A.Turan ALKAN
Şimdilerde ancak attar dükkânlarında bulunabiliyor. Adı konusunda farklı söyleyişler var: Kimine göre ‘Meyan'. ‘Beyam' denildiği de oluyor, ‘Miyam' da. Yaprağından çok köküyle meşhur bir bitki.
Sılâ-i rahim vesilesiyle gittiğim memleketin çarşısında, tadına doyulmaz bir ikindi gezisi esnasında bir seyyar satıcı tablasında rastladım beyam köküne. Misvak diye bildiğimiz köke çok benziyen ve beş-on santimlik parçalar halinde satılan bu kök, mevsimi gelince bollaşır, okul önlerinde üç-beş kuruş mukabilinde öğrencilerin istifadesine sunulurdu. Tadını birkaç kere denemiş ama ağır rayihâlı tadından pek hoşlanmamıştım. Meraklısı boldu yine de. Uç kısmını, aynen misvakta olduğu gibi çakıyla açtıktan sonra çıkan lif kısmı ağızda çiğnenir, sarı renkli tatlı usaresi emilir. Renk maddesi o kadar güçlü olmalı ki ağız içini kolayca sarıya boyar.
Yarıdan çoğu margarin yağından mamul çikolataların eni-konu lüks tüketim sayıldığı ve kıt olduğu bir devirde beyam kökü, fukara takımının başlıca eğlenceliğiydi. Artık hazret, tıbbî faydaları beslenme uzmanlarınca onaylandıktan sonra fukara eğlencesi olmaktan çıkmış, alternatif tıbbın ve lezzetli tatlıların tamamlayıcısı haline gelmiş bulunuyor.
Eskinin fukara yemişi beyam kökü adına büyük terakki!
KREPON KÂĞIDINDAN KEDİ MERDİVENİ
Krepon kâğıdı denilirdi. Onunla önce okulumuzda tanıştık. Her milli bayram gününde öğretmenimizin tembihi üzerine kırtasiyeciden birkaç renk krepon kâğıdı alır, sınıfta hep birlikte bu kâğıttan zincir süsleri (Kedi merdiveni) yapıp pencerelere, duvarlara asardık. Düğün salonlarını, gelin faytonlarını, atları, Kurban Bayramı'nda nişanlı kızlara giden koçları vs. süslemekte de kullanılırdı. Normal kâğıttan biraz daha dayanıklı, enine doğru sıkıştırılarak kırıştırılmış boyalı bir kâğıt türü.
Bu kâğıdın en eğlenceli ve bir o kadar da hazin kullanılış biçimini ailemizin yaşlı hanımlarından duyardık,
- Eskiden makyaj nedir bilmezdik, derlerdi. “Süslenip erkeklerin karşısına çıkmak zinhar ayıp, hatta günahtı ama kadın eğlencelerinde genç kızlar, birazcık krepon kâğıdını ıslatıp yanaklarına hafifçe sürterek allık yerine kullanır, solgun çehrelerine biraz pembelik kazandırmaya çalışırlardı!”
Rujun, allığın, göz farının nimetten sayıldığı yokluk günlerinde makyaj malzemesi!
LOKUMLU PÜSKEVİT HIFZISIHHAYA KARŞI!
İlkokul öğrencilerinin en favori atıştırmalığıydı lokumlu bisküvit. Şeklinden ötürü ‘finger' (parmak) diye bilinen dikdörtgen şeklindeki iki bisküvitin arasına ezilerek sandviç malzemesi gibi yatırılır, daha sonra bakkal amcalar onu renkli –ne kâğıdıydı o?- ha, renkli jelatin kâğıdına sarıp iki ucundan bükerek beş kuruşa satarlardı. Bugünün öğrenci velileri çocuklarına karşı son derece hassas ve titiz; eminim ki bakkaldan çocuklarının bakkal amcalarının ‘tertemiz elceğiziyle' hazırladığı bu alaturka atıştırmalık tatlıdan aldıklarını bilseler kıyametleri koparırlar!
O günlerde halk sağlığı diye bir şey bilinirdi elbette; hatta Ankara'da enstitüsü bile vardı. Hıfzısıhha Enstitüsü! Kavram olarak bilinirdi ama artık rahatlıkla söyleyebilirim ki elli sene önce filan halk sağlığı hakkındaki duyarlık, bakkalda satılan ürünlere kadar düşmemişti ve daha ziyade sıtma, kolera gibi salgın hastalıklar söz konusu olduğunda hatırlanırdı! Yoğurdun, sirkenin, zeytinyağının kepçeyle; salçanın, tereyağının kaşıkla satıldığı günlerden bahsediyoruz.
