Ergun BABAHAN

Türkiye'nin gerçek aynası futbol!
18.11.2014
1786

 Çok iddialıyız ama bir türlü beceremiyoruz. Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğu, milli takımın dünya 3’üncülüğüyle 'Oldu bu iş' dedik ve dev yatırımlara girdik ama sonuç ortada… Arkası gelmedi.

Dış politikada da böyle değil mi? Bir dönem yıldızımız parladı, kendimizi bölgesel güç ilan ettik, 'Küresel liderliğe adaylığımızı' ilan ettik, bugün bölgenin ve dünyanın alay konusu haline geldik.

Futbolu yabancı yasağıyla içinden çıkılmaz hale getirdik. Sonuçta, Avrupa’nın iyi takımlarında oynayabilecek tek bir oyuncu çıkaramadığımız gibi, yerli oyunculara dünya standardının üzerinde para vermeye başladık.

Başkanlarının milyarlık saray yaptırdığı bir ülkede, parayı bol bulan futbolcular eşlerine birbirinden lüks araçlar almaya başladı. Asgari ücretin 500 dolar bile olmadığı, tribünlerin boşaldığı, sponsorların kaçtığı, kulüplerin battığı bir ülkede 'Değirmenin suyu' nereden geliyor diye sormadık, sormuyoruz. Tıpkı Erdoğan ve AKP’nin lüks harcamalarında olduğu gibi.

BÖLÜNME YANSIDI

3 Temmuz soruşturmasını meşrebimize uygun yürüttük, işin içinden çıkamaz hale gelince önce yasayı, sonra Federasyonu değiştirdik. 17-25 Aralık’ta da yasaları ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu değiştirdik.

Kürt meselesinden eğitime, hukuktan iş güvenliğine kadar her alanda bölünmüş durumdayız, bu tablo tribünlere de yansıdı ve sonuçta milli takım oyuncuları formasını giydiği kulübe göre tepki görmeye başladı. Bölünmenin geldiği boyutu, kopuşu daha net gördük.

İktidar otoritesini sorgulayan herkese, başta gazeteciler olmak üzere şiddet göstermekten çekinmiyor. Fenerbahçe’nin güvenlikçileri de onları örnek almış olsa gerek ki, Volkan’ın stattan ayrılmasını çekmeye çalışmaktan başka bir şey yapmayan muhabirleri kıyasıya dövüyor.

Toplumsal muhalefetin bastırıldığı, susturulduğu bir ülkede futbol tribünleri Roma arenaları gibi, insanların öfkelerini, mutsuzluklarını, hatta umutsuzluklarını dışa vurdukları mekanlar haline geliyor.

Siyasi görüşü olan taraftar gruplarının darbecilikle suçlandığı, medyanın susturulduğu, insanların görüş bildirmeye korktuğu bir ülkede gelişen tek şey, lümpenlik oluyor. Sokak kültürü dini de kuşatıp içini boşaltıyor ve İslam cumaları kılınan namazdan ibaret hale geliyor.

20 yıla yakın zamandır çocuklarımı hafta sonu spora götürüyorum. Orta sınıfa özgü birbirinden değerli spor eğitim merkezleri olduğunu biliyorum. Sabahın 5’inde kalkıp yüzme antrenmanına giden çocuklar, tenis için servet harcayan anne-babalar tanıyorum.

ÜLKE BİRLİKTE ÇÖKER

Ama bunca emeğe karşı uluslararası alanda devşirmelerden başka başarılı olabilmiş bir sporcumuz olmadığını görüyorum.

Çünkü bir ülke bir bütündür. Bütün unsurlarıyla yükselir veya çöker. Tek tek örnekler kuralı bozmaz. Futbolumuz ülkenin içindeki durumun yansımasıdır sadece.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar