Melih ALTINOK
Sosyalist Enternasyonal, Kosta Rica toplantısında Türkiye hakkında son derece sert bir bildiri yayınladı.
Enternasyonal’in tutuklamalarla ilgili eleştirilerine büyük oranda katılıyorum. Bildiride kınanan Kılıçdaroğlu hakkındaki fezlekenin saçmalık olduğunu da başından beri söylüyorum.
Ancak Enternasyonal’in 2010 Referandumu’yla ilişkilendirdiği, yargının yürütme tarafından “ele geçirildiği” iddiasının AB’nin evrensel sol değerleriyle çeliştiğini düşünüyorum.
Biliyorsunuz, gerek Enternasyonal’den gerekse AB Parlamentosu’nun sosyalist kanadından 12 Referandumu’nda “evet”e açık destek gelmişti. Hatta CHP’nin Enternasyonal’i “hayır”a çağıran mektubu birlik tarafından yerden yere vurulunca, toprağı bol olsun Hikmet Bila gibi ulusalcı CHP muhipleri de köşelerinde “Avrupa’nın sol soytarıları” başlıklı yazılar kaleme almışları.
AP Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Swoboda, 11 Temmuz 2010 tarihinde bakın ne demişti:
“Anayasa paketi reformlara, özgürlüklere açık. Türk halkına daha fazla demokrasi ve özgürlük seçeneği sunuyor. Bu reform Türk halkına çok büyük kazançlar getirecektir. Bu özgürlükler kapsamında yargı ve asker de var. CHP’ye ve yeni liderine bizim tavsiyemiz, eğer sosyal demokrat bir parti olmak istiyorlarsa bu paketin arkasında durması ve desteklemesidir.”
Yargıyı ele geçirme iddiasına gelince...
Tüm Avrupa demokrasilerinde bırakın parlamentoyu, kimi zaman yürütmenin yargıdaki atamalarda belirleyici olduğu bir gerçek. Çünkü literatürde yargıya müdahale, ancak ve ancak yargısal süreçlere müdahaledir. Atamalar boyutunda halkın tek meşru temsilcisi parlamentonun müdahil olması müdahale değildir. Çağdaş anlamda kuvvetler ayrılığı ilkesinin özü de budur.
Peki, ne oldu da Referandum’a ve “anlamına” destek veren, Avrupalı üyelerinin domine ettiği sosyalistler, endişeli Türkiyeli ulusalcıları hoşnut eden bu bildiriyi yayınladılar?
Bunda elbette hükümetin yargı reformu gibi adımları, ulusalcı muhalefetin, askerî ve sivil bürokrasinin hararetini arttırmamak için rölantiye alması etkili oldu.
AK Parti, doğru bulduğu, kamuoyunun büyük kesiminin hazır olduğu ve en önemlisi vaat ettiği reform kürüne ara vererek, iyileşmeye başlayan hastalığın direncini arttırdığını, metastaz yaptığını göremiyor.
Hükümetin dışarıda reformlarını ve karşı tepkinin niteliğini yeterince anlatamadığı da açık. Alanı çok boş bırakıyorlar. AB üyeliği perspektifini ötelemeleri de cabası.
İkincisi, AB ülkelerinde bu konuların konuşulduğu paneller vs, adeta Referandum’un “hayır”cıları tarafından işgal edilmiş durumda. Şu örnek sanırım bu durumun güzel bir göstergesi.
Geçenlerde Hollanda Elçiliği’nin Ankara’da bir barda düzenlediği panele gittim. Konuşmacılar arasında meşhur bir gazetecinin de olduğu “light” panelde “Sivil vesayet geliyor, bir tutturmuşlar askerî vesayet tasfiye ediliyor” yakınmaları havada uçuşuyordu.
Konuşmacı akademisyenin barlardaki “dam sorununu” anlatarak yaptığı cinsiyetçilik eleştirisi bile, hükümetin gizli ajandasıyla ilişkilendirildi. Artık Türkiyeli olan yabancı televizyoncu ise “son zamanlarda Türk televizyonlarında sevişme sahnesi göremediği” tehlikesine dikkat çekti. Solcu bir gazetenin daha sonra ben söz alınca dışarı çıkacak muhabiri “Türban siyasal bir simge olarak yerleşiyor” deyince de söz almak farz oldu.
Uzatmayacağım. “Sorunları ve muhalefeti karikatürize ediyorsunuz. Eleştirileri sığ bir zemine çekip reform sürecini mahkûm ediyorsunuz. Askerî vesayetin tasfiyesini tali görmenizse içler acısı. Türkiye’nin sorunları ve siyasal iktidarın eleştiriye muhtaç uygulamaları bambaşka. Çizdiğiniz tablo sorunlu” minvalinde bir konuşma yaptım.
Arada elçilik görevlisine katılımcıların nasıl olup da bu kadar “homojen” seçilebildiğini sordum. “İlgi gösteriyorlar” dedi...
Allah dünya üzerinde hiçbir halkı ulus-devletiyle bir başına bırakmasın, temennisini dilimden eksik etmediğim için, gündemdeki konuları, halkların sigortası olduğunu düşündüğüm sınır aşan, demokratik, sivil örgütlülüklerinin perspektifiyle de okumaya çalışıyorum.
Bu yüzden gerek AB’nin gerekse Sosyalist Enternasyonal’in “işlevini” çok önemsiyorum.
Enternasyonal’in bu bildirisi üzerine AK Parti hamasete kapılmadan hatalarını, eksiklerini değerlendirmeli. Ancak Enternasyonal de AB de tanımlamaya çalıştığımız bu atmosferi görmeli.
Mesela, Türkiye’yi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Sosyalist Kadın Grubu Başkanlığına seçilen, Dersim Katliamı’nı çağdaşlık harekâtı olarak tanımlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülsüm Bilgehan’dan falan dinlediklerinde şüpheci olmalılar.
Zira biz “Mesela sürgünlerden söz ediliyor. O sürgünlerde çok iyi yetişmiş genç kızlar da var. Belki o bölgede, ortaçağ şartlarında kalsalardı o aileleri kuramayacaklardı” tesbitleriyle hatırlıyoruz Sosyalist Kadın Grubu Başkanı’nızı ve “öbürsüleri”.
Sahi nasıldı Enternasyonal marşının o meşhur dizesi, hah hatırladım:
“Enternasyonalle kurtulur insanlık...”
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019