Fehmi KORU
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılmasını ilk ve en ısrarcı biçimde MHP lideri Devlet Bahçeli istemiş olabilir; ancak AK Parti’nin ve genel başkanı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da bu konuda hakkını yememek gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da HDP ile PKK’yı aynı kefeye koyup kapatılmasını ‘terörle mücadele’ kapsamında görenlerden…
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iddianameyi hazırlayarak kapatma sürecini başlatmış oldu.
Henüz 9 ay önce o makama atanmış olan Başsavcı’nın koltuğunda vaktiyle oturan, 28 Şubat döneminden (1997 sonrası) ve AK Parti’nin kendi içinden birini cumhurbaşkanı seçeceği günlerden (2007) tanınan, bugün de ismi önünde ‘Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’ unvanı bulunan Sabih Kanadoğlu anayasaya göre HDP’nin kapatılamayacağı görüşünü açıklamış.
“Sanki bu dava sonuçlanabilir gibi kendilerini kandırıyorlar; HDP kapatılamaz” demiş Sabih Kanadoğlu.
Anayasa profesörü de olan Meclis Başkanı Mustafa Şentop ise farklı görüşte. Anayasa’ya ve Siyasi Partiler Kanunu’na göre parti kapatma davaları açılabileceğini hatırlatıyor TBMM Başkanı.
Hangi görüş hakim çıkar, HDP kapatılır mı, kapatılmaz mı?
“HDP kapatılsın” kampanyasını ilk başlatan MHP lideri Bahçeli ile ona katılan AK Parti lideri Erdoğan’ın görüşlerinin ağır basacağına inanıyorum.
Nihai kararı verecek olan Anayasa Mahkemesi de geçmişteki benzer davaları öne sürüp HDP’yi kapatma yönünde tavır almakta zorlanmayacaktır.
Zaten HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun partisiyle ilgili davanın açıldığı gün dokunulmazlığı kaldırılarak milletvekili sıfatının düşürülmesi de bu yoldaki kararlılığı gösteriyor.
İktidarın hesabını iyi okumak şart
Bazıları kısa süre önce bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan ‘İnsan Hakları Eylem Planı’na atıf yapıp iktidarın ‘yargı reformu’ vaadini hatırlatıyor ve o niyet ile bugün yapılanlar arasında çelişki buluyor.
Oysa temelde bir çelişki yok. Eylem Planı ile reform vaatleri AK Parti’nin başını çektiği Cumhur İttifakı’nın bir sonraki seçimi göz önünde tutarak yaptığı birer hamleydi; HDP’nin kapatılmasıyla sonuçlanabilecek süreç de aynı yolda atılmış yeni bir adım.
İktidar cephesi için önemli olan, bir dört yıl daha -hatta her zaman- iktidardaki varlığını sürdürebilmektir. Şu günlerde yapılan her şey bunu sağlayacağı düşünülerek yapılıyor; önümüzdeki dönemde atılabilecek yeni adımlar da aynı amaca yönelik olacaktır.
Siyasi Partiler Kanunu’nu muhalefet cephesini yeniden dizayn etmeye yarayacak biçimde yenileme girişimi bekleyebiliriz.
Malum, sistem değişikliği sebebiyle iktidar olmak için cumhurbaşkanlığı makamının da hükümeti kuracak partilerin adayı tarafından doldurulması gerekiyor. Bunun için de ‘yüzde 50+1’ formülü geçerli. Cumhurbaşkanı seçilecek adayın seçmenlerin yarıdan 1 fazlasının oyunu alması şart.
İktidar cephesinin oylarında düşüş gözleniyor.
Anayasa değiştirecek bir çoğunluğa erişilecek kadar siyasi zeminde kaymalar yaşatılabilse -mesela İYİ Parti iktidar cephesine katılsa veya oradan yeterli sayıda milletvekili devşirilebilse- bir aralar temenni mahiyetinde telaffuz edilmiş ‘yüzde 40+1’ formulüyle seçime gidilmesinin yolu da aranabilir.
HDP’nin kapatılmasıyla sahipsiz kalacak o partinin seçmenlerine şirin görünme yöntemi mi, yoksa onları sandıktan uzak tutmaya yarayacak bir başka yöntem mi tercih edilir?
Sanıyorum o konu üzerinde de yeterince durulmuş ve bir sonuca varılmıştır.
Eh, bu durumda ilk seçimde oylar çantada keklik demektir; artık o seçim ne zaman yapılacaksa…
Hesap bu.
Acaba bu hesap tutar mı?
Tutar mı dersiniz?
Geçmişte yaşananlar örnek alınırsa
Siyaset mühendisliği bir noktaya kadar tutuyor, ama şartlar fazla zorlanırsa tam tersi sonuçlarla da karşılaşılabiliyor.
Demokrat Parti (DP) döneminde iktidara tutunma tutkusu yüzünden sürekli bir muhalifi Meclis’e gönderen bir il ilçeye dönüştürülmüştü. 27 Mayısçılar DP’yi kapattılar (1960). 12 Eylülcüler (1980) CHP dahil bütün partilerin kapısına kilit vurdular. 28 Şubat’ta (1997 ve sonrası) kendini çirkin yüzüyle belli etmiş vesayetçi yaklaşım, 1970’li yıllardan başlayarak, bugünkü Saadet Partisi’nin öncülerini teker teker kapattı. HDP’den önce aynı zeminde kurulmuş sekiz partinin başına da aynı akıbet geldi; kapatıldılar.
O kadar parti kapatıldı da ne oldu?
Kapatılanların yerini alsın diye kurdurulmuş yapay partilerin bugün hiçbiri ortada yok; geçmişten bu yana varlığını sürdürenler gerçek birer zemine oturan, hakiki çizgilerin devamı olan partiler…
Biri kapatılsa bile yerine kurulanla yola devam ediliyor.
En çarpıcı örnek yine HDP’nin kendisi. Kapatılan öncülerinden hemen sonra yenisi kurularak veya var olan bir çatı altında buluşularak -gerektiğinde yeni isimlerle- sekiz parti eskitti en son HDP’de buluşmuş olan seçmen.
Her kapatılan parti sonrası kurulana yeni seçmenler eklenerek…
Yeni partiler eskilerin birikimini muhafaza ederken kurulduğu günün şartlarına uymayı da başardı.
Bu durumu elbette siyaset mühendisleri de biliyor. Bildikleri için de, HDP’nin kapatılmasıyla sonuçlanması muhtemel olan sürecin yargı safhasının süresini hesaplarına katmışlardır.
Aslında hepimiz, ben de sizler de, bu konu üzerinde yoğun bir mesai versek, ülkemiz siyasetinde bundan sonra ne tür gelişmeler yaşanabileceğini hesap edebiliriz. Bir-iki noktada yanlışa düşsek bile tahminlerimizin meydana geleceklerle büyük çapta doğrulanacağına eminim.
Düşünelim bakalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025