Sağlığa uygun ambalaj buluşu sonraki zamanların ürünü olmalıdır.
GEVREK GEVREK BİR GEVREK
On sene kadar önce tatile giderken yolumuz Niksar'dan geçmişti de çarşıda biraz soluklanalım derken bir fırın camekânında onu görünce nasıl eski bir yitiğimizi bulmuş gibi sevinmiştik!
Gevrek bilir misiniz? Tamamen göğe çekilmedi, bazı fırınlarda hâlâ üretiliyor. Niksar'daki fırıncıdan dükkândaki bütün gevrekleri satın aldıktan sonra, “Nasıl yapılıyor bu leziz şeyler?” diye sormuştum. Sırrı ve lezzeti, hamur suyuna katılan nohut mayasında imiş. Hamur mayalandıktan sonra ekmek gibi pişiriliyor, biraz dinlenip bayatlamaya yüz tutulunca dilimler halinde kesilip yeniden fırına sürülüyor. Gevrek bu işte. Okul önlerinde, simitçi tablalarında on kuruşluk bayat simitlerin yanında gevrek de satılırdı.
O ne lezzetti!
MUZIR AMA BÜYÜLEYİCİ BİR RAMAZAN ŞEKERLEMESİ
Ramazan mevsiminin olmazsa olmazıydı o; küçük tahta çubukların ucunda nasıl bir ustalık hüneriyle şekillendirildiğine yıllarca akıl erdiremediğim rengârenk horoz şekerleri. Acı yeşilli, kan kırmızılı, sarılı, beyazlı ve bazen iki-üç renk bir arada ve ille ki horoz şeklinde. Çocukların kalbini fetheden bu muzır tatlının en favori biçimlisi horoz şeklinde olanıydı ama özel kalıplarda koyun, tren, kaz, ördek şekliyle döküldüğü de olur ama onlar biraz daha pahalı satılırdı.
Çocuk oruçlarının en büyük mükâfatı buydu. Eve genellikle avuç büyüklüğünde Tokat çöreklerinin üstüne üçü-beşi saplanarak getirilen horoz şekeri sadece küçüklerin değil, ‘tadı nasılmış bakayım' diye utangaç bir girizgâhla eski bir ağız tadını hatırlamak isteyen büyüklerin de hoşlandığı bir Ramazan eğlenceliğiydi ve elbette muzır bir şeydi.
Yaz aylarında saatlerce tezgâh üstünde müşterisini bekleyen bu renkli şekerlerin çarşı tozundan yeterince hissedar olduğu da bu hesaba katılmalıdır!
KIKIRDAKLI ÇÖREK
“Nerede eski tereyağları; onların tadı bugünün hijyenik ambalajlı çiftlik ürünlerinde kesinlikle yok” diyerek eskiyi hasretle yâd eden büyüklerimiz kısmen haklıdır, zira tereyağı dünün Türkiye'sinde en azından hali-vakti yerinde ailelerin mutfağına giren bir gıda idi. Orta hallinden biraz daha kıt gelirli aileler, daha ucuz olduğu için kesim hayvanlarının iç yağını bir kazanda eritip yemek yağını bereketlendirirlerdi. İç yağıyla yapılmış bir yemeğin bugün fukara sofralarında bile lezzetli bulunabileceğini tahmin etmiyorum. Kokusu ve tadı ağırdı.
İç yağı kavrulduktan sonra erimemekte inad eden küçük yağ parçaları en büyüğü nohut cesametinde kavruk parçalar halinde kalırdı ve rahmetli halacığım ‘Kıkırdak' adı verilen bu kavruk yağ parçalarından çörek yoğururdu. Ben pek tutmazdım ama mutfak kültürümüzün en ağırbaşlı ve değerli çöreklerinden biriydi.
...
Eski lezzetler, eski hâtıra nesneleri bunlar; yaşı benimkine yakın okuyucular bu listeyi eminim ki yetersiz bulacaklar, haklı olarak “Filancadan bahsedilmemiş ama” diye yakınacaklardır. İstedim ki siz de kendi mazinizi yâd edip, kayıp lezzetlerin izinde zihni bir yolculuğa çıkasınız; yeniden ele geçirmek için değil, sadece şahsi geçmişimizin aslında ne kadar zengin ve geniş olduğunu hatırlayabilmek için.
Yıllar sonra hatırlayabildiğimiz bu küçük ayrıntılar, gitgide küçülen şahsi tarihlerimize şaşırtıcı ve heyecan verici yeni hacimler ilâve ediyor. Sanki daha çok yaşamış gibi oluyoruz.
En azından benim için böyle...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016