasi karakter olarak bunu reddedebilir, hukuki olarak da hakkını arayabilir. Ancak reşit bir insanın özgür tercihi olan bir fiili gerçekleştirdiği iddia edildiğinde sanki ortada bir suç varmış gibi savunmaya geçmesi hakikaten garip.
Belli ki İnce, muhafazakâr seçmenin gözünde kendisine, seküler yaşam tarzını adeta ideoloji haline getirmiş partisinden farklı bir imaj çizmeye çalışıyor.
Kim buna ne kadar itibar eder ayrı konu. Ama bu hamlenin, rakibi iktidar partisini sabah akşam “kamusal alanda vatandaşların gündelik yaşam pratiklerini muhafazakâr değerler üzerinden sınırlandırmakla” eleştiren bir siyaside eğreti durduğu çok açık.
Anlaşılan Muharrem Bey röportajında örnek verdiği Ecevit’in 70’lerde yakaladığı yüzde 41’lik oy oranına bu tarz takiyelerle ulaştığını sanıyor. Üzülerek bildirim ki büyük hata yapıyor. Zira Ecevit bu başarısını muhafazakârlara şirin görünecek takiyelerle değil, aksine dahil olmadığını ısrarla vurguladığı bu kitlenin değerlerine saygı göstererek kazanmıştı. Muhafazakârların bir kısmı da “bu adam bizim gibi değil ama buna rağmen bize saygı duyuyor” diyerek partisine oy vermişti. Elbette rahmetlinin 12 Mart muhtırasına karşı net duruşu, yani Muharrem Beyin ve partisinin en kötü sınavı verdiği alandaki tavrı da altın değerindeydi.
Kısacası kimse aslı varken suretine yönelmiyor. Ekmeleddin İhsanoğlu deneyimi ortada işte. Kaldı ki muhafazakâr takiyelerin, kemikleşmiş CHP tabanında nasıl bir tepki oluşturacağı da cevabı sır olan bir soru değil.
Türkiyelilerin her kesimden oy alma hedefindeki bir muhalefet partisinin önündeki yegâne yol, yaşam tarzı, dini, dili ve ideolojisi ne olursa olsun tüm vatandaşların birbirine zarar vermeyen özgürlüklerini genişletecek bir söylem geliştirmektir.
Şeyh Galip’in o harika sözleri bu konuda Muharrem Beye de diğerlerine de yol gösterebilir:
“Her renge boyan da renk verme!”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019