Alper GÖRMÜŞ
Salı günü, Türkiye siyasi kültürünün (özellikle de muhalefet kültürünün) bir parçasını oluşturduğunu düşündüğüm bir davranış modelini ele almıştım...
“Kendi gayretinin başarısına (semeresine) küsmek” diye tanımladığım bu davranış modelinde, yıllar boyunca belirli siyasi taleplerle zorlu mücadeleler yürüten siyasi hareketler, o taleplerin siyasi iktidarlarca kabul görmesinden itibaren onlardan soğumaya başlıyorlardı.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi MYK üyesi Ferdan Ergut, son demokratikleşme paketi karşısında sol’un böyle davrandığını savunmuş, bana da ilham kaynağı olmuştu.
Hatırlayacaksınız, ben de, demokratikleşme paketindeki bazı maddeler için uzun yıllardır etkili bir mücadele yürüten bazı liberallerin paket karşısındaki yok sayıcı, önemsizleştirici, küçümseyici tavırlarının aynı davranış modelinin bir başka vechesini oluşturduğunu savunmuştum.
Bugünkü yazıda, siyasetteki bu “ebelik ettiği çocuğu inkâr etme” tutumunun altında nasıl bir ruh halinin yattığını irdelemeye çalışacağımı söylemiştim… Şimdi sıra ona geldi.
***
Ferdan Ergut, sol’daki bu ruh halini önceleri sol’un iktidarı görme biçimiyle (iktidar değerlendirmesiyle) açıkladığını, fakat bir süredir bu hali bizzat sol’un kendi kendisini görme, kendi kendisini algılama biçimiyle açıklamaya çalışmanın daha doğru olabileceğini düşünmeye başladığını yazıyor.
Ergut’un artık yetersiz bulduğu açıklama tarzı, “marazi” dediği bir muhalefet biçiminde ifadesini buluyor. O da şu:
“(…) Bu iktidarın yaptığı hiçbir şeyi onaylayan pozisyonda olamayız; her ne yaparsa yapsın direnmeli; direnmenin mantıksız olacağı durumlar ortaya çıktığında da -en son paket meselesindeki gibi- olup bitenin aslında iktidarın göz boyamasından ibaret olduğunu halka anlatmalıyız.”
Ergut, “daha açıklayıcı” dediği yeni önermesini ise sol’u derin bir biçimde etkisi altına aldığını düşündüğü “yenilgici zihniyet”e dayandırıyor. Ergut’a göre, “hiçbir ciddi başarı hikâyesi olmayan” sol bu nedenle çok derin bir özgüvensizlik peydahlamıştı ve “özgüveni bu kadar düşük bir politik öznenin akıp giden hayata müdahale etmesine imkân (yok)”tu.
Ergut’a göre, bu derin özgüvensizlik “söylenen ama söylemeyen”, “olur’ları değil olmaz’ları söyleyen” bir sol “siyaset” üretiyordu.
***
Sol’daki, kendi başarısını bile sahiplenmemeye varan “sonuna kadar negatif muhalefet” tarzının Ferdan Ergut’un işaret ettiği “özgüvensizlik”le bağlantılı olduğuna ben de inanıyorum. Fakat Ergut’a, bir önceki önermesini de o kadar kolayına harcamamasını tavsiye ediyorum; o da çok şeyi açıklıyor.
Hatırlayın, 3 Kasım 2002 seçimlerinden hemen sonra planlanan ve yıllar sonra açığa çıkartılan darbe girişimleri, bazı kesimlerde “daha programı bile açıklanmamış hükümete karşı darbe mi planlanırmış” mugalatalarına yol açmıştı.
Oysa biz biliyoruz ki, darbe planları hükümetin yapıp ettikleriyle değil, kimliğiyle ilgiliydi.
Türkiye’de seçim gününden itibaren iktidarda bir “düşman”ın oturduğuna, dolayısıyla da iktidarın (“düşman”ın) her yaptığına karşı çıkılması gerektiğine inanan milyonlarca insan var. (“Düşman”ın bazı uygulamalarının “iyi” olduğu düşünülebilir mi?)
Başlangıçta sosyalist sol bu çizgiye dahil değildi, sonradan eklemlendi ve adım adım bugünkü “kategorik ret”çi noktasına geldi.
Perşembe günü, bu hikâyenin başlangıç ve olgunlaşma safhalarını hatırlatan son bir yazı daha kaleme alacağım.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025