İbrahim Kahveci
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün yaptığı konuşmada “Türkiye’ye Cumhuriyet tarihinin en başarılı 18 yılını yaşattık” dedi.
Verilen vaatlere göre sayın Cumhurbaşkanının Başkanlıkla beraber ülkeyi uçuracağını bekliyorduk.
Ama görülüyor ki, ekonomide ortada bir başarı var ise bu başarı rakamları Erdoğan’ın tek hakim olduğu döneme ait değil. Bu rakamlar;
Abdullah Gül’e
Ahmet Davutoğlu’na
Ali Babacan’nın da etkili olduğu döneme ait rakamlar
Sadece tek yönetici olarak Erdoğan’a ait rakamlar ise tam tersini gösteriyor. Ülke 4 yıldır resmen yerinde sayıyor.
***
2017 Ekim ayından 4 yıl sonra 2020 Ekim ayına çalışabilir nüfus 2 milyon 787 bin kişi arttı. Bu nüfusun normalde 1 milyon 477 bini işgücüne katılıp iş araması gerekirdi. Oysa halı hazırda çalışanlardan bile 1 milyon 198 bin kişi azalmış, yani mevcut işini kaybetmiş.
Şimdi toplayalım;
Ekim 2017 işsiz sayısı: 3.287 bin kişi
İşini kaybeden sayısı: 1.198 bin kişi
Artan nüfustan iş ihtiyacı sayısı: 1.477 bin kişi
Böylece olması gereken toplam işsiz sayısı: 5 milyon 962 bin kişi ve işsizlik oranı %17,8 oluyor.
Oysa TÜİK ne artan nüfusu ne de işini kaybedenleri eski işsizlerin üzerine koymuyor. 1 milyon 198 bin kişi işini kaybeden ve 1 milyon 477 bin kişi yeni iş arayanlar eklendiğinde işsiz sayısına 2 milyon 675 bin kişi eklenecekti. Ama TÜİK sadece 718 bin yeni işsiz var diyor.
Türkiye, nüfusu artan bir ülke. Aslında eski nüfus artışından dolayı her yıl çalışma çağına 1 milyon civarı yeni kişi ekleniyor. Bu nüfusun da yaklaşık yüzde 53’ü işgücüne katılması gerekiyor.
Yani sürekli büyüme göstermek zorundayız. Yerimizde saydığımızda bile ülke büyük kayıp yaşamış oluyor.
Ülkemizin ekonomide yerinde sayıp saymadığını gösteren en net verilerden biri istihdamdır. Ve ülkemizde 4 yıldır istihdam artmıyor. Hatta işten çıkarma yasağını eleyen çalışılan saat sayısına baktığımızda;
2017 ilk 9 ayda 44 milyar 536 milyon saat çalışırken
2020 ilk 9 ayda 36 milyar 568 milyon saat çalışmışız.
Aradan 4 yıl geçmiş ve çalışılan saat sayısı tam yüzde 21,8 azalmış.
İşgücü ve istihdam açısından yakın tarihte en kayıp yıl 1996-2003 arasıdır. Tam 8 yıl istihdam hiç artmamıştır. 1996 yılında 19 milyon 257 bin olan çalışan sayısı 2003 yılında 19 milyon 214 bin kişide kalmıştır.
Ama bu dönemde mesela ihracat 23,2 milyar dolardan 47,2 milyar dolara yükselebilmiştir. Ama asıl önemlisi reel GSYH ve elektrik tüketimidir.
1996 yılında 74.157 GWh olan elektrik tüketimi 2001 hariç sürekli artış göstermiş ve 2003 yılında 111.766 GWh tüketime çıkmıştır.
Elektrik tüketimi önemlidir, çünkü GSYH verileri ve istihdam sayıları anketle belirlenirken elektrik tüketimi reel veridir. Ülkenin can damarı göstergesidir.
Hatta 1999 yılında ekonomimiz daralırken dahi elektrik tüketimi yüzde 4,0 artış göstermiştir. 1999 ve 2001 krizlerinin yaşanmasına karşın reel GSYH 4 yıl yerinde saymış görülürken elektrik tüketimi artabilmiştir.
Ama ya şimdi?
Yani 2017 yılında 290.874 GWh olan elektrik tüketimi 4 yıldır aynı seviyede adeta çakılı kalmış durumda.
