Melih ALTINOK
28 Şubat’ın ortağı medyanın köhnemiş aktörleri darbenin yıldönümünde o ekrandan bu ekrana sıçradılar.
Mızmızlar köşelerinde, “Suçum Cumhuriyet’i sevmekse cezam idam olsun ulenyn” türünden dolmuş yazısı kıvamında garip istifa kolpaları çektiler.
28 Şubat’ı, 31 Mart provokasyonundan Şeyh Sait’e atılan iftiraya, Kubilay mizanseninden 60 darbesine irtica paranoyaları silsilesinin bir halkası değil, tekil bir örnek sananlar, şimdi günah çıkartan bu darbeci ilişiklerine çok yüklendiğimizi düşünüyor olabilirler.
İyi de, AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonundan bugüne, merkez medyanın, Cumhuriyet gibi resmî gazetelerin ve devletin ideolojik aygıtı muhalif basının takındığı tavır 28 Şubat’takinden çok mu farklı Allah aşkına?
O gün gerçek iktidarı destekliyorlardı, bugün de yeniden muktedir olmasını istedikleri kafalarındaki asli iktidara, vesayete yancılık yapıyorlar.
Tabii ki devir değişince çeliklerin manipülasyonlarının niteliği de değişti. Nasıl o karanlık günlerde linç edilen meczuplar bugün çıkıp aynı görüşlerini ifade etse dönüp de bakan savcı bile çıkmazsa, post-28 Şubatçılar da koşullara ayak uydurdu.
Hadi, ordunun AK Parti’yi devirmesi için uygun ortam yaratmaya çabalayan Ergenekoncular artık daha “dikkatli”. Birkaç yıl önce olduğu gibi, Cumhuriyet mitinglerine açıktan soyunmuyorlar, takke giydirdikleri faşist tosunlara Danıştay’ı falan bastıramıyorlar.
Ancak, Cuma namazları sonrası sakallı cübbeli avına çıkıp çektikleri fotoları manşetleştirenler, şimdi de 4+4+4 reformundan “başı örtülüp kocaya verilmiş kız çocuğu” silueti çıkartmaya çalışıyorlar.
Eskisi gibi, Balyozcuların “kaygılarını” tırnaksız manşete çekemiyorlar. Ancak Başbuğ’un tutuklanırken verdiği “26. Genelkurmay Başkanıyım oysa” mesajını “anlayana” mottosuyla köşelerinden çoğaltıyorlar.
Güçleri, ayakkabılarını kapı önünde çıkartmışlar mı diye memurların, astsubayların evlerini takibe yetmiyor. Ama, başbakanın ya da bakanların evlerine davet ettikleri ecnebilere pabuçlarını ters çıkarttırdıklarına dair resimler boy boy...
“Türkiye şeyhler ve dervişler ülkesi olamaz”ın yerini, “müritlerin sivil vesayeti geliyor” çığlıkları aldı.
Ve daha bir sürü şey işte...
Ne yazı ki 28 Şubat’ın revize edilmiş reflekslerinden kurtulamayan yalnızca ulusalcılar değil. Çıkıp 28 Şubat’ı açıkça savunan ve “darbe kötü bir şeydir falan, bunlar soyut şeyler kardeşim” özgüvenindeki Ataol Behramoğlu da yalnız değil.
Bir zamanlar bana da çok mantıklı gelen “ne darbe ne şeriat” tuzağından hâlâ yakasını kurtaramayan solun geniş bir kesimi de eskisi gibi.
O günlerde nasıl darbecilere karşı siyasal iktidarı, yani halkın iktidar hakkını savunma “devrimciliğini” göstermediyseler bugün de yine ehven-i AKP noktasındalar.
“Ve türban üniversitede” üst başlıklı karikatürleri ve milenyum modasına göre giydirilmiş “yobaz” tiplemeleriyle süslü mizahlık “muhalif” mizah dergileri bile fazla söze gerek bırakmıyor.
Herkes hata yapabilir. Önemli olan çıkıp sağlıklı bir özeleştiri vermek ve bugün de aynı hataların türevlerinde ısrarcı olmamaktır.
28 Şubat’taki alçakça tavrına makyaj yapıp bugün de okur içine çıkan milenyum darbecileri külahımızla konuşsunlar.
Tanrıdan dileğim, AK Parti’yi muhalefette görek
4+4+4 yasası revizyonla çıktı. Konsensüs adına, vakit kaybetmemek için belki iyi de olmuştur. Ama ben, 28 Şubat’ın ürünü kesintisiz eğitim dayatmasının kırılması için seçme hakkı sunan, ancak bir şekilde dışarıdan eğitim yönü ön plana çıkartılan bu yasayı ilk haliyle de savunanlardanım.
Ulusalcıların paranoyaları bir yana, böylesi saplantıları olmayan ancak mevzuu, muktedirleşen iktidarın çağın gerekliliklerine uymayan tepeden inme bir reformu olarak nitelendiren demokratların görüşlerine de katılmıyorum. Bu genişçe bir kesim için ihtiyaçtı.
Kaldı ki, halkı boş bırakırsan kızını ya okuldan alır ya imam-hatibe gönderir zihniyetinin jakoben bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.
Söz konusu tasarının altında imzası olan AK Parti Grup Başkanvekillerinden Mustafa Elitaş’ı da bilirim ama Ayşenur Bahçekapılı’yı iyi tanırım.
İyi bir sosyal demokrat olan Bahçekapılı, hükümet içerisinde demokratların, liberallerin yüreğine su serpen isimlerdendir. Meclis’teki muhalefetin bile sıkıştığında aklıselimine sığındığı bir limandır. Çocukların, hele ki kız çocuklarının eğitimi için nasıl çırpındığını da bilen bilir.
Ama tıpkı 28 Şubat’ta olduğu gibi, solculuğu, Oktay Akbal’ın “hükümetin iyi bir icraatı bile desteklenmemeli. Kartaca yıkılmalı” mantığına indirgeyen izansızların yarattığı manipülasyonda bu lafları etmek gerçekten zor.
Keşke AK Parti muhalefette olsaydı da biz de bu ıvır zıvır manipülasyonlara yanıt vermek zorunda kalmasaydık. Tüm enerjimizi reform adımlarını ilerletmeye ve taleplerimizi geliştirmeye harcayabilseydik.
Hem böylece AK Partiler de, atamadıkları reform adımları ya da milliyetçi çıkışları için kendilerini eleştirdiğimizde “ne yapalım iktidar sorumluluğu, taban var ya taban...” bahanelerinin ardına sığınamazlardı.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019