Elif ÇAKIR
AK Parti, CHP’nin 15 milletvekilini İYİ Partiye göndermesinin ikinci bir Güneş Motel Olayı olduğu konusunda ısrarlı.
AK Parti MKYK sonrası Mahir Ünal dün bir kez daha şöyle dedi:
“Güneş Motel vakası unutulmadı, mahşeri vicdanda büyük bir yara açtı.”
El hak doğru.
Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçti.
Siyasal yozlaşmanın yolunu açtı.
Güneş Motel Olayı CHP’nin sırtında taşınması öyle büyük bir yük, öyle taşınması zor bir kambur oluşturdu ki, üzerinden 41 yıl geçmiş bir vaka olmasına rağmen, hatta bir 41 yıl daha geçse CHP’nin hanesinde kara bir leke olarak durmaya devam edecek.
Güneş Motel Olayı, öyle bir vaka ki, 41 yıl önce CHP liderinin ve kadrolarının yaptığı demokasi ayıbı, 41 yıl sonra Güneş Motel Olayı’nda zerre kadar dahli olmayan, bugünkü CHP liderinin ve kadrolarının masasına bırakılıyor.
Yarında bırakılmaya devam edecek.
Tarih böyle acımasızdır işte.
Tarihe nasıl geçtiğiniz, tarihe nasıl iz bıraktığınız önemlidir.
Yapılan her şeyi kayda geçer.
Yarın siz pişman olsanız bile, bugün yaptıklarınız yaşadığınız sürece önünüze çıkartılır.
Hele siyaset sahnesi, siyasi yarış öyle acımasızdır ki, siyasi rakibinin hatasının üzerinde “uysa da uymasa da” tepinir durur.
Tam da bugünkü Güneş Motel Olayı gibi.
Şimdi düşünün bakalım.
“Yasaklarla mücadele etmeyi, tek parti zihniyeti ve darbe dönemlerinden miras kalan tüm yasakçı uygulamaları lağvedip, bireysel hak ve hürriyetleri güvence altına almayı” ve “Türkiye’yi gelişmiş demokrasiye” kavuşturacağını vaat eden AK Parti...
Hatta...
Her fırsatta, “ciddi bir muhalefet” partisinin yokluğundan şikayet eden, ülkemizde iktidar sorunu değil muhalefet sorunu olduğunu dile getiren, ana muhalefet partisi olsa demokrasi mücadelenin çok güçlü olacağını ifade eden AK Parti...
Hatta sürekli Meclis çatısı altında “Ana muhalefet partisi ülkemizin ve milletimizin hiçbir meselesiyle ilgilenmiyor, proje üretmiyor, ülkemizin sorunlarına katkıda bulunmuyor. Türkiye’nin ana muhalefet gibi, demokrasilerde çok önemli görevler üstlenen” bir makamın boş olduğundan şikayetlenen AK Parti...
CHP’nin Meclis’te kendisini ifade edebilmesi, siyasi yarışa girebilmesi, YSK’nın antidemokratik bir karar verme güçlü ihtimaline karşı bir önlem almasını memnuniyetle karşılaması gerekmez miydi?
Ya da tam tersini düşünün...
AK Parti, YSK’nın antidemokratik kararına önlem olarak 15 milletvekilini İYİ Parti’ye vermiş olsaydı...
“İşte CHP zihniyeti budur” demez miydi?
“CHP, otel odalarında kirli siyaset pazarlıkları yaparken, siyasi makam vaatleriyle Adalet Parti’sinin milletvekillerini ayartırken, kirli pazarlıklarla iktidar partisinin altından koltuğunu çekerken... Biz, demokratik siyasetin yolunu açmak, siyasi rekabet oluşsun, milli iradenin önünü açmak için 15 milletvekilimizden demokrasi adına feragat ettik” demez miydi?
Demez miydi?
Derdi...
Ve işte o zaman AK Parti Güneş Motel Olayı’nı haklı olarak ve yerinde olarak siyasi polemik malzemesi yapmış olurdu.
Ve AK Parti bundan da kazanırdı.
AK Parti bugün de şöyle kazanırdı. CHP’yi yaptığı bu demokratik centilmenlik için tebrik etseydi, “Bakın biz CHP’nin iyi olmasından, ülkeye, demokrasiye katkıda bulunmasından oldukça mutlu oluyoruz” demiş olsaydı...
Toplumda şöyle düşünürdü. AK Parti için önemli olan “demokrasi, ülke” ana muhalefet partisine cepheden karşı değil. Sezarın hakkını Sezara veren bir parti, denmesini sağlamış olurdu.
“Seçim ekonomisine tenezzül etmedik, etmeyeceğiz”
Başlıktaki söz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı dönemine ait.
AK Parti kurulduğu tarihten itibaren her seçim döneminde buna benzer pek çok açıklamasına rastlamak mümkün. Zira “seçim ekonomisi” eski Türkiye’ye ait bir iktidar partisi yaklaşımı. İktidar partileri seçim zamanı yaklaştığında, vatandaşın ihtiyaçları, talepleri konusunda pek bir cömert davranılardı.
Vatandaş için de bundan dolayı seçimler bir fırsata dönüşürdü, zira “iktidar partisinden ne kopartılabilirse kar” sayılırdı. Kaçak yapılar bir anda yasal hale getirilir, tapular dağıtılırdı, yolu köprüsü çeşmesi olmayan köylerin bu ihtiyaçları karşılanırdı. AK Parti’nin en çok övündüğü hususlardan birisi de buydu. Seçim ekonomisine tenezzül etmemek. Vatandaşı her zaman hatırlamak. AK Parti “Seçim ekonomisine tenezzül etmedik, etmeyeceğiz” sözünü en son 2013 tarihinde söylemiş. Sonrasında böyle bir açıklaması yok.
20 Eylül 2013.
Partisinin İl Başkanları Toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan şöyle diyor:
“Biz bundan önce olduğu gibi bundan sonra da asla seçim ekonomisine tenezzül etmeyeceğiz. Kim devletten ne alıyorsa, devlette ne yaptırıyorsa hakkı olduğu için alıyor, işlemlerini yaptırıyor. Seçimlere özel bir durum yapmayacağız.”
***
Bunu neden mi yazdım?
Şundan...
Evvelsi gün hükümete yakın gazetelerden birisi müjdeyi “Tapusuz yapılara tarihi fırsat” başlığı ile duyurdu. Haber şöyle: Hükümet tapusuz yapı mağduriyetine karşı harekete geçmiş. Türkiye’de 16 milyon taşınmazın tapu sorunu varmış. Hükümet, vatandaşın bu sorunu Yapı Kayıt Belgesi ile çözecekmiş. Yapı mağduriyetini çözecek düzenleme kısa bir süre sonra Meclis’te olacakmış.
Çevre Bakanı Mehmet Özhakesi, böylece devlet ile vatandaşın kavgası bitecek demiş. Hükümetin bu düzenlemesi ve vatandaşa vereceği Yapı Kayıt Belgesi kavgayı bitirecek barışı getirecekmiş.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
14.09.2025
9.09.2025