Eskiden GSYH yerinde sayarken elektrik tüketimi artıyordu ama şimdi GSYH artarken elektrik tüketimi yerinde sayıyor. İlginç...
***
Tablolarımıza bakalım
Son 4 yılda sabit fiyatlarla kişi başına gelir sadece yüzde 1,9 artmış. Dolar bazında gelir ise yüzde 23,8 azalmış. Çalışan sayısı ise on aylık ortalamada yüzde 4,7 geriye gitmiş.
Sanayi üretimi sadece yüzde 1,8 artarken, ihracatımız ise sadece 3,1 artabilmiş. Aynı dönemde enflasyon ise yüzde 50,4 olurken, makine teçhizat yatırım endeksi de yerinde saymış.
Oysa, AK Partinin 2004-2007 dönemindeki 4 yılına bakalım:
Kişi başına reel gelir yüzde 18,8 artıyor. Dolar bazında gelir ise yüzde 61,7 artıyor. Çalışan sayısındaki artış ise 1,1 milyon ek istihdam ile yüzde 5,6..
Sanayi üretimindeki artış yüzde 31,0’e çıkarken, ihracatımız 63 milyar dolardan 107 milyar dolara yüzde 69,8 artış yakalıyor. Bu 4 yıllık dönemde enflasyon yüzde 28,9 artış yaşarken yatırımlar yüzde 36,3 büyüme gösteriyor.
Bu tabloya bakınca ne diyebiliriz? Cumhuriyet tarihinde 18 yılda yapılanlar hangi yıllara ait. Başkanlık sisteminin adı bile geçmeye başladığı 2017’den sonra adeta yerimize mıhlanıp kalmışlığımız mı başarı, yoksa eski başarılar mı?
Tekrar edelim.
Özellikle enerji tüketimi açısından ölçersek yakın tarihte hiç böyle bir durgunluk yaşamadığımız görülmektedir.
Türkiye’de ekonomi adeta yerine çakılmış ve kalmıştır. Aylık bazı artışlar yaşansa da genelde 4 yıldır yerimizde sayıyoruz.
SORUN FAİZ DEĞİL
KÖTÜ YÖNETİM
Önce TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu faiz açıklamasında bulundu. Bankalara seslenerek “Bankaların uyguladığı yüksek kredi faizleri üretimin ve yatırımın önünde engel” dedi.
Bir kere bu açıklama çok ama çok talihsiz bir açıklama.
Yatırımların faizlere karşı duyarsızlığı net olarak görülmektedir. Bu ülkede yatırımlar 2015’den beri adeta durmuştur ve yatırımlardaki bu durmanın en önemli nedeni “Yönetim güvensizliğidir”. Liyakatsiz bir yönetim, adaleti eksik bir yönetim, mülkiyet güvencesi zedelenmiş bir yönetim.
Rıfat Hisarcıklıoğlu adeta gerçek sorunu gizleyerek yatırımların durmasını faizle bağlamıştır. Bu açıdan iş dünyasına en büyük kötülüğü yapmıştır.
İki gün sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz açıklamasında bulundu. Bankaların iş dünyasını sömürdüğünü açıkladı. “Beni dinlerler dinlemezler ama ben yüksek faize karşıyım” dedi.
Oysa faizi yükselten Merkez Bankası’dır. MB faizinin yüzde 17’lere çıktığı yerde kredi faizlerinin yüzde 21’lerde olmasında şaşılacak bir durum yoktur.
Sorun MB’nin faiz artırması ise, “Laf dinlemiyor” diye görevden alınan MB Başkanı var. Hatta Murat Uysal bile örtülü faiz artırmak zorunda kalmıştı.
Berat Albayrak yönetimine faiz artırım izni verilmezken nasıl ve neden şimdi faiz artırımları yapıldı? İzinsiz yapıldı ise bir imza ile görevden alınan önceki MB Başkanları gibi işlem yapılabilir.
Burada şunu görüyoruz. Ülkede gerçek sorunları gizlemede bir elbirliği var. Ve Ülkede sorunları üstlenmeyip, sorunları başkalarına yüklemede de bir irade var.
Son açıklamalar ile Naci Ağbal bütün olumsuz sonuçların günahkarı ilan edilirken, faiz artışının olumlu meyvelerini de Cumhurbaşkanı başarı olarak kullanmaya başladı bile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025