Cem SANCAR
Ortalık fobik kaynıyor. Öyle çok fobya var ki deme gitsin. Homofobi, Ermenifobi, Kürtfobi, Türkiyefobi, islamofobi. Tabii en önemlisi ve her zaman en üstte: Erdoğanfobya!
Ben de küçükken en çok attan düşmekten korkardım. At fobim vardı ayıptır söylemesi.
Mazlum bir çocuktum. Babam hayırsız adam denilen karakterlerden biriydi. Beni anneanneme (ananeme) bırakmışlardı. Ona anne diyordum. Küçük Langa'nın Samatya'nın oralarda, dünya savaşları, yıkımlar görmüş Osmanlı kadının aşırı tutumluluğuyla büyüyordum.
Oyuncağım yoktu. Bir tek renkli düğmeler. Bir de pencerenin cumbasına konan minderde sokakta oynayan çocukları izlemek. Ve haftada bir alınırsa bayram edeceğim gazozun özlemiyle yanmak.
Ananem beni bazen Kız Hasan Abi'nin evine götürürdü. Hasan abinin benimle yaşıt bir oğlu ve ileriki yıllarda aşk acısı çekeceğim bir kızı vardı.
Çocuğun çizgi romanları, oyuncakları hazine değerindeydi. Oğlan bana zenci evlatlık muamelesi yapar, oyuncaklarını elletmez, kitaplarını vermezdi. Sadece hepsini tek tek uzaktan gösterir, işkence ederdi. Ama en fazla odasında duran tahta at. İşlemeli bir tahta at. Ona biner ve bağırırdı: "Tommiiiks, deeeh!"
Nasıl isterdim o ata binmeyi! Bir gün gittim bütün oyuncaklarının üstünde tepindim, çocuğun elini kapıya kıstırdım. Tabii itile, kakıla eve götürüldüm. Kulağımda çimdik izleri hiç umurumda olmadan sabaha dek hırsımdan ağladım. Zaten gıcıktım ona. "Babacığım babacığım" diye gezinmesine, şımarıklığına. Benim babam da yoktu, "cığım" da. Bir eli sıkı ananem işte...
Kız Hasan Abi dersen, enteresan bir adamdı.
Çok nazik, kibar, dans eder gibi ayaklarının ucunda yürüyen bir insandı. Arkasından Kız Hasan Abi diyorlardı. Hasan Abi mutlu bir aileye sahipti. Her akşam eli kolu dolu dönerdi işten eve. Ananem, "işte adam gibi adam" diye onay verirdi ona. İtibarlı bir adamdı kadınlar nezdinde. Babamın ceberut, gözlerinden ateş saçan suratını düşününce...
Tabii homofobik kavramını bilmiyordum o yıllarda!
Büyüdük ve envaı çeşit korkumuz oldu. Korkular belirledi hayatımızı. Misalen; dışı "modern" içi nefret kuyusu, insan haklarına esastan karşı bir "rencide ediciler" lejyonu, ODTÜ'deki mezuniyet töreninde mabetlere, mahyalara, yaradılışa hakaret ederek yürüyorlar: Camifobya!
Müslüman toplumu bizi kabul etsin diye yırtınıyor eşcinsel örgütü. Ardından oruçlu insanların ülkesinde sokakta çırılçıplak soyunuyorlar. Ve şaşkın garibanlara tanga giydirip "faşizme karşı omuz omuza" diye bağırtıyorlar. Büyük ihtimal babalarının ya da amcalarının adıyla dalga geçiyorlar bir de; Ramazan'la!
Bir deli provokasyon, bir hadsizlik hali. Sonra aynı grup "homofobiksiniz işte!" diye çımkırıyor yüzümüze: Ramazanfobya...
İçimiz öyle şişmiş ki en ufak meselede fobiler depreşiyor.
Bir bakmışsın nâdân bir cinsiyetçilik, kadınfobik sözcükler, "oş" takıları, ayrımcı söylemler revaçta! Öyle laflar ediliyor ki, fıtratlara yönelen aşağılama sivilceli bir ergen kıvamında. Ya da tam tersi! Azınlık hakları peçesi altında izzeti nefsi hiçe sayan seküler bir şehvetperestlik modası, özgürlük diye yutturuluyor. Tabii yerseniz.
İstiklal Caddesi'ndeki "Nü" yürüyüşünde kiloca geniş bir CHP'li Toma'nın üstüne çıkmak istiyor. (Moda!) Fakat garibim tampona basıp kalıyor. Hamle üstüne hamle ama nafile! Yerçekimi izin vermiyor. Pilates yapması gerek diye düşünüyoruz. Yoksa rezil olmak işten bile değil.
Çıkamayacağımız yerlere hamle etmek insanı komik durumlara düşürüyor. Farzımuhal paralelcilerin sırf hükümete çakmak için ramazanda striptiz görüntülerine meyletmesi gibi...
Neyse biz Küçük Langa'ya dönelim. Mahremiyetin ortak bir ziynet gibi saklandığı günlere:
Aradan zaman geçmişti. Sonunda cezam bitmiş, gene minderime kavuşmuş sokağı seyrediyor, en iyi yaptığım işi yapıyor, hayal kuruyordum.
Birden önümde Kız Hasan Abi'nin kendinden sürmeli gözleri belirdi! Muzip bir ifadeyle "ananene söyle de kapıyı açsın bakiim!" Koşa koşa, tabii ben ananemin eteğinin arkasında, kapıyı açtık.
Koca bir paket uzattı Hasan Abi. "Bu benim sizin küçüğe hediyem. Lütfediniz, kabul ediniz!" Bizimki, "neden zahmet ettiniz hay Allah" falan derken paketi kaptım, açtım: O da ne? Rengârenk bir tahta at!
Üstüne bir çıktım, inmedim. Neden sonra bir güm sesiyle uyandım! Kafam fena zonkluyordu. Meğer anne hatun divanda uyumuş; ben de öyle atın üstünde yorgunluktan sızıp gümbedenek yere düşmemiş miyim?
Yükseklik korkum ondan sonra mı başladı bilmiyorum. Fakat atımın iki yanına minderler kondu ve ben ödüm patlayarak da olsa aylarca o atın üstünde yaşadım.
Ondandır, her fobi de gizli bir tutku olduğuna ve tutkularımızla imtihan edildiğimize inanırım ben.
Ne zaman "fobi" lafı duysam, tahta atımı hatırlarım. "Kim bilir hangi meçhul ihtirastır bu?" diye geçer aklımdan.
Bir de Hasan Abi'nin insanlığı geçer. Zarif olan, nadir olan iyi kalpli insanların kocaman merhametinin üstünde hep onun mütebessim bakışlarına rastlarım...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Kültür müteahhitleri
25.04.2021 - Kendini bil kendini, at o sırtındakini
13.09.2020 - Benzersiz bir modernleşme
7.09.2020 - Eda Naz’ı ararken
30.08.2020 - Geç ergenler, görkemli hüsranlar
23.08.2020 - Eşeğin kuyruğuna kanat takmak
16.08.2020 - Kadın, erkeğin vatanıydı aslında
27.07.2020 - HER DEM İNSAN
21.07.2020 - Hoca Nasreddin ve fil meselesi
15.12.2019 - Metrobüs, kitap ve Hindistan
18.11.2019
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Ad Soyad Giriniz...
tarih boyuncaermenileri soykırımdan geçiren dersim de alevileri kürdüstan da kürtleri kılıçtan geçiren mendersleri asan özalları zehirleye