Melih ALTINOK
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinde, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı adına korkulan olmadı. Pazar günü yapılan seçimde Yargıda Birlik Platformu (YBP), Cemaat’in listelerini ezdi.
Peki, bu sonuç, Cemaat medyasının ve ilişiklerinin iddia ettiği gibi hükümetin bir zaferi mi? Evet, seçimlerde hükümetin istediğinin olduğu aşikâr. Ne var ki YBP listelerinden seçilen isimlere baktığınızda HSYK’da Cemaat’in kırılan egemenliği yerine çoğulcu bir yapının oluştuğu görülüyor. Şöyle ki, seçilen adaylardan sadece 2’si muhafazakâr görüşleriyle tanınıyor. Diğer adayların ise 3’ü ülkücü, 2’si de sosyal demokrat. Cemaat’in ise seçimlerde 2 adayının seçildiği belirtiliyor.
Siz “yaftalamayın” reklamıyla gözümüzü boyamaya çalışan gazetenin polis adliye trollerinin “seçilenlerin hepsi uzun sakallıydı” türünden faşizan yaftalarına bakmayın. Cemaatin vesayetinin kırılması, HSYK’da sol, sosyal demokrat, milliyetçi ve muhafazakâr eğilimlerin özgürleşmesini sağladı. Yani tek kaybeden Cemaat vesayeti oldu; kazanansa hepimiz!
İyi, öyleyse dağılalım mı?
Tıpkı geçen iki seçimde olduğu gibi, gücünü dev aynasında yansıtan Cemaat’in, 13 bine yakın yargı mensubu arasında da korkulduğu gibi etkin olmadığı görüldü. Ancak yargıda çoğulculuk adına kısmen mutluluk verici bu tablo yargı tarafsızlığı konusundaki sorunumuzun çözüldüğü anlamına gelmiyor.
Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Doğru, Cemaat’in HSYK’da kurduğu hegemonya kırıldı. Artık “bağzı” savcılar, hukuksuzluklarına rağmen korunup kollanmayacak. Ne var ki, HSYK bu yapısıyla Cemaat benzeri bürokratik vesayetlerin saldırısına hâlâ açık durumda. Hükümet, HSYK seçimleri öncesindeki “reform” vaadini tez elden yaşama geçirmeli.
HSYK reformu asıl şimdi meşrulaştı
Söz konusu değişiklik için önce, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın dikkat çektiği Anayasa’nın HSYK’nın yapısını düzenleyen 159. Maddesinin revize edilmesi gerekiyor. Kuşkusuz bunun için muhalefetin de desteğine ihtiyaç var. Muhalefet şimdiye değin buna yanaşmamıştı. Ancak son HSYK seçimlerindeki çoğulcu fiili ittifakın gösterdiği üzere artık herkes tehlikenin farkında.
Kaldı ki, hükümetin eli bir HSYK reformu için şimdi daha güçlü. Zira bu adım, Cemaatin seçimleri kazandığı bir ortamda yapılsa, vesayetçiler “sandık iradesini tanımıyorlar” propagandasına başlayacaktı. Ancak şimdi durum çok farklı. Hükümetin şimdi bir reforma soyunması, kendisine tehdit oluşturmayan bir kurumda, ilkesel tutumu olarak okunacak.
Peki, ne yapmalı
Mustafa Akyol’un şu önermesi elbette bir çözüm değil.
“Aslında hata yargıda seçim yapılması. Kur’a çekilse, rastgele bir heyet oluşsa kimse kazanmış olmaz, herkes için en iyisi olur.”
Liberalizmi fena halde yanlış anlayan ve iliştikleri vesayet cephesinin hezimeti karşısında şirazesi kayan bu arkadaşlar “bırakınız saçmalasınlar bırakınız güldürsünler."
Neyse, biz işimize bakalım. Bizim sorunumuz, varlığı değil tam tersi eksikliği sorun olmasına rağmen, siyasetin yargıdaki etkinliğinin mahkûm edilmesi. Oysa yargıya müdahale, atamalar boyutunda halkın temsilcilerinin söz sahibi olmasına değin, devam eden yargısal süreçlere karışılmasını ifade eder. Dolaysıyla ABD’de ve pek çok kurumsallaşmış Avrupa ülkesinde olduğu gibi, parlamento yüksek yargı atamalarında müdahil olmalıdır.
