Figen Çalıkuşu
Cumartesi ekonomisi çökertilmiş, dünyanın parçası olmaktan biraz daha vazgeçmiş mutsuz bir Türkiye’ye uyandık.
Mutlu edecek kadar ilgi gören geçen haftaki yazımda, siyasal iktidarı hırçın bir öküz üzerinde tepe taklak durmaya çalışan biniciye benzetmiştim…
Meğer bir şeyi eksik bırakmışım:
Rodeo öküzü üzerinde tutunmaya çalışan bir siyasal iktidarın vatandaşı olduğumuz için, bizim de durumumuz pek farklı değilmiş...
Yaşadığımız haftalık siyasal deprem bilançosuna bakın;
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun “abdest alırken” göz altına alınması, İstanbul Sözleşmesi’nden bir imzayla çekilmeye kalkmak, sabaha karşı Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması, Gezi Parkı’nın olmayan bir vakfa devri…
Aslında;
Bu anayasa ve yasa tanımaz hoyratlığın nerelerden başlayıp geldiği, haftanın bir başka dikkat çeken gelişmesinde saklıydı.
Nerede mi ?
Osman Kavala’nın casusluk iddiasıyla tutuklanmasını oy çokluğuyla Anayasaya uygun bulan AYM’nin gerekçeli kararının ayrıntısında...
Evet ayrıntısında…
2017 yılında hukukta depremler yaşandı ama herkes suskun kalmayı tercih etti.
Çünkü o zaman da aynı bugün gibi önemli olan mağdurun kimliği idi.
Hukuka yapılan darbeye, yargıya yapılan darbeye “bize ne derler kafilesi” sessiz kalıyordu.
Hatırlayın;
Uzun süredir cezaevindeki 21 gazetecinin büyük bir kısmı ilk duruşmada tahliye edilmişlerdi. Bu dava kamuoyunda Murat Aksoy, Atilla Taş ile anılıyordu.
Ama tahliye edilen 13 gazeteci, daha cezaevinden çıkmadan yeniden tutuklandı.
Tutuklanmalarını sağlayan sonra da “aynı delilerle” yeni bir iddianame hazırlayan İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan’dı.
13 gazeteciyi tahliye eden mahkeme hakimlerini de HSK derhal açığa aldı. Açığa alınan hakimlerin yerine bir gecede yeni bir heyet oluşturuldu.
Bu bir deprem, bu bir darbe idi.
Geçen gün açıklanan gerekçeli AYM kararında da Başkan Zühtü Arslan, Osman Kavala’nın “aynı delillerle” üç kez tutuklandığını, üç kez tahliye edildiğini ve bir kez de beraat ettiğini karşı oy gerekçesinde yazıyor.
Traji- komik bir sloganlaştırma ile şöyle söyleyebilirim:
“Delillerden tasarruf ama hukuk güvenliğinin oburlukla çarçur edilmesi”.
Zühtü Arslan tahliye edildikleri halde hapishaneden çıkamadan yeniden tutuklama kepazeliğinin başlangıç mağduru olan 3 gazetecinin (Abdullah Kılıç, Yetkin Yıldız, Cihan Acar) AYM’den aldığı hak ihlali kararlarına atıfta bulunuyor:
“ikinci tutuklama tedbirine konu suçlama ilk tutuklama tedbirine konu suç ile temelde aynı olgulara dayanmakta” ise ikinci tutuklamanın gerekli ve ölçülü olduğu söylenemez”
AYM, aynı delillerle farklı iddianameler hazırlayan İrfan Fidan’ın, hak ihlali yaparak insanların özgürlüklerini kısıtladığını karar altına almıştı.
Ne zaman ?
Yakın geçmişte…
Ama o yöntemler devam etti…
Örneğin aynı yöntemle, “aynı delillerle” Osman Kavalı’nın üç kez tutuklanmasını istendi.
İsteyen kimdi?
Belki şaşıracaksınız ama gene o dönemin İstanbul C.Başsavcısı İrfan Fidan…
Ve şimdinin AYM’si, “aynı delillerle” birden fazla tutuklamayı bir zamanlar hak ihlali görürken, artık hak ihlali saymıyor.
Çünkü “aynı delillerle” birkaç kez insan tutuklatan İrfan Fidan şimdi AYM üyesi...
Daha vahimi bir de onu, hiç çalışmadığı Yargıtay’dan oraya seçen 107 Yargıtay üyesi var.
15 Temmuz sonrası yargının ne olduğunu, ben yaşayarak görmüş hukukçulardan biriyim.
Öyle ki İrfan Fidan’ın başsavcı olduğu sırada, icraatına birinci dereceden tanık olmuş bir hukukçu olarak durumu ta 18 Nisan 2017 tarihli, “Yargıda hâlâ FETÖ’cü hâkim yöntemleri mi geçerli” başlıklı yazımda belgelemiştim.
http://platform24.org/yazarlar/2981/yargida-h-l--feto-cu-h-kim-yontemleri-mi-gecerli
İrfan Fidan yazdığı iddianamelerde “FETÖ Yöntemi” olarak teşhir ettiği yöntemlerin aynısı kendisi uyguluyordu.
Örneğin delil olmasa da çile çektirmek için hedef gösterilen sanıklara müebbet hapis istemek gibi…
FETÖ döneminde rastlanmayan yeni bir buluşa da gene onun başsavcılığı döneminde rastladık; AYM Kararına uymayarak anayasayı çiğnemek ve sanığı zorbalıkla “aynı delillerle” içerde tutmak gibi…
Artık İrfan Fidan’a AYM üyeliğini layık gören yeni bir devir başladı…
Ve “hak ihlallerine” artık “hak ihlali” denemiyor…
Yarın cumartesi…
Artık Cumartesilerde nasıl bir Türkiye’ye uyanacağımızı bilemiyoruz…
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2025
28.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
7.11.2025
31.10.2025
17.10.2025
10.10.2025
3.10.2025
26.09.2025