Ahmet TAŞGETİREN
Geçtiğimiz hafta bir tv tartışma programında, muhalefetin “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisinin halkta karşılık üretip üretmediği üzerine konuşulurken bir tartışmacı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bir “Devlet projesi” olduğunu söyledi. Yani “Siz neyi tartışıyorsunuz, ya da muhalefet ne ile uğraşıyor farkında mı, ortada devlet iradesi var” gibi bir şey.
Böyle bir söz söylenince başkalarına susmak düşer, değil mi? Emir demiri keser, babında bir söz bu. Eskinin “Derin devlet”inden bahseder gibi.
Aslında eskiden hakikaten bir “Hükümet” vardı, bir de “Devlet.” Hatta birileri onu büyük harfle “DEVLET” diye yazarlar, ya da konuşma içinde geçiyorsa iki eliyle de işaret yaparak “Tırnak içinde Devlet” derlerdi.
Bu biraz da Ak parti iktidarının “farklı” mı desem “genel gidişata aykırı” mı desem bazı icraatlarına karşı uyarı babında “Acaba bu konuda devlet ne diyor?” gibi bir şerh düşerken seslendirilirdi. Mesela o zamanlarda Ahmet Necdet Sezer ya da MGK devlet, Ak Parti de Hükümet idi.
Sonra yıllar yıllar geçti ve halkın seçtiği iktidar, tüm alanlarda hakim oldu. Özellikle Tayyip Erdoğan’ın hükmetmediği devlet alanı kalmamı gibi oldu.
Bütün dünya biliyor ki, Tayyip Erdoğan mutlak egemendir.
Başlangıçtaki o laf biraz farklı bir durumu ifade ediyor. Yani şimdi Tayyip Erdoğan’a mutlak yetki veren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, şayet bir “Devlet projesi” ise, ortada yine Tayyip Erdoğan’ın yönettiğinden başka bir “Devlet” var, o “Devlet” böyle bir tek adam yönetimini Türkiye için uygun gördü, bir ileri adım, “Başında da Tayyip Erdoğan gibi birisi, ya da tam Tayyip Erdoğan olsun” istedi.
Bu mudur?
Hoş, mevcut iktidar döneminde de bazı ağır meseleler söz konusu olunca “Devlet böyle öngörüyor” gibi ifadeler kullanılmıyor değil, ama şu anda devletin en belirleyici unsurunun Tayyip Erdoğan’ın iradesi olduğunu, ya da devletin görünen herhangi biriminde “Ona rağmen” bir şey olamayacağını herkes kabul eder sanıyorum.
Ama tekrar edelim, şayet o söz doğru ise bazı süreçlerde, diyelim sistem tartışması yapılırken, “Devlet” diye bir yapı devreye girmiş, o yapının iradesi ile Tayyip Erdoğan’ın yönetim üslubu buluşmuş ve Türkiye bugünlere gelmiş.
Yaşananlara bakıldığında Devlet Bahçeli’nin “Devlet”iyle, büyük harfle “DEVLET” buluşmuyor değil.
Gerçekten Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Devlet Bahçeli’nin yol vermesi ile hayata geçti denebilir. Hatırlayalım: Sistem henüz parlamenter nitelikte ama Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmiş ve 12 Eylül anayasası ile kendisine verilen “icranın başı” yetkilerini kullanmak istiyor. Ama sistem “Başbakan”a göre düzenlenmiş. Bu durumda ya Başbakan yukