Fehmi KORU
AK Partililer ne kadar heyecanlı; son zamanlarda görmeye hasret kaldığımız kadar büyük bir heyecanla anayasa değişikliğini gerçekleştirmeye çalışıyorlar…
Biri, “Atatürk anayasasını getiriyoruz!” demiş, ajans onun bu sözünü geçiyor; bir diğeri sadece ‘cumhurbaşkanlığı’ ile ilgili maddelerini değiştirmeyle sınırlı tuttukları halde, yaptıklarının adını ‘milli anayasa’ koymuş, onu duyuruyor…
Meclis’te görüşmeler bitip maddelerin oylanmasına sıra geldiğinde heyecan cengâverlik derecesine varıyor…
Deniz Baykal kürsüden yıllar öncesinin (2003) 1 Mart Tezkeresi görüşmelerini hatırlattı; ama ne çare, şartlar o günden çok farklı bugün, her şeyden önce AK Parti grubu farklı…
Nitekim.. maddelere geçilmesi oylaması 338 oyla kabul ediliyor…
Kızabilir misiniz? ‘Milli anayasa’ yapılıyor ve ‘Atatürk anayasası’ getiriliyor, nasıl kızabilirsiniz?
CHP’liler kızıyor, ama onların da anayasayı bir sistem değişikliğini sağlayacak biçimde değiştirme girişiminde bulunan AK Partililer’den fazla bir farkları yok…
Merak etmeyin, nedenini açıklayacağım.
Yok birbirlerinden farkları
Bizde parlamento çalışmaları partiler ağırlıklı olarak yürüyor; tek tek milletvekillerinin önemi fazla belli olmuyor.
Muhalefet partilerinin yasalaşmasını istediği bir konu.. neredeyse otomatik olarak.. iktidar partisi milletvekilleri tarafından reddediliyor..
Tersi de doğru bunun: AK Parti tarafından sunulmuş da CHP milletvekillerinin benimseyip yasalaşması için çaba sarf ettiği bir konuyu ara da bulasın…
Hadi, yasamada bu normaldir diyelim…
Anayasanın hakkında grup kararı alınamayacağını öngördüğü ve ‘gizli oy’ ile gerçekleşmesini şart koştuğu tezkereler ve anayasa değişikliklerine yaklaşım sanki farklı mı?
Yurtdışına asker gönderme konulu tezkere Meclis’e geliyor, CHP aslanlar gibi onun karşısına dikiliyor; iktidar partisinin fire vermesi bekleniyor…
Partiler arası bir çekişmeye döndüğü için, tezkerelerin ve anayasa değişikliklerinin görüşülmesi ve oylanması iktidar ve muhalefetin cepheleşmesine yol açıyor…
İktidardan tek bir aykırı oy gelmediği gibi, muhalefetten de tek bir olumlu oy kullanılmıyor…
Tabii nadiren de olsa istisnalar yaşanabiliyor.
1 Mart Tezkeresi (2003) o istisnalardan biriydi. MHP o Meclis’te yoktu; CHP tam kadro aleyhte oy kullanırken, AK Parti içerisinden de 100’e yakın milletvekili ülke topraklarını yabancı (Amerikalı) askerlere açma konusuna geçit vermeye yanaşmadı.
Geçmedi 1 Mart Tezkeresi…
Bugün olsa yine aynı sonuç alınabilir mi?
Çok kuşkuluyum.
Üzerindeki ‘10 yıl’ yasağı bir 10 yıl daha uzatıldığı için kimlerin aleyhte oy kullandığını bugün de bilmiyoruz 1 Mart Tezkeresi ile ilgili; ancak aleyhte oy kullananların, öngörüsü güçlü insanlar olduğu belli…
Cepheler oluşunca, bugünkü gibi, milletvekillerini ikna çabalarının sonuç vermeyeceği açık.
Herbirinin oyunu nasıl kullandığını anlamak için gruplar tedbirler almasa bile, bugünün ortamında, partilerin isteği dışında oy kullanacakların sayısı fazla olmaz.
‘Parti’ denildiğinde de genel başkanı anlayacaksınız; ya da bir sonraki seçimde milletvekillerini belirleyecek kişiyi…
Meclis’in iradesi budanıyormuş.. Sahi mi?
“Anayasa değişikliği ile yeni bir sistem getiriliyor ve bu sistemde TBMM’nin dolayısıyla da milletvekillerinin yetkileri budanıyor” gerekçesi aslında hayli güçlü bir gerekçe; milletvekillerinin böyle bir girişime hemen itiraz etmesi ve gerçekleşmesini engellemesi gerekir…
İtiraz gelmiyor iktidar partisinden; maddelere geçilebilecek kadar oy da çıkıyor…
Şu ana kadarki uygulamada, milletvekili, mevcut sistem içerisinde de, kendisinin ve içinde yer aldığı Meclis’in ağırlık taşıdığını hissetmediği için olabilir mi bu?
‘Parti disiplini’ kavramının milletvekili iradesini zedelemesi yüzünden?
Kritik oylamalarda parti tercihlerine karşı oy kullananlar Meclis’teki varlıklarını sürdüremiyor.. bir sonraki Meclis’e yeniden gelemiyorlarsa.. geride kalanlar onlar gibi davranmayacaklardır…
Davranmıyorlar da zaten…
Meclis’in iradesinin yeni sistemde bütünüyle kırılacağı gerekçesini ileri süren her argüman bu yüzden sonuç alamayacaktır.
Hangi iradeden söz ediyoruz ki?
Şu sıralarda yürütülen tartışmalar bu bakımdan yararlı; mevcut sistemin yumuşak karnını gösterdiği için… Yumuşak karın, partilerin iktidar-muhalefet ayrımında ağırlığı iktidara veren mevcut sistemin, parti-milletvekili ayrımında da partiyi milletvekili iradesini yok edecek kadar üstte tutmasından kaynaklanıyor.
Anayasa yenilenirken işe o noktadan başlanması gerekirdi.
Milletvekillerini partileri karşısında güçlendirmek gerekiyor…
Zorunlu ön seçim bunun için şart… Dar seçim bölgesi de yerinde olur…
Halkı yanınıza almaya çalışın
Bugünkü sistem içerisinde, Meclis’te anayasa değiştirecek çoğunluğa (367) tek başına sahip olan bir partinin, milletvekillerinin partilerine rağmen farklı oy kullanamama mazeretleri yüzünden, istediği sistem değişikliğine gitmesinin önü açıktır.
AK Parti bugünkü sistemin bu özelliğini kullanıyor…
Tek başına 367’yi bulmayacağı için.. MHP’yi yanına destek alarak.. halkoylaması riskini de aşacağı umuduyla.. sistem değişikliğini zorluyor işte…
“Yapmasın” diyenler ve değiştiğinde içereceği maddelerle konuyu sınırlı olarak ele alanlar.. biraz da kendilerine bakıp bu tavırdan vazgeçmeliler…
AK Parti’ye yönelik eleştirdikleri her şey kendilerinde de aynen var çünkü…
Anayasa paketini ve sistem değişikliğini beğenmeyenler.. Meclis’ten medet ummak yerine.. halkı ikna etme çalışmasına erkenden başlasalar daha akıllıca davranmış olurlar…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025