Halil BERKTAY
[13-14 Temmuz 2016] Son bir Nâzım notu. Başlangıç noktam, Bayan Emine. Ama Bayan Emine’ye gitmek için önce Şahende Hanım’dan geçmek zorundayım.
Memleketimden İnsan Manzaraları’nın birinci ktabında, korkunç, ama tek kelimeyle korkunç bir Şahende Hanım vardır. Haydarpaşa’dan 15:45’te kalkan Ankara treninin 510 numaralı üçüncü mevki vagon’unun Kadınlar bölmesi’ndeki yedi yolcunun en ihtiyarıdır.Siyah yeldirmesinin içinde / kalın kemikleri kalmıştı yalnız. Rahmetli Şerif Ağa’nın karısıdır. Bu dünyada hiç kimseyi sevmemiştir. Öz oğlu Ratip ve üvey oğlu Yakup’a karşı da içinde kötülükten başka bir şey yoktur. Kendi elleriyle itmişti Ratip’i / Yakup’un kızıl saçlı karısı üzerine. / Yakup ya kahreder / gider, / ya öldürür Ratip’i, / Yakup’u asarlar Ratip’i öldürdüğü gibi… / Tarla, mandıra, değirmen / Şerif Ağa zadelik / her iki ihtimalde kalır bölüşülmeden. Ama tutmamıştır, bu Shakespeare’den fırlama kurgu. Çünkü Yakup’u asmayıp yedi sene vermişlerdir. Şahende Hanım bu yedi sene içinde çok çalıştıysa da, bir türlü hapiste öldürtememiştir Yakup’u. Yakında çıkacaktır ve Şahende Hanım gene düşünmektediryeni bir oya örneği hazırlar gibi ölümü.
Bu arada, trene genç bir kadın binmiştir Derince’den. Gebedir, aş ermektedir. Üst rafta bir sepet kiraz vardır, Şahende Hanıma ait. Gebe kadın gözlerini kirazlardan ayıramaz. Solunda oturan Bayan Emine dayanamaz; önce fısıltıyla, sonra daha yüksek sesle, nihayet (Şahende Hanımı sağır sandığından) “Hanım nine…hu…” diye bağırarak, Bir iki tutam kiraz verin der. Gebe kadın utancından ufacık kulaklarının memelerine kadar kızarır, titrer, nihayet sarsılarak ağlarken, Şahende Hanım ağır ağır yerinden kalkar, kiraz sepetini raftan indirir ve açık pencereden dışarı döker. Ama Bayan Emine böyle bir hainlik ve mendeburluk gösterisine dahi pabuç bırakmaz. On dört yaşındaki kızı Perihan’ı, dört komünist mahkûmu götürmekte olan jandarmalara gönderip, onların biraz önce istasyondan aldıkları kirazlardan istetir.
Nâzım, Aydın’ın köylüklerinden dediği; meşhur bir efenin kızanı olan babasının bir sabah evin avlusunda gözünün önünde vurulmasına tanık olan; kızı Perihan’ı kadın doğum doktoru yapmak isteyen ama bazen de öldüresiye döven; kabadayı ve iyi yürekli kadını şöyle betimler (MİM, Adam Yayınları, s. 85-86):
Sekiz yaşında yetim kaldı Bayan Emine.
Şimdi otuz yaşındadır.
Kalın bacaklı, kocaman sarkık memeli, göbekli bir kadın.
Fakat bu hantal, harap gövdenin üzerinde
ipek gibi ince bir yüzü vardı:
onuncu asır Acem nakışlarında gördüğümüz,
Dede’nin nısfiyesinde nağmeleşen,
bize divan şiirinin anlattığı bir yüz…
Nâzım’ın 1950’lerde bile değil, daha 1941’de, çok ince, çok zarif, çok eşsiz bir güzelliği anlatmak için (herhalde Hicrî) 10. yüzyıl İran minyatürlerine, divan şiirine ve Dede Efendi’ye dönmek ihtiyacını duyması, teşbih ve istiarelerini oralardan seçmesi üzerinde, başlı başına düşünmek lâzım. Benimse elli yıl önceydi, bu dizeleri ilk okuyuşum. O zamandan beri çok düşünmüş, daha doğrusu hayalini kurmuş, bu nasıl bir yüz olmalı diye içimden mırıldanmış; belki gençliğimde, bulsam da âşık olsam demiş olmalıyım.
Benim için çok geç olduysa da, artık kültürler-arası bir cevabım var sanıyorum.
Aşağıdaki üç resim de bugün Floransa’da, Uffizi galerisinde. İlki, Fra Filippo Lippi’nin (1406-1469) Hazreti Meryem, Çocuk İsa ve İki Melek tablosundan detay. 1465 dolaylarında, yani Filippo Lippi altmışına dayandığında yapılmış olmalı. Buraya sadece Meryem’in büyüleyici yüzünü aldım. İçinde büyük bir aşk hikâyesi saklı. Filippo Lippi, isminin başındaki Fra (= Fransızca Frère; kardeş, birader) ünvanından anlaşılacağı gibi, ressamlığının yanısıra aynı zamanda bir din adamı; Karmel tarikatı keşişlerinden. Gelgelelim, dünya işlerinden pek elini eteğini çekmemiş olmalı ki, Lucrezia Buti adındaki bir rahibeyle birbirlerine felâket tutuluyor ve yıllar boyu güya “gizli” bir aşk yaşıyorlar. Sonunda ikisi de yeminlerini bozarak Kiliseyi terkedecek, ama bu arada bir kız ve bir erkek çocukları doğacak. Oğlan, Filippino Lippi (1459-1504) gelecekte babasının izinden giderek parlak bir ressam olacak. Yandaki portrenin olağanüstü yumuşaklığına dikkat edin. Bu, muhtemelen Lucrezia Buti’nin kendisi. Yani Filippo Lippi sevgilisini koymuş Madonna’nın,Our Lady’nin, Hanım Efendimiz’in, Hazreti Meryem’in yerine. Ve olanca sevgisini, fırçasının ucundan bu çehreye akıtmış.
