A.Turan ALKAN
Ortaokul ve lise çağlarımda ticaret hayatını kenarından da olsa seyretmeye fırsat buldum. Bakkal dükkânında çıraklığı, yani getir-götür işlerini aşmayan bu ticari tecrübeden zihnimde pek de olumlu tortular kalmadığını görüyorum.
Sadece bir tespit: Ticaret bir yapı meselesidir, şahsî yatkınlıktır, hatta bir nasip işidir diyeceğim geliyor. Bazı insanlar vardır, çoğumuzun diline pelesenk ettiği, “Gider sebze halinde limon satar, ekmeğimi yine kazanırım” dayılanmasının hakkını verirler; onlarda ticaretin kimyâsı diyebileceğim bir özellik doğuştan vardır; çünkü zannedilenin aksine, bir sandık limon alıp hal kapısında bekleyerek evlerine ekmek götürebileceğini zannedenlerin büyük çoğunluğu, akşama evlerine üzerinden birkaç limon eksilmiş bir limon sandığıyla dönebilirler ancak.
Halde limon satmak her kişinin yapabileceği bir iş değil. Kolay bir iş hiç değil.
Bir alışverişin iki tarafı olur. Ticarete tabii meyli olan biri sadece bir malı satarken değil satın alırken de –sözün gelişi benim gibilerinden- farklı davranır. Ne alıcı, ne de satıcı olarak ticarete yatkınlığım olmadığını erken zamanda fark ettim. Bunun tek istisnası üniversite öğrenciliğim sırasında, komşu delikanlılarla birlikte çıktığımız pazarcılık serüveni oldu. Yeterince yıldırıcı ve öğretici bir tecrübeydi. Para kazanamadık tabii; günün tek kazancı akşam eve götürdüğüm yarım kasa domatesti.
Ama ne domatesti o; eski domateslerden... hani şu elle ikiye bölünen ve yarılınca domur domur olan ve üzerine iri kaya tuzu serpilip ekmeğe tek başına katıklık eden türden domates. O yaz günlerinde yarım kasa domates bilanço itibarıyla ehemmiyetsiz bir kazançtı; değmezdi. Ticari hayata böyle veda ettim.
İşte o yüzden sadece ticarette başarılı olanları değil, alış-satışta dünya pazarlarına açılan yeni kuşak tüccar nesle saygı duyuyorum. Sadece onlara değil, belki onlardan daha ziyade saygı duymamız gereken bir işporta tezgâhıyla, bisiklet tekerleği takılmış küçük el arabalarıyla veya bir hanın, apartmanın kıyısına iliştirilmiş avuç içi kadar işyerlerinde sebat ve hüner göstererek ekmeğini taştan çıkaranlardır.
CANLI YAYIN
PAZARLAMACILIĞININ SUYU NASIL ÇIKTI?
Yeni nesil ticaretin en dikkat çekici modeli internet üzerinden yürüyor. Türkiye’de de gittikçe yaygınlaşan plastik para ve internet pazarı ticaretten anlayanlara yeni imkânlar ve fırsatlar sunuyor.
Bunun yanında bir başka gelişme daha yaşanıyor ki bu tarz ticaretin hünerbazlarına saygı duymasam da gözlerim hayretten faltaşı gibi açılarak seyretmekteyim.
Anladınız. Televizyon kanallarını bir anda istila eden canlı yayın pazarlamacılığına takıldım yine...
Yeni uydu düzenlemesiyle birlikte adlarını ilk defa gördüğümüz yüzlerce kanalın ani zuhurunu ve bu kanalların birer ticarî işletme olarak nasıl para kazanabildiklerini şaşkınlık ve eğlenceyle seyrediyoruz.
Eğlenceyle evet. Günün birinde aile üyelerinin TV başında bir araya gelip, “Şöyle güzel bir pazarlama programı bulup da seyredelim” diyeceklerine asla inanmazdım. Dolayısıyla “Bu adamlar kimler, bir televizyon kanalı niçin kurulur, nasıl yayın yapar; her gün üç aşağı beş yukarı aynı yerli filmleri en olmadık zamanda en olmadık yerinden keyfî şekilde keserek nasıl aniden canlı yayın pazarlamacılığına geçmeye cesaret ederler; bu işin bir kuralı, adabı, denetleyeni yok mudur?” tarzındaki lüzumsuz soruların peşini bırakıp eğlenmeye başladım.
En ‘beğendiğim’ pazarlama tarzı, dini ticarete âlet ederek yapılanı...
KUTSALIN FİYATI OLMAZ, ‘HEDİYE’Sİ OLUR
Ekranda, ‘dinibütün’ olduklarına ilk bakışta kanaat getireceğiniz türden fizikî alâmetlere bürünmüş en az iki kişi yer alıyor. Güzel bir sakal, sünnete uygun tarzda kırpılmış varla yok arası bıyık, yerine ve adamına göre başta namaz takkesi veya sarık, o da olmadı tarikat sikkesi türünden bir serpuş. Önlerinde günün mânâ ve ehemmiyetine veya ‘gideri’ne göre sıralanmış ticarî ürünler...
