Mensur Akgün
Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü parti grup toplantısında Kaşıkçı cinayetine ilişkin yapacağını söylediği açıklamayı yaptı. Kimseyi doğrudan suçlamadı. Bazılarının beklediği gibi alttan da almadı. Somut verileri ortaya koydu. Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki trafiği, kimin ne zaman geldiğini, ne zaman gittiğini, nerelerde keşif çalışması yaptığını anlattı. Cinayetin önceden planlandığını, yani Suudilerin iddia ettiği gibi itiş-kakış sırasında gerçekleşmediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından iki nokta ön plana çıktı. İlki Türkiye’nin Suudi Arabistan ile olan ilişkilerine önem verdiği. Erdoğan’ın Suudi Kral’ından bahsederken kullandığı sıfatlar, onu sorunun dışında tutmak için gösterdiği özen bunun en bariz delili niteliğinde. Ön plana çıkan diğer noktaysa Türkiye’nin bu işin sorumluluğunun birkaç güvenlik ve istihbarat elemanın üstüne atılmasıyla yetinmeyeceği, siyasi baskısını sürdüreceği.
Cumhurbaşkanı’nın iki de talebi vardı. İlki sorduğu soruların cevapsız bırakılmaması, ikincisiyse tutuklanan insanların yargılanmasının İstanbul’da yapılması. İki talebi de kolay karşılanacak talepler değil. Çünkü 15 kişilik ekibin kimden emir alarak İstanbul’a geldiğinin açıklanması zaten sorunun çözülmesi demek. Yargılanmanın İstanbul’da yapılmasının kabulüyse her şeyin açığa çıkması, Riyad’daki gerçek sorumlunun kim olduğunun öğrenilmesi.
Türkiye belli ki bu sorunun üstünü kapatmayacak, gerçekler ortaya çıkmadan siyasi sorumlular hesap vermeden, daha doğrusu bulundukları konumlarını terk etmeden durmayacak. Dillendirdiği sorunların ve muhtemelen de yakın gelecekte ortaya atacağı diğerlerinin cevaplarını dünya kamuoyunun gündemine getirmeye devam edecek. Türkiye’yi ara formüller tatmin etmeyecek.
Suudi Arabistan Türkiye için tabii ki önemli ama önemi Muhammed bin Selman’ın yaptıklarına rıza göstereceği, ikili ilişkiler daha fazla zarar görmesin diye Kaşıkçı soruşturmasını kapatacağı anlamına gelmiyor. Türkiye de dünyanın pek çok ülkesi gibi cinayetin aydınlanmasını, sorumlularının cezasız kalmamasını istiyor. Bu açıklamadan sonra ABD başta olmak üzere eğer cinayetin üstünün örtüleceğini, siyasi sorumluların kurtulacağını düşünen varsa bir kez daha düşünmek zorunda.
Ülke ve hanedanlık olarak Suudiler için bu işten en az zararla kurtulmanın tek yolu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya attığı soruların cevaplarını bulmak, hepsinden önemlisi de siyasi sorumlusunun hesap vermesini sağlamak. Dünkü konuşmadan sonra artık anlaşılması gerekir ki Türkiye bu işin peşini bırakmayacak, onlar cevaplamasa sorduğu soruların cevaplarını kendisi verecek. Her açıklamayla, basına aktarılan her bilgiyle Riyad daha zor durumda kalacak.
Umarız hiç olmazsa Kral Selman çelişkili açıklamaları sürdürmenin, dünya kamuoyunu aptal yerine koymaya çalışmanın bir faydasının olmadığını, Türkiye’nin ifadesini Cumhurbaşkanı’nın dünkü konuşmasında bulan taleplerinin karşılanması için elindeki imkânları kullanacağını, kullanmakta kararlı olduğunu anlar, Trump Yönetiminin dahi bu gerçeklere göz yumabilmesinin mümkün olmadığını görür...
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024