Atilla Aytemur
Seçim günü yaklaşırken muhalif partilerin açtığı stand ve çadırlara saldırı ve tahrikler, rakipler arası afiş ve pankart kavgalarına dair haberler dikkat çekmeye başladı.
Ama Akit TV’deki “Bilgi Savaşları” programına katılan Ahmet Maranki diye birinin söyledikleri hepsinin üzerine çıktı.
Kim bu Ahmet Maranki? Asıl tanınırlığının, alternatif tıbbın “bitkisel tedavi” alanında olduğu söyleniyor. Karmakarışık CV’si epey ilgi çekiyor. Doktorluk ve profesörlük ünvanları tartışmalı görülüyor. Pazarladığı bitkiler hakkında bir hayli kitabı da var ama bilimsellikleri meçhul deniyor.
İşte bu Maranki, söz konusu TV programında konu politikaya ve yaklaşan seçimlere geldiğinde, öyle inanılmaz şeyler söyledi ki sunucuyu da şaşkınlık ve hayret içerisinde bıraktı, siyasal havayı iyice bozdu ve Türkiye’nin gündemine oturdu.
Ne demek istedi?
Söylediği sözlerden basbayağı “iç savaş” tehdidi çıkıyor.
Bire bir söylediği cümle şöyle : “Bizim şayet aksi olursa gidecek hiçbir yerimiz yok. Ben onun için, umudum Kaf Dağı'nın arkası 25 Haziran'dır. Olmadı zaten, o zaman artık Belgrad Ormanı'nda ağacın dibinde, talim şeyimizi oraya gömdük. Çıkaracağız sokağa artık, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ diyeceğiz…”.
Bu sözler karşısında sunucu “ Yok o kadar da değil de…” diyerek hafiften itirazını yükseltince Ahmet Maranki sözlerini açıklamaya kalkıyor. Savunma babında, bu sefer de “Ama adam sana topla saldırıyor. Senin tüfeğinle saldırıyor. Tankınla atıyor kardeşim. Gerektiğinde bu millet ona hazır. Onu söylemek istedim” diyor.
Yani, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nin sonuçları umdukları gibi olmazsa, iktidar yanlılarının bir yerlerde sakladıkları silâhlarıyla sokaklara dökülüp, demokratik bir seçimle iktidarın el değiştirmesine müsaade etmeyeceklerini söylemeye çalışmış.
Sunucunun “Yok o kadar da değil de…” şeklindeki uyarısı karşısında ise, konuyu açayım derken ne var ne yok iyice ortaya dökmüş.
“Ama adam sana topla saldırıyor. Senin tüfeğinle saldırıyor. Tankınla atıyor kardeşim. Gerektiğinde bu millet ona hazır. Onu söylemek istedim.”
Sözlerinden, (a) 15 Temmuz veya benzeri, toplu-tanklı darbe girişimleri ile seçimlerde olası bir yenilgiyi aynı şey gibi gördüğü; (b) dolayısıyla ikincisine karşı da silâhla direnmeye milletçe hazır olmayı meşru saydığı sonucu çıkıyor.
Seçime mi, savaşa mı gidiyoruz!
Aynı ülkenin yurttaşları olarak ülke yönetiminde görev almak üzere demokratik seçimlere gidilmiyor da, sanki düşmanla kanlı bir savaşa hazırlık yapılıyor.
İktidar koalisyonundan henüz olayı kınayan bir açıklama duymadım. Neyse ki Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı “Basın yoluyla halkı kin ve düşmanlığa sevk etme” temelinde bir soruşturma başlatmış ve Maranki’yi ifade vermeye çağırmış.
Ahmet Maranki’nin o sözleri sarhoşken söylemediği, dilinin sürçmediği, ilk kez televizyona çıkan birinin yaşadığı şaşkınlığın eseri olmadığı muhakkak. Fakat şimdi geri adım atma ve tevil etme ihhtiyacı duyduğu kesin. Savcılıkta verdiği ifadeye ilişki (30 Mayıs tarihli) haberlere bakılırsa, vakti zamanında Belgrad Ormanları’na gidip toprağa “talim şeyleri”ni [silâhlarını?!] değil sadece “öfke”lerini gömdüklerini savunuyor.
Meğer nasıl bir hazırlık içindeymişler!
Bu açıklama hiç ama hiç tatmin edici değil. Öfke “talim şeyimiz” diye tarif edilmez. Toprağa gömülmeyi bırak; topraktan çıkarılmaz. Ne demek, 25 Haziran’da gidip bir zamanlar “talim şeyimiz” diye toprağa gömdükleri “öfke”yi topraktan çıkarmak? Saçma. Ayrıca, “talim şeyimiz”i topraktan çıkarmanın tanka-topa-tüfeğe karşı koymak için gerekli olması da, o “talim şeyleri”nin salt ofke olamayacağını gösteriyor.
