Murat BELGE
Halil Berktay şimdi Olimpiyad’a kilitlendi, ama o birkaç cephede birden savaşmayı becerir nasıl olsa. Dünkü Taraf’ta Ahmet Faruk Keçeli’nin bizim “sosyalizm tartışması” üstüne yazısını okurken aklıma gelen birkaç şeyi yazmak istedim. Keçeli haklı olarak sosyalizmin her topluma uyacak bir reçetesi olmadığını söylüyor.
Belki çok önemli bir konu değil ama sonunda önemli bir yerlere bağlanıyor: doksanlarda göçen bir sosyalizm uygulamasını eleştirirken, bilinçaltımızdaki bir tür “idealizasyon”dan hareket edebileceğimizi düşündüm. Keçeli’nin “Yine kavga, suç, şiddet vs. olacak. Ama bu devletin ezilenden yana olması; hem toplumsal katmanları hem de bireyleri hukuk önünde eşit olarak görmesi gerektiğini gözardı edemeyiz” sözleri bunu düşünmeme yol açtı.
Şunu demek istiyorum: her şeyin başı olan Sovyet sistemini “yanlış yaptığı” için değil, öncelikle yanlış yapıp sosyalizmi gitmesi gereken yoldan saptırdığı için değil, doğrusu yanlışı ve her şeyi tartışmayı yasak ettiği için eleştirmeliyiz. Bu, son analizde, bir vurgu nüansı. Ama sanırım önemli.
Birincisi, aslında “ideal” olan bir şeyi “gerçek” saymak oluyor. Hattâ, denebilir ki, “kitabî” düzeyde bildiğimiz bir şeyi “yani, sosyalizmi, “bilimsel” dediğimiz sosyalizmi) zihnimizde öyle bir yüceltiyoruz ki, gerçekte olanın bu idealden (ama bunu hep “gerçekleştirilecek ideal” olarak görmüşüz) farkını kavradığımız zaman, belki bu farklılık “kafamıza dank ettiği zaman” demek daha doğru olur, büyük bir hayal kırıklığına uğruyoruz ve bir “aldatılmışlık” duygusuna kapılıyoruz. Bundan birkaç adım sonrası, “pratik” karşısında kapıldığımız bu duygunun, “teori” düzeyine de sıçraması. Yani, bu durumda, “Bu pratik ve bu sonuç bir felâket!” diyoruz; “ama alıcı gözle bir bakınca bunun teorisinde de iş yok. Bu hikâye baştan aşağı berbatmış!”
Yani, sanki burada bilinçdışı bir idealizasyon saklanmış duruyor gibi geliyor bana. Oysa Keçeli’nin dediği gibi, elbette, “Yine kavga, suç, şiddet vs. olacak.”
Olacak da, bütün bu olup biteni “gerçekte- varolan- sosyalizm” diye adlandırmak, yani gene gerçekliğin ne olduğunu bilme ayrıcalığını ve bunun tekelini elinde bulundurarak, “Her şey yolunda, her şey normal! Ne vızıldanıyorsunuz?” deyip öbür tarafına dönerek uykuya devam etmek de olacak şey değil. Bunu yapanlar, bunu yapmakla, yanlışı düzeltmenin imkânını ortadan kaldırdılar.
Sonuçta, o tür iktidar da, buna karşı bir tür muhalefet de, “pozitivizm sorunsalı”nın içindeler. Bilim bize her şeyin doğrusunu söylüyor. Bundan şüphe edecek halimiz yok. Yoksa her şeyden şüphe ederiz, bu da “görececilik” olur ki çok fena bir sapmadır. Bizim, “elhamdüllenin”, “Bilim Kurulu”muz da var; “Bilim İşçileri” diyoruz onlara. Böylece “küçük burjuva” olmaktan da kurutuluyorlar, bilimin “proleter”i oluyorlar; yani yanlış yapmaları büsbütün imkânsızlaşıyor.
Muhalefet de bunların temelde böyle olduğuna inanıyor, ama sonuçlara bakıyor; sonuçlar kötü. “O zaman bunlar kasten böyle yapıyor” diye karar veriyor. Yani “doğru” sorunsalına öylesine kilitleniyoruz ki “yanlış”ın ne olduğunu, neler olabileceğini vb. düşünemez hale geliyoruz. Bu demektir ki, “yanlış” karşısında çaresiz kalıyoruz.
Oysa “yanlış” insani bir şeydir, normaldir. “Bilim” dediğimiz şey de yanlış yapar, çünkü onun sonuç çıkaracağı verileri ona sunacak olan, biz “kusurlu” insanlarız.
Dolayısıyla belirleyici sorun bütün eylemlerin “feed-back” süreçlerinin açık tutulması ve her eylemin sağlamasının en kısa zamanda yapılması için gerekli kanalların açık tutulması.
Bu da, “Demokrasi” demek!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025