Murat BELGE
Bu yılın “1 Mayıs”ı da, yarattığı irili ufaklı gerilimleriyle, geldi geçti. Belki şimdi “ne oldu” sorusuna daha serinkanlı bir tutumla cevap aranabilir.
Başbakan Erdoğan’ın bu olay karşısında takındığı tavır, onaylanabilir bir tavır değildi. Ama Başbakan bu yeni politikasını uygulamaya koyma kararını verdiğinden beri, son derece tutarlı. Burada böyle davranacağını tahmin etmek için uzun boylu “feraset” gerekmiyordu. Beklendiği gibi de davrandı. Hemen ardından yazdığım gibi “Taksim” adının telaffuz edilmesi Başbakan’da yalnız ona özgü bazı tepkiler yaratıyor olmalı.
Ben şu aradan sonra sendikaların Taksim ısrarı üstünde biraz durmak istiyorum. Hükümetin, yasaları kendine göre eğip bükerek, ayrıca kırk bin polisi seferber ederek, güzergâhları kapatarak Taksim’i yasaklama siyasetinin ne kadar yanlış, komik, keyfî bir davranış olduğunu kanıtlamak, topluma göstermek isteyebilirsiniz. Bunun yapılması zaten gerekiyor. Ama bunu yapmanın yolu gidip Taksim’in kapısında “hır çıkarmak” değil.
Alınan bütün tedbirlere rağmen, engelleri aşarak kutlamayı Taksim’de yapmaya da karar verebilirsiniz. “Böyle davranan bir hükümete karşı biz de böyle yaparız,” diyebilirsiniz. Buna ben şahsen itiraz etmem. Ama böyle bir karar veriyorsanız, bunu gerçekleştirecek bir gücünüz olmalı. Böyle bir güç var mıydı? Yoktu. Olmadığını en iyi bilmesi gereken kim? Elbette sendikacılar. Öyleyse?..
Hep biliyoruz ki, Türkiye’de bu gibi durumlarda fiziksel çatışmaya girmeye hazır belirli gruplar var. Bunları, bir genellemeyle, “ulusalcı kamp” içinde toplayabilirsiniz. Yalnızca “çatışmayahazır” değil, istekli. Bunu bir “siyasî strateji” gibi görüyorlar (bu da üzerine ayrıca yazmayı davet eden bir konu). 1 Mayıs gibi bir olayda bu grupların “vaka mahalli”nde olacağı belli. Başbakan kendi davranışlarında ne kadar tutarlıysa, dolayısıyla ne zaman ne yapacağı kestirilebilirse, aynı şeyler bu gruplar için de söylenebilir.
Nitekim öyle oldu. Ortada kalabalıklar olmadığı için kavga da büyümedi --ama kavga çıktı.
Hükümetin haksızlığını sergilemekten söz ettim yukarıda. Bu gibi olaylar hükümetin haksızlığını değil, haklılığını göstermeye yarıyor. Türkiye’de “sağ”, yıllardır, bu gibi olayları çoğunluğun gözünde itibarsızlaştırmayı başardı. Adına “Komünizm” mi diyeceksin, “anarşizm” mi, başka bir şey mi, orası çok önemli değil; “düzeni bozmak, huzuru kaçırmak” isteyen birileri var, her fırsatta bunu yapıyorlar.
Türkiye sağı aslında yalan olan bu yanlışı yaymayı başardı. Bununla mücadelenin yolu da daha fazla kavga, çatışma çıkarmak değil. O kavgaları çıkardıkça bu yanlış inancın daha fazla kökleşmesine yol açıyorsunuz. Şu son 1 Mayıs’ta dahi, o kavgalar, bir kesimin “hükümetin bildiği var ki yasaklıyor. Bak işte gene hır çıkardılar,” diye sonuçlar çıkarmasına yetiyor. Sağ hükümetler 1 Mayıs’ları yasaklar gününe çevirdikçe, bunun “kabahat”i de 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenlerin sırtında kalıyor.
Bütün bu ayrıntıları herkesten önce sendikaların düşünmesi gerektiği kanısındayım. “kör değneğini bellemiş” deyimine uygun biçimde, “1 Mayıs geliyor. Haydi Taksim’e” diyecek yerde, biraz “hayal gücü” çalıştırıp (Ferhat Boratav da mı söylemişti bunu?) değişik bir şey yapmak ve sonuç almak gerekiyor.
Sözün kısası, “siyaset yapmak” gerekiyor.
Bu “siyaset”, ben kendimi bildim bileli, Türkiye’de yapılmadı.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025