Murat BELGE
1 Kasım akşamına çıkacak sonuç sanki gitgide önem kazanıyor. Bunu söylememin nedeni seçim öncesi son hafta içinde özellikle “Koza- İpek Holding” çevresinde dönenler. Bu olayla, öyle böyle değil, epey bir çizgi aşılmış oldu.
Tayyip Erdoğan’ın iktidarına sımsıkı tutunmak için yapmayacağı bir şey olmadığı epeydir açıkça görülüyor. Gazeteler elkoyma biçimini, o sırada söylenen sözleri yazmışlar. Tam bir rezalet. Ama zaten başka türlü olabilir mi? Oraya “kayyum” diye gönderilen kişi efendi efendi gidemez; gitse de öyle karşılanamaz. Ortada yasadışı bir olay var, bir “gasp” durumu var. Bu koşullarda bu işi yapmak üzere oraya gönderilen kayyum elbette yanına bostancılarını aseslerini alarak gidecek, “urun” diyecek, terör estirecek.
Adını da “FETÖ” koydukları bir “terör örgütü” icat ettiler. Bu örgütün nerede, ne zaman, nasıl bir “terör eylemi” yaptığını bilmiyoruz. Bilmemizi sağlayacak bir eylem, bir dava, iddianame, yok ortada. Ama, “terör örgütüne para yardımı yapıyorlar” diye bir basın kuruluşuna elkonabiliyor, başına, nasıl bir “taraf” olduğu besbelli bir “kayyum” getiriyorsunuz, o da gidip orayı kasıp kavuruyor. A’dan Z’ye bir skandal zinciri.
“Hukuk ortadan kalktı” demenin de anlamı kalmadı, çünkü zaten Gezi’den beri hukuk adım adım ortadan kaldırıldı. Hukukun ortadan kalkma sürecinin aşamaları vardır. Biz, bu olayla da görülüyor ki, sürecin “eşkıyalık” aşamasına geldik.
Onun için 1 Kasım gün geçtikçe önem kazanıyor. Bugünlere bu eylemlerle gelen Tayyip Erdoğan bu seçimde hele bir de tek başına hükümet kuracak oy toplarsa, bu toplumun geleceği ne olur? Böyle bir sonuç alınacağına ihtimal vermiyorum, ama sonuçta bir seçimin eşiğindeyiz ve her seçim aslında bir sırdır. Öte yandan, çeşitli nedenlerle bu iktidarın varlığından da, üslûbundan da rahatsız olmayan kalabalık bir kitle olduğunu hepimiz biliyoruz.
Seçimde umduğuna yakın bir oran yakalamış bir Tayyip Erdoğan’ın hiçbir ölçü tanımayan bir yola gireceğinden şüphem yok. Çünkü zaten Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmesini (hem de tek turda), kendisine verilmiş bir “Ne yaparsan yap, arkandayız” beyanı olarak görüyor. Onun zihnindeki “siyaset- yönetim- iktidar” kavramı zaten böyle bir şey. “Kuvvetler Ayrılığı İlkesi” gibi kavramlar hakkında bilgisinin herhangi bir Abbasi halifesinden daha zengin olduğunu sanmıyorum.
Tayyip Erdoğan’ın bu zihniyeti ve bu davranış tarzı, bir 1 Kasım başarısından sonra, iyiden iyiye dizginlerinden boşanır. Ama şu geldiğimiz noktada, zaten iş ondan ibaret değil. En tepedeki adam bu üslûpla davranıyorsa, elbet onun daha küçük boyda taklitçileri, özentileri çıkacaktır. İşte “Kayyum”; “Çık dışarı, terbiyesiz herif!” diye bağıra çağıra “kayyumluk” yapan biri; işte, Başbakan’ın yanında, gazete basan adamların komutanı; az ötede, gazeteci dövenler… Bunlar hepsi, kendilerinden ve yaptıkları işlerden sonuna kadar mutlu ve kıvançlı, aynı şekilde yola devam etmek üzere 1 Kasım sonuçlarını bekliyorlar.
Bu arada bir küçük Tayyip Erdoğan da Trabzon’dan zuhur etti. Bu adam da, “1 Kasım AKP seçim zaferi” gibi bir olay olursa, Türkiye’nin nereye doğru marş marş ilerleyeceğinin sinyallerini verdi.
Yasa, kural, teamül her şey kişiselleşecek. Trabzon stadyumunun “sahibi”, maçın hakeminden memnun değilse, emir verecek, hakemi enterne edecek. Sonra? Sonrası artık öfkesinin derecesine bağlı. Bu işlerde bir de “tırmanma” etkeni rol oynar. Belki birinci hakeme yalnız hakaret eder de, ikincisinde dövdürür. Tayyip Erdoğan da böyle böyle gelmedi mi buraya?
Tabii hakem faslından daha korkuncu “kadınlar”ın bu hikâyeye katılma biçimi. Bir insan durup dururken, kadınlarla hiç ilgisi olmayan bir durumda o lafları nasıl söyler? O lafları söyleyen, nasıl bir kişidir?
Bu da, “1 Kasım AKP seçim zaferi”nden sonra nasıl bir zihniyetin yayılacağı hakkında iyi fikir veriyor.
Çünkü zaten “benim de saygı duyduğum, gönül bağım olan o değerli insanın” varlığının gölgesinde oluyor bu işler. Belki o değerli insan bundan sonraki olaylarda telefon edip “Sen onu salıver, ben icabına bakarım,” diyecektir ve böylece adalet ve huzur içinde yaşayacağızdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025