Geçelim. O cümleler küçük bir analize tabi tutulduğunda ortaya korkunç bir tablo çıkıyor.
Şöyle:
Öncelikle seçim, Türkiye’nin vatandaşları arasında yapılan demokratik bir yarış olarak görülmüyor. Tersine, iki düşman kamp arasında ölümüne bir kavga olarak ele alınıyor ve iktidarı kaybetmeleri halinde bu topraklarda kalamayacaklarını; başka gidecek yerleri olmadığı için de silâha sarılmaktan başka çareleri olmadığını düşünen bir zihniyet dünyası sergileniyor.
Yani, iktidarı demokratik seçimlerden başarılı çıkacak olanlara devretmemeye kararlı olan; bunun için de o şartlarda sokağa çıkarak silâhlı bir hareket başlatmayı son derece normal bulan; kendini buna ikna etmiş bir anlayış kendini ele veriyor. Ahmet Maranki “millet”in buna “hazır” olduğunu, onun içinden biri olarak emin bir edayla söylüyor.
Böyle bir düşünceye son günlerde varılmadığını; bir süredir böyle düşünüldüğünden silâhlanmış ve talim yapan örgütlü bir topluluk olduklarını ifşa ediyor.
İktidarı kaybetme ihtimalinin doğacağı günleri hesaba katarak, silâhlı hazırlık eğitimi yaptıklarını ve silâhları bir yerlere (simge olarak Belgrad Ormanı’nda bir ağaç dibine) gömdüklerini, kendinden emin bir şekilde ifade ediyor.
Ciddiye alsan bir türlü, almasan başka türlü…
Eğer bu konuşmanın arka planında binde bir de olsa böyle gerçekler var ise, yazıklar olsun!
Durumdan vazife çıkaran paramiliter ruh
Tabii ki bir dönem önce HÖH (Halk Özel Harekât) filan gibi isimlerle, özel armalar, üniformalar ve otomobillerle pıtrak gibi ortaya çıkıp, orada burada gösterişli edalarla boy gösterenleri toplum henüz unutmuş değil.
Çok değil, bazı il ve ilçelerin gözlerden ırak köşelerinde, iktidarın bilgisi dahilinde çok sayıda kişiye silâhlı eğitim verildiği yönündeki etkin kişilerin ihbarları ve konu hakkındaki ısrarları da, hükümetin “böyle bir şey yok” demesine karşın unutulmuş sayılamaz.
Yok muhtardı, yok şuydu buydu diyerek, alâkasız kişilere resmi poligonlarda kısa ve uzun namlulu silâhlarla talim yaptırılması saçmalığı da halen hafızalarda.
Demokratik imkânları son zerresine kadar değerlendirerek, her aşamada toplumun rızasını alarak iktidar olan AK Parti’nin bu saçmalıklara yol vermeyip üzerine gitmesini beklemek, bu ülkenin yurttaşlarının hakkıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a fedai ruhuyla bağlı olduklarını ilân edip, farklı düşünenleri düşman gören ve gösteren, onlara her şeyi yapabileceğini düşünen, demokrasiyi ve seçimleri akıl ve havsalaları almayan bir topluluk oluşmuş galiba. Niceliklerini bilemiyorum. Ama bu ülke için de, AK Parti ve Erdoğan için de hayırlı bir durum gibi görünmüyor.
AK Parti, seçimle gelenin seçimle gitmesine inanmayanlara bir şeyler söylemeli
Demokratik seçimlerle iktidara gelen, demokratik seçimlerle gitmesini de bilmeli. Yurttaş bütün partilerden, kişi ya da parti ihtirası uğruna ülkeyi kana bulayacak kadar gözü kararanlara fırsat vermemelerini bekler.
Bir süredir toplumda alttan alta bir konu konuşuluyor. Sosyal medyada iddianın biri bitmeden diğeri başlıyor.
AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, seçimleri kaybetmeleri halinde sayısız gerekçelerle ve çeşitli yollara başvurarak iktidarı bırakmayacağı ileri sürülüyor.
Buna inanan da var!
Seçimli ve parlamentolu siyasi hayatı yüz elli yıla varan; bütün eksiklerine rağmen genel seçimlerde hayli tecrübe edinmiş; darbeler bir yana bırakılırsa, iktidarın seçimler yoluyla el değiştirmesinin olağan şekilde yaşandığı ülkelerden olan Türkiye’de, aksini düşünmek deli saçması gibi.
Ama nedense, olur olmaz her yerde ve her olayda Marankigiller zırt diye ortaya çıkıyor.
Ülkenin ve yurttaşların ruh sağlığını korumak konusunda iktidarın yapacağı bir şeyler olmalı!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022