Mensur Akgün
ABD Başkanı Donald Trump seçmenine verdiği bir sözü daha yerine getirmek için harekete geçti. Görünen o ki Amerika yakında ithal ettiği çelik ve alüminyuma gümrük vergisi koyacak. Hedef dışarıdan alınan ürünlerin fiyatının artması, böylece yerli üretimin ithalatla rekabet edebilir hale gelmesi olarak ifade ediliyor. Çin, AB, Rusya ve tabii ki Türkiye’nin de bu artıştan etkilenmesi bekleniyor.
Ancak New York Times’a konuşan uzmanlar gümrük vergilerindeki yüzde 10-25 arası artışın istenen yararı sağlayamayacağı görüşünde. Çelik sektöründe istihdam artışı yaratsa bile fiyat artışının getireceği rekabet dezavantajının çeliğin kullanıldığı otomotiv imalatı gibi alanlarda 190 bin kişinin işsiz kalmasına yol açabileceğini söylüyorlar. Bu doğal olarak bizim değil Amerikalıların düşünmesi gereken bir sorun.
***
Sorunun bizi ilgilendiren tarafıysa keyfi olduğu belli olan böylesi bir tasarrufun II. Dünya Savaşı’ndan bu yana bildiğimiz dünya ticaret rejimini sarsacak, daha da kötüsü ticaret savaşlarını başlatabilecek olması. İlk aşamada zarar gören taraflar Dünya Ticaret Örgütü’ne gidecek, ABD de muhtemelen DTÖ’nün kararlarını görmezden gelerek duruşunu sürdürecek. Bu da ABD ile ticaret yapan ülkelerin karşı tedbirler almasına yol açacak.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker ABD gümrük vergisinin binlerce işçinin işsiz kalması anlamına geleceğini, bu yüzden de AB’nin tedbir almak zorunda kalacağını şimdiden ilan etti. Amerika çelik pazarının yüzde 16’sını elinde tutan Kanada’nın da sessiz kalmayacağı, bunun da zaten Trump depreminden mağdur NAFTA’yı sarsacağı düşünülüyor. Çin ve Rusya’nın da tepkisiz kalması pek mümkün görünmüyor. Kısacası ufukta tam teşekküllü bir ticaret savaşı olasılığı beliriyor.
Trump yönetiminin alacağı bir karar dünyanın belli başlı merkezlerini ticaret kısıtlamalarıyla iktisadi bir savaşa sürükleyebilir, bu savaş bizi de derinden etkileyebilir. Unutmayalım ki küreselleşmeye, kapitalizmin dayatmalarına ya da diyelim ki emperyalizme ne kadar karşı olursak olalım nihayetinde hepimiz bu sistemin içinde yaşıyoruz. Dünya kapitalist sisteminden zarar gördüğümüz kadar yararlanıyoruz da.
Sistemin çökmesi büyük bir olasılıkla ekonomimizin zarar görmesi, yaşam standartlarımızın erozyona uğraması anlamına gelecektir. Küreselleşmeye endekslenmiş bir ekonominin yeniden ithal ikamesine odaklanması, üretim ölçeğini düşürmesi kolay olmayacaktır. Askeri teknoloji başta olmak üzere önceden ithal edilen ürünlerin ülke içinde üretilmesi tabii ki tercih nedenidir. Benzer şekilde önceden ham olarak satılan maddelerin ülkede işlenerek pazara sunulması da öyle.
Ama yeter ki dışarıya satma imkanları tıkanmasın, başlatılacak ticaret savaşları yüzünden ihracatımız etkilenmesin. Çünkü pek çok saygın iktisatçının vurguladığı gibi ticaret savaşları bulaşıcı hastalık gibidir. Bir kez başladığında nerede duracağı belli olmaz. Tüm pazarların etkilenmesine, finans krizlerinin tetiklenmesine, borsaların çökmesine yol açabilir. Yaşadığı hayattan mutsuz olan insanların sayısı artabilir, iktisadi krizler siyasi krizlere dönüşebilir.
Trump gümrük vergilerini gerçekten arttırır mı, yoksa son günlerde attığı “Tweet’ler” pazarlık kozu veya gündem şaşırtma taktiği midir şimdiden bilmek zor. Fakat daha önceki performansları düşünüldüğünde kaygılanmamız için yeterli nedenin olduğunu söyleyebiliriz. Müslüman çoğunluklu ülkelerden gelenlere karşı koyduğu vize kısıtlamaları, Meksika ile yaşadığı sorunlar, -bizi doğrudan etkileyenleri hiç dikkate almasak da- kendisinin rasyonel olmayan pek çok kararı vermeye yatkın olduğuna delalet ediyor.
***
Bu yüzden Türkiye’nin ekonomisiyle ve siyasetiyle çıkabilecek küresel bir krize hazırlıklı olmasında yarar var. Hazırlıklı olmak için ekonomide neler yapılabileceği benim bilgi alanımın dışında. Eminim bu konuda çalışmalar yapılıyordur. Krizin atlatılması için yeni pazarlar ve imkanlar araştırılıyordur. Türkiye’nin Afrika açılımını belki bu şekilde okumak gerek. Ancak siyasi açıdan da hazırlı olmamız, özellikle Atlantik aşırı ilişkilerde yeni sorunlar çıkabileceğini hesaba katmamız şart.
Amerika’nın pazarını korumak gerekçesiyle alacağı bu tedbir AB Avrupa’sının kendi güvenliğini kendisi sağlaması için PESCO gibi yapıları güçlendirmesi sonucuna da varabilir, Avrupa’daki aşırı sağcı eğilimlerin kuvvetlenmesi, yeni krizlerin çıkması anlamına da gelebilir. Ticaret savaşları Rusya ve Çin’i birbirine de yakınlaştırabilir. Tam tersine aralarının açılmasına, birbirleriyle rekabet etmelerine ya da kendi otarşik köşelerine çekilmelerine de neden olabilir. Daha da kötüsü tüm bu gelişmeler içe kapanma kadar küresel savaş ve şiddeti beraberinde getirebilir…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024