Melih ALTINOK
Yeryüzünde bizler kadar yaşama inatla tutunan bir halk olduğunu sanmıyorum.
Havalimanımıza intihar bombacıları saldırı düzenliyor, 3 saat sonra uçuşlar kaldığı yerden sürüyor.
Terör gün aşırı canımızı yakıyor, sokakta korkudan eser yok.
Askeri darbeyi savuşturuyoruz birkaç hafta sonra Boğaz'da üçüncü köprünün açılışını yapıyoruz.
Onca sabotaja rağmen ekonomik kriz yaşamıyoruz.
Terörle tanışan Avrupa başkentlerine bir bakın.
Bizlerin yaşadığı acının binde birine bile maruz kalmadılar. Ama travmaları, OHAL'leri, paranoyaları hâlâ devam ediyor.
Yo, bu cesaretle ya da kimi self oryantalistlerin dediği gibi "doğulu rahatlığıyla" açıklanabilecek bir durum değil.
Aksine halkın ve siyasetin içinde bulunduğu durumu rasyonalize edip en doğru ve gerçekçi tavrı geliştirmesiyle açıklanabilecek bir "hal."
Yani solcuların o çok sevdiği tarifle "somut durumun somut tahlili."
Çünkü ülkece neyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz.
Ordudan "çaldığı" F-16'larla Meclisimizi vuran FETÖ'ye karakollarımızı bombalayan PKK'ya, düğünlerimize dalan IŞİD'e istediğini vermiyoruz.
Terörle, zorbalıkla verilmek istenen mesajları sahiplerine başımız dimdik iade ediyoruz.
Zira biliyoruz ki terörün panzehiri durdurulmak istenen hayatlarımızı terk etmemek.
15 Temmuz'un ardından tarif etmeye çalıştığım kararlılığımız enikonu kemikleşti.
Terör koalisyonunun artık kendini gizleme gereği bile duymadan fütursuzca saldırması da işte tam olarak bu yüzden.
Son barutlarını yakıyorlar, intihar ediyorlar.
Ama nafile. Çünkü her siyasi görüşten Türkiyelinin kulaklarında, cuntacılar sokaktayken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yayınımıza telefonla bağlanıp söylediği o sözler var.
"Biz ölümüne!.."
EĞER İKTİDARI İSTİYORSAN...
15 Temmuz Milli Demokratik Devrimi'nin ardından Türkiye siyasetinin kriterleri de geri döndürülemeyecek şekilde değişti.
Artık Türkiye'de iktidar, vesayet odaklarına, terör örgütlerine, medyaya, Avrupa'ya, ABD'ye sırtını dayayarak alınabilecek bir makam değil.
Yönetime talip olan kurumsallaşmış demokrasilerde olduğu gibi yalnızca ve yalnızca halkı ikna etmek zorunda.
Hepimiz gördük işte.
3 yıldır süren medya manipülasyonlarına, teröre, dış tehdide, içeriden sabotajlara, tanka, topa, tüfeğe rağmen halk egemenliği için gözünü kırpmadan ölüme yürüyor. Farklı siyasi görüşlerden, başka başka etnik ve dini aidiyetlerden yurtseverler "hükümetlerine" sahip çıkıyor. Türkiye'nin 15 Temmuz sonrası siyaset standartlarını okuyamayan ya da buna direnen her kim olursa olsun yok olmaya mahkûm. Düne dair siyasi başarısı, etki alanı ve gücü ne olursa olsun...
BİNALİ YILDIRIM MUTEVAZILIĞIYLA YÜKSELİYOR
Binali Yıldırım hep yaptığı işlerle gündeme geldi. Başarılı projeleriyle konuşuldu.
Başbakan olduktan sonra sergilediği performans da en az "mühendisliği" kadar başarılı.
Sakin, komplekssiz, lafı uzatmıyor, nutuk atmıyor, kindar değil, esprili...
Hepsinden önemlisi mütevazı ve Ak Parti geleneğinin Erdoğan'dan başka bir "lidere" ihtiyacı olmadığı içselleştirdiği her halinden anlaşılıyor.
Dün Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün açılışında yaptığı konuşmayı dinlerken 2-3 ayda kazandığı deneyimi düşündüm Binali Bey'in.
Bence, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasının ardından Ak Parti'nin durumundan kaygılananların endişelerini giderecek umut kendisinde fazlasıyla mevcut.
Çalkantılı bir dönemin ardından iktidar partisindeki bu "doku uyumu" Türkiye'ye çok iyi gelecek.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019