Bu reform, hakim ve savcıların kısıtlanan siyasi haklarının önündeki engellerin kaldırılmasıyla desteklenmelidir. Böylece yıllardır siyasi cephelerin hegemonyasında olduğu halde, “mış” gibi yapılarak tarafsızlık masalıyla bir engizisyona çevrilen yargı şeffaflaşır. Atamalar boyutunda söz sahibi olan siyaset de, yargıdaki herhangi bir olumsuzluktan ötürü hesap vereceği için kendine çekidüzen verir. Vatandaş da mağduriyetlerinin hesabını soracağı bir merci bulmuş olur.
Vesayet bir bütündür, bölünmelidir
Evet, gelelim “diğerlerine"; Anayasal vesayet kurumlarına. Bildiğiniz üzere Cemaat’in HSYK’daki vesayetinin yolu, CHP’nin 2010 referandum metnini Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürmesiyle açıldı. Mahkeme metinden “bir adaya bir oy” gibi bazı ibareleri çıkartınca, Cemaat seçimlerde tulum çıkarmıştı. Bu acı deneyim bize, vesayetin bölünmez bir bütün olduğunu gösteriyor. Bir vesayet kurumunda halkın egemenliği lehine yapılan reform, diğeri tarafından etkisizleştiriliyor. Örneğin AYM’nin yapısı çoğulculaşmadan, diğer kurumlarda çoğulculaşmayla sonuçlanan seçimlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yok!
Şimdi parlamentoya düşen genellikle üç harfle anılan bu kurumları revize etmek. AYM, YSK, YÖK ve diğerleri…
Hükümet şu ilkesel yaklaşımı unutmamalı. Yeni Türkiye kavramının altı, Hükümetin YÖK gibi, yönetimini kendisine sorun olmaktan çıkarttığı üç harflilerin vesayetiyle de mücadele etmesiyle dolacak!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları











































































































Hrac Madooglu
Yine suc ustu yakalandiniz Mustafa Bey. Tarihi yalan, yanlis, eksik anlatiyorsunuz. Sultan Abdulhamid cok beceriksiz ve merhametsiz bir despottu. "Kizil Sultan" veya "Kanli Sultan" lakabiyla anilmasinin sebebi Ermenilere yaptigi pogromlar ve katliamlar yuzundendir. 1870lerden beri Dogu Anadoluda Ermeni koyleri Kurt cetelerinin saldirisina ugruyor, koyler yagmalaniyor, kizlar daga kaldiriliyor, karsi koyanlar da katlediliyordu. Ermeniler bu cetelere harac vermek zorunda birakilmisti. Butun sikayetlere ragmen Abdulhamid bu olaylari seyrediyordu. 1877de danismanlarinin tavsiyelerine kulak asmayarak Ruslarla savasa tutusan Abdulhamid, agir bir hezimete ugradi. Ard arda imzalanan Ayastefanos ve Berlin anlasmalari ile Osmanli buyuk toprak kaybina ugradigi gibi, Ruslara buyuk tazminat odemek zorunda kaldi. Berlin anlasmasinin bir maddesi de Ermenilerle ilgiliydi. Padisah, Doguda yasayan Ermeni vatandaslarinin can ve mal emniyetini koruyacagina soz verdi. Sozunu tutmadigi gibi tam tersini yapti. Kurt cetelerine devletin uniformasini giydirerek Hamidiye Alaylarini kurdu. Boylece bu ceteler eskiyaliktan terfi edip devletin jandarmasi oldular ve katliam, yagma ve harac daha sebest hale geldi. 1894-96 seneleri arasinda, Hamidiye Alaylari denilen ve aralarina Cerkeslerin de katildigi katiller surusu 300 bin masum Ermeni katletmislerdir. Avrupa ve Amerikada buyuk yanki uyandiran bu katliamlara dair bilgiler gazetelerin arsivlerinde mevcuttur. Yani Osmanli arsivlerini saklayarak veya imha ederek gercekleri ortbas etmek mumkun degildir. iste Ermeniler bunun icin sevmez Abdulhamidi. ittihatcilarin Abdulhamidi sevmeme nedeni de, iktidar kavgasi yuzundendir. Resmi tarih de cok beceriksiz bir padisah oldugu ve yaptigi buyuk hatalar yuzunden Osmanli buyuk miktarda toprak ve prestij kaybina ugradigi icin Abdulhamidden empati ile bahsetmez.