Aydın ENGİN
Durun, bir soluklanayım.
Sabah “Kalk, kalk artık dolar 6 lira oldu oluyor, sen hâlâ...” fırçası ile uyan(dırıl)dım.
O saatten beri ekonomi ulemasının yazılarını okuyorum.
Uğur Gürses’in önceki günkü yazısı ile başladım. ABD’li bir işadamından aktardığı özlü sözü not ettim. Pazartesi günü de bizim Ergin Yıldızoğluköşesinde yazmıştı. Warren Buffet, “Sular çekildiğinde kimin çıplak yüzdüğü anlaşılır” demiş. Ben olsam “Kimin donsuz yüzdüğü...” diye çevirirdim.
Sonra soluğum kesilmecesine okuma maratonuna girdim.
Bizim Erinç Yeldan’ın bilgi dolu yazısını bitirdim; ardından bizim internet portalının Güngör Uras’la yaptığı kısa söyleşiye geçtim. Onun da ardından Sözcü’den Murat Muratoğlu’nun ekonomi gibi somurtuk bir alana enfes bir mizahla yaklaşımının tadını çıkardım. Tat dediysem zehir gibi acı bir tat...
Karar’da her zaman dikkatle ve öğrenerek okuduğum İbrahim Kahveci’ye geçtim. TL’nin şiddetli değer ve itibar kaybına üfürükçü hoca mantığı ile yaklaşanlar sergileniyordu.
İki Alman gazetesinde Türkiye ekonomisinin uluslararası tefecilik kurumları açısından çekiciliğini neden yitirdiğine ilişkin ciddi ve can acıtan analizlerin ardından, Alman finans sermayesinin ağır topu Commerz Bank’ın, doların 6 TL’ye ulaşabileceğine ilişkin uğursuz öngörüsünü içeren rapora yumuldum. Benim taksi şoförü Almancam ile ekonomi terim ve kavramları ile dolu bir yazıyı okumak ömür törpüsü. Ömrümü törpüledim ve sonuna kadar okudum.
Gözümden kaçmış, yeniden bizim internet portalına döndüm. Harvard Üniversitesi’nin gözbebeklerinden ekonomist Dani Rodrik’in tweet’ini alıntılamışlar. Başlığa göre Rodrik, doların 4.92’yi gördüğü saatlerde Türkiye ekonomisinin kurtuluş reçetesini açıklıyordu. Üstüne atladım ve bir solukta okudum. Okumaz olaydım.
Tweet şöyle başlıyor:
“Dolarin yukselisine seyirci kalmak cozum degil zira dolar bazinda borclanmis ozel sektoru iflasa goturecegi gibi enflasyonu kontrolsuz hale getirecek. Er ya da gec bu onlemlerden biri gerekecek. Bekledikce maliyet artiyor.”
Olduğu gibi aktardım. Gâvurun klavyesinde ı’lar, ö’ler, ü’ler, ç’ler yok ama eşiğinde durduğumuz ekonomik felaketin kısa, kesin ve yalın “tanı”sı var.
Bu inkâr kabul etmez “tanı”nın ardından tedavi reçetesi geliyor:
Biiiir: Merkez Bankası rezervlerini tüketmek pahasına dolar satacak.
İkiiii: Faizlerde ciddi bir artış yapılacak.
Üüüüç: Sermaye hareketleri kontrol altına alınacak. Serbest piyasa ekonomisinin yani küresel kapitalizmin şaka kaldırmaz kuralları böyle emrediyor. Seçenekler bu kadar kesin.
Buyrun seçin: Darağacında asılmak mı, elektrikli iskemle mi, yoksa kurşuna dizilmek mi?
***
Neyse ki Maliye Bakanı Nihat Zeybekci konuşuyordu.
Sabahtan başladığım bu karabasan gezisine hemen son verdim, daha önce dolardaki değer artışını “kabul etmediğini” açıklayan Ekonomi Bakanımıza kulak verdim:
“... Ülkemiz kur ve faiz oranlarında hak etmediği dalgalanmalar ve döviz piyasasında sağlıksız fiyat oluşumları yaşamaktadır. (...) İlgili kurumlarımız,döviz piyasasındaki dengesizliğin kaldırılması için gerekli araç ve yetkiye sahiptir. Bu sorumluluğu alarak, en doğru hamlenin en uygun zamandayapılacağı konusunda güvenimiz tamdır...”
Boşuna korkmuşum. Rahatladım. “Doğru hamle en uygun zamanda” yapılacakmış.
Sadece en uygun zamanın ne zaman olduğunu pek anlayamadım. Onu herhalde Reis biliyordur. Eh, Reis biliyorsa sorun da yok demektir. Malum Londra’da iken Bloomberg TV kanalı aracılığıyla bütün dünya ekonomistlerine altın değerinde bir öğüt verdi, ders verdi, akıl verdi, şey verdi:
“Enflasyon netice, yüksek faiz sebeptir. Faiz inerse enflasyon da iner.”
***
Sabahtan beri o kadar karamsar yazıyı boşuna okumuşum. Sorun yok. Rahat edin, rahat edeyim,
Reis ha bire tekrarlıyor, “Türkiye dünyanın yirmi (yoksa on hatta beş miydi?) büyük ve güçlü ekonomisinden biridir” demiyor mu?
Demek ki biz o plajda, o zenginler plajında yüzüyoruz.
Tek sorun: Sular çekildi kıçımız açıkta kaldı. Onu nasıl örteceğiz?
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021