İkinci ve üçüncü resimler, Sandro Botticelli’den (1445-1510). Aradaki bağlantı, Botticelli’nin Filippo Lippi’nin atölyesinden yetişmiş olması. En geç 1462’de, yani on yedisindeyken, artık kesinlikle Lippi’nin yanında; 1465’te, ustası Hazreti Meryem, Çocuk İsa ve İki Melek üzerinde çalışırken ise yirmisinde olmalı. Filippino kendisinden on dört yaş küçük, ama Filippo 1469’da öldükten ve Botticelli 1470’te kendi atölyesini kurduktan sonra da hep arkadaş kalacaklar. Asıl önemlisi, Filippo Lippi’nin çizgi inceliği ve zarafeti Botticelli’de yaşamaya devam edecek.
Uffizi’nin bir bakıma merkezi sayılır, 10-14 numaralı salon. Dünyanın açık arayla en görkemli Botticelli koleksiyonu (toplam 15 tablo) bu büyük dikdörtgende yer alır. Uzun kenarlardan birinin ortasında Primavera(İlkbahar) durur (bkz en tepede, bu yazının başlık resmi), sağ çaprazında ise Venüs’in Doğuşu. 1485 dolaylarında yapıldığı tahmin edilen bu son eserde, sabah rüzgârı tanrıçası Aura ile batı rüzgârı tanrısı Zefiros, birbirlerine sarılmış vaziyette, Venüs’ü taşıyan dev istiridye kabuğunu üfleyerek ya Kythera ya Kıbrıs kıyılarına doğru sürerken, sahilde Zeus’un kızları olan “Üç Güzeller”den biri, elinde görkemli bir pelerin, tanrıçayı bekler. Ama ben bir kere daha buraya sadece yüzünü aldım Venüs’ün. Güzelliğin tarifi bu mudur acaba? Ressamın modelinin Simonetta Cattaneo Vespucci adında evli bir kadın olduğu söylenir. Botticelli’nin patronları Medici ailesidir ve hem Lorenzo “il Magnifico” Medici [ya da Muhteşem Lorenzo], hem de küçük kardeşi Giuliano, muhtemelen âşıktırlar Simonetta’ya. İşin daha trajik boyutu, Botticelli’nin de Simonetta’ya âşık olması, ancak aşkına karşılık bulamaması ve belki bu yüzden hiç evlenmemesidir. Simonetta çok önce ölür; Botticelli ise 1476’da, kendisi öldüğünde Simonetta’nın ayakucuna gömülmeyi vasiyet eder. 1510’da olur istediği; Floransa’daki Ognissanti Kilisesi’nde, gerçekten de Simonetta Vespucci’nin ayaklarının hemen dibine gömülür.
Narlı Hazreti Meryem (Madonna della Melagrana), bu adı Meryem’in Çocuk İsa’yı kucaklayan sol elinde bir de yarılmış nar tutuyor olmasından alır. Genel olarak nar bereket simgesi; daha özel olarak Hıristiyanlıkta yarılmış veya patlamış nar, İsa’nın çekeceklerinin, ölümünün ama sonra yeniden canlanıp göğe yükselmesinin simgesidir. Botticelli’nin bu tabloyu da Venüs’ün Doğuşu’ndan bir iki yıl sonra, belki 1487 dolaylarında yaptığı kabul edilir. Son defa, sırf Meryem’in yüzünü çekip aldım, resmin bütününden. Biri bir pagan tanrıçasıdır, diğeri ise Hıristiyanlığın en büyük azizesi, insan-tanrı İsa’nın annesi. Venüs’ün başı azıcık sağına eğiktir, Narlı Meryem’in ise azıcık soluna. Durgunun ötesinde kederlidir, çünkü kucağında tuttuğu bebeğinin ergeç öleceğini daha şimdiden bilmektedir.
Filippo Lippi’nin Meryemi, eski çırağı Botticelli’nin Meryemi, gene Botticelli’nin Venüs’ü… Üçüne de aynı çizgi zarafeti hâkimdir. Modern çağın ilk sanat tarihçisi Vasari de bunu görür Botticelli’de; incelik ve zarafet timsali diye niteler.
Bunlar yeryüzünün gelmiş geçmiş en güzel kadınları olabilir mi?
Nâzım’ın Ferhad’ı, Nâzım’ın Şirin’ine bakıp düşünür: Seyreyle, Ferhad, insan yüzü nakıştan da güzel olurmuş.
Sizce Bayan Emine hangisidir?
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024