Taha Akyol
Amerika, Afganistan’da ‘işini’ tamamladığı için değil, mağlup olduğu için çekiliyor.
Kızıl Ordu’dan otuz yıl sonra Amerikan ordusu da Afganistan’da mağlup oldu!
İkisi de o topraklarda uygun gördükleri rejimi kuramadı.
Kabileler arazisi… Kendi içinde çok sert, kendi dışına karşı düşman bir Selefi din anlayışı…
Sovyet işgalinden itibaren kırk yıl süren iç savaşta harap olmuş bir ülke…
Orada devlet inşa etmek kolay mı?
Dikkat edelim, sorunları bize sıçramasın!
TALİBAN NASIL OLUŞTU?
1978 yılında Afganistan’da peş peşe yapılan solcu askeri darbelerle kurulan Komünist Babrak Karmal rejiminin çağrısıyla Aralık 1979’da Sovyet işgali başladı.
Kızıl Ordu’ya karşı cihat ruhuyla savaşan mücahit örgütlerini Amerika silah ve para ile destekledi, Suud da Selefi doktriniyle besledi.
Militan Siyasal İslam akımlarını ateşleyen iki faktör: 1979’da başlayan Afgan cihadı ve yine 1979’da başlayan İran İslam Devrimi.
Rusya mağlubiyetle ve rejiminin çökmesiyle 1988’de resmen Afganistan’dan çekildi. Mücahitler, iktidar uğruna, birbirleriyle kanlı bir savaşa tutuştular.
Taliban (talebeler) hareketinin kaynağı Pakistan’daki Afgan-Peştun göçmenlerin medreseleridir. 1971’de 900 olan Pakistan’daki medrese sayısı 1988’de 8 binin üzerine çıkmıştı. Ayrıca Afgan sınırına yakın yörelerde kayıt dışı 25 bin medrese vardı!
Mücahitler birbirini yerken 1997’den itibaren Taliban yükseldi; EL Kaide Taliban’la iç içedir.
11 Eylül 2001’de El Kaide’nin New York’ta İkiz Kulelere saldırarak 3 bin kişiyi öldürmesi üzerine, Amerika Afganistan’ı işgal etti, Yirmi yıl süreyle Taliban’la savaştı.
VİETNAM’DAN SONRA
Amerika işgal ettiği ülkede “Afganistan Cumhuriyeti” adıyla bir devlet ve bir ordu kurdu.
Fakat Taliban’ın “Afganistan İslam Emîrliği” dediği rejim, ele geçirdiği yerlerde devletin okullarını, hastanelelerini, mahkemelerini kapattı, kendi kurumlarını açtı.
Kadınları kamu görevlerinden çıkardı, burka giymelerini zorunlu kıldı..
Şubat 2020’da Doha Anlaşması’yla, Afgan devleti ve Taliban ateşkeste anlaştılar… Bu Amerika’nın çekilme işaretiydi.
Biden’ın ‘çekiliyoruz’ açıklamasını takiben Taliban bütün şehirleri ele geçirdi, iki gün önce de Kabil’i aldı. Cumhurbaşkanı Gani ülkesinden kaçtı…
Vietnam’dan sonra Amerika’nın ikinci büyük bozgunu!.. ABD Dışişleri Bakanı Blinken çok iyi anlatıyor:
“20 yıl yatırım yapıp 300 bin kişilik bir güç olarak kurduğumuz, donattığımız, Hava Kuvvetleri desteği verdiğimiz Afgan ordusu, ülkeyi koruma kabiliyetinin olmadığını gösterdi… Ve bu beklediğimizden çok daha hızlı oldu.”
Kağıt üzerinde 300 bin olan Afgan ordusu maaşlı bir güruhtu, subaylar soyguncuydu. Yenildiler tabii…
TALİBAN’LA OLUR MU?
Taliban istiyor ki dünya kendilerini devlet olarak tanısın, kabul etsin. Sözcüleri Süheyl Şahin, BBC’ye “Kadınlar başörtüsü takacak ama burka şart değil, kadınlar tek başlarına evden çıkabilirler” diyor.
Taliban zihniyetinde bunlar ılımlılık işareti!
Herkesin Afganistan’da kalmasını istiyorlar, çünkü, devleti yönetmek için diplomalılara ihtiyaç var. Taliban sözcülerinden Zabihullah Mücahit’in sözlerini hatırlayın:
“Türkiye Kabil havaalanına asker göndermesin. Bize münehdis, ekonomist, tüccar ve insani yardım göndermesini istiyoruz.” (19 Temmuz)
Taliban zihniyetinin mühendis, ekonomist, tüccar yetiştirmesi mümkün mü? Bu nitelikteki insanlar oraya gider mi?
TÜRKİYE’NİN EKSENİ
Taliban kafasıyla Afganistan coğrafyasında bile bir devlet idare edilebilir mi?.. Yoksa Taliban adım adım çağın gerçeklerine açılmak zorunda kalır mı?
Uzun, son derece sıkıntılı bir süreç…
Kabileler arazisinde modern toplum ve modern devlet; hiç kolay değil.
Afganistan’dan kitlevi göçler devam edecek gözüküyor, Türkiye sınırlarını yasa dışı göçlere kapatmalıdır. Göçmen kabulünde Türkiye kapasitesini aşmıştır bile… Artık toplumsal gerilimler oluşuyor maalesef.
Dış politikada Taliban’la çatışmaktan da Taliban’a yakın görünmekten de sakınmak gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Amerika ile iyi ilişkiler kurmak için önerdiği Kabil Havaalanını koruma ve işletme projesi bitti artık.
Dış politikadaki yalnızlığımızı gidermek için daha esaslı gerekçeler geliştirmeliyiz. Türkiye’nin klasik diplomasi eksenine dönmesi, Batı ittifakını eskisi gibi önemsemesi demektir bu.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.09.2025
26.09.2025
24.09.2025
23.09.2025
21.09.2025
19.09.2025
17.09.2025
16.09.2025
14.09.2025
12.09.2025