Kurtuluş TAYİZ
IŞİD (Irak Şam İslam Devleti)'in Musul Konsolosluğu’nu basmasını Türk dış politikasının iflası olarak ilan eden Cengiz Çandar'ın durumu trajikti; Hasan Cemal'in Türkiye'nin IŞİD'e desteğinin hala sürdüğü yönündeki "haberleri" paylaşması ise tam bir çirkeflik örneği sayılır.
Irak ve Suriye'de dengeleri alt üst eden IŞİD'in doğuşuna sebep 2003'te ABD'nin Irak işgalidir. Bu örgüt, ABD'nin Irak işgalinin hemen ardından kuruldu. Bu örgütün arkasında El Kaide'nin olup olmadığı, ya da başka bir devletin bulunup bulunmadığı çok da önemli değil. IŞİD Irak'ın işgal edilmesi sonucunda oluşan koşullardan beslendi, büyüdü, gelişti. Afganistan işgali de Taliban gibi benzer özellikte bir örgütün dünya sahnesine çıkmasının zeminini hazırlamıştı.
2003'teki Irak işgalini savunan, bunun için lobi faaliyetlerinde bulunan, 1 Mart tezkeresi reddedildiğinde ise Amerika'nın bunu Türkiye'ye ödeteceğinden bahseden Cengiz Çandar'ın, IŞİD'i Irak Merkezi yönetimindeki Maliki'nin katı mezhepçi politikaları ile Türkiye'nin "sorunlu" dış politikasına bağlaması ve Türkiye'nin içte mezhepçi politikalardan "derhal vazgeçmesini" önermesi ne çokbilmişlikle, ne uzmanlıkla, ne hükümete garezi olmakla izah edilebilir. Engin coğrafya bilgisini konuşturduğu, uluslararası ilişkiler tarihinin bilinmeyenlerini ortalığa döktüğü yazısında Çandar'ın, IŞİD vakasını, kendisinin de savunduğu Amerikan işgalinin baş belası bir sonucu olduğunu gözden kaçırması ancak Erdoğan düşmanlığının yol açtığı bir zihinsel yozlaşma olarak okunabilir. Eğer öyleyse, bu, duygularına, aklına yenik düşen "usta" bir yazarın trajedisidir.
Türk dış politikasının sorunları, hataları veya açmazları olabilir. Bunu inkâr etmiyoruz. Kıdemli ve uzman yazarların bunları deşip doğru bilgiyi okurlarına ve bizlere aktarmasının çok faydalı olacağına da inanıyorum. Fakat gerçeklik duygularını artık kaybetmiş olmalarından galiba, dile getirdikleri doğrular da çarpıttıklarına kurban gidiyor. İşi o kadar abartılı bir noktaya vardırdılar ki neredeyse milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki yıldız patlamalarını, güneşteki hareketliliği veya yer kabuğundaki değişimleri bile "AK Parti'ye" bağlayacaklar. Bölgede cereyan eden her olayın sorumluluğunu Başbakan'a ve Ahmet Davutoğlu'na yüklemek başka soruları akla getirmeye başladı. Erdoğan ile Davutoğlu'nu sistemli olarak hedef haline getirmenin arkasında başka nedenler ve amaçlar olmalı. Uluslararası güç çevrelerine angaje olmuş, yerli vesayet odaklarıyla içli dışlı bu yazarların amacı Türkiye'nin dış politikasını dert etmekten daha çok Erdoğan ve Davutoğlu'nu yıpratmaya dönüşmüş durumda.
Türkiye'nin IŞİD'i desteklediği "haberi"ni yayan Hasan Cemal ise -istakrarlı bir şekilde bugüne kadar yaptığı gibi- hükümeti hedef göstermeye ve kamuoyunda bu yönde bir algı oluşturmaya çalışıyor. Ki bu haberi yapan muhabir ise Gezi ve 17 Aralık'tan bu yana sistemli olarak yalan haber üreten medya -psikolojik harekât için kaynak üreten- şebekesinin bir parçası durumunda.Haber "bazı görgü tanıklarının" anlatımına dayandırılıyor. Rojava'daki Kürt komutan IŞİD ile çatıştıklarını ve "Türkiye'den gelen iki ambulansın yaralı militanları götürdüğünü" söylüyor. İstanbul'da çağırdığımızda saatlerce beklediğimiz ambulans, maşallah orada IŞİD'e süper hizmet vermiş! Bu kafa, Fatih'teki sakallı ciğerciyi de IŞİD lideri olarak Türkiye'ye duyurmuştu. Daha kısa bir süre önce Rojava'daki PYD'nin lideri Salih Müslim'e Türkiye'nin IŞİD'i desteklediğini söyletmeye çalışmışlardı ki, Salih Müslim saf saf Türkiye'nin bu örgütü desteklemediğini bildiğini söylemişti. PYD'nin silahlı kolu YPG komutanına da aynı soru yöneltilmiş, o da bölgedeki bütün devletleri IŞİD destekçisi olarak sıralamasına rağmen Türkiye'nin desteklemediğini vurgulamıştı.
Yani sözün özü bu yazarlarımız çok uzman, çok akıllı ancak pek de dürüst değiller; utanma duyguları eksik. Yoksa biz okurlarına çok faydalı olurlardı. Yazık!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019