‘Ticarî ürün’ derken biraz haksızlık yapıyor olabilirim; haydi her derde deva, her sızıya şifa niteliğinde merhemleri bir tarafa bırakalım ama çok sırlar taşıdığı konusunda seyirciyi adeta esir alan dua kitaplarının ticari bir karşılık taşımasına hiçbir ‘Müslüman’ vicdan rıza göstermez. Nitekim bu gibi ürünler, inceliğe dikkat buyrulsun fiyatı üzerinden satışa sunulmazlar; onların ‘hediyesi’ mevzubahistir. Yani ben satıcı olarak bunu alıcıya aslında hediye etmekteyimdir fakat bu arada küçük bir meblağ tahsili de icap etmektedir. E, siz de cahil olmadığınıza göre bu meblağı ödemekte elbette kusur göstermezsiniz!
MELEKLERİ BARİ KARIŞTIRMASAK...
Ben en çok, ürün tanıtımı esnasında tanıtım yapan dini kisve görünüme bürünmüş üstadların, konuya dini bir nokta-i nazardan girizgâh yapmalarını seviyorum,
-Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz bir gün Hazreti Ali kerremallahu veche efendimize buyurdular ki: “Ya Ali, melekler, evinde çörek otu ve bal bulunduranlara istiğfar ederler...”
-Nitekim Efendimiz (sas) şöyle buyurdu: “Çörekotunda ölümden başka her derde şifa vardır! “
Ondan sonra gelsin pazarlama faslı... Efendim, bu arkadaşların bir arkadaşı, sırf insaniyete ama daha ziyade Müslümanlara (Çünkü seyirci kitlesinin yüzde 99,99’u Müslüman!) faidesi dokunsun diye bu şifalı tohumdan haylice miktarı bir Afrika ülkesinden ithal edip hususi imbiklerden nice bin zahmetlerle geçirerek az, pek az miktarda, hatta birkaç şişe ürün elde etmiştir ve ihtiyaç fazlası bu birkaç şişe, şimdi, şu anda, canlı yayında, sorulacak olan dinî bir suali bilecek kadar dinî kültüre sahip şanslı ve bahtiyar seyirciler arasında çekilecek kurrada hediyesi mukabilinde dağıtılacaktır. Sual şudur:
-Üç ayların ilk ayı hangisidir!
Vay canına; gel de bil bakalım! Öyle ya, bu her sorulanın ânında ‘şaak’ diye cevap verebileceği sıradan ve hafif bir sual değil. Öyleyse ne yapalım; dini kültürü bazı talihsizlikler yüzünden eksik kalmış iyi insanlara küçük bir hatırlatmada bulunalım.
-İlk harfi R, ikinci harf E, üçüncü C, beşincisi ise P; ee, artık dördüncüyü de siz bulacaksınız lakin istirham ederim; bu ürün az sayıda ve özel olarak satışa sunulmuş olup ekrandaki numaramızı arayanlara sırasına göre dağıtılacaktır. Öyleyse acele ediniz. İşte bakın daha şimdiden 85 tane kaldı... aa 70’e düştü. Lütfen acele edelim. Hocam siz bu arada “Doyamadım Medine’ye’ ilahisini lütfetseniz de kulağımızın pası açılsa ne güzel olur...
...
Bir ara RTÜK bazı kriterler getirecek diye duymuştuk ama RTÜK’cüler, muhalif kanallara ceza yağdırmaktan böyle önemsiz ayrıntılara vakit bulamıyor olsa gerektir ki bine yakın kanaldan en az yarısında, günün herhangi bir saatinde din üzerinden ürün satışları cayır cayır devam ediyor.
“Satan satıyor da, alan nasıl alıyor?” sorusunun muhatabı ben değilim; onu ilgili Sağlık, Ticaret gibi bakanlıklara veya RTÜK’e soracaksınız.
Dikkat ettiyseniz glikoz şurubuyla imal edilmiş çakma bal meselesine hiç girmiyorum bile!
...
Geçenlerde gördüm, bir pazarlamacı ‘hoca’ önüne sıraladığı çay paketi büyüklüğündeki Kâbe maketlerinin arkasında ağlıyordu; acelem olduğu için maketlerin hangi derde deva olduğunu, hedâyesinin kaçtan gittiğini öğrenemedim. Şimdi harıl harıl o kanalın adını hatırlamaya çalışıyorum ama saman çuvalında iğne aramak gibi bir şey.
*
Not: Nebevî tıb kavramına büyük hürmetim var ama dinin ticaret ve siyasette bir pazarlama tekniği olarak kullanılmasına artık tahammül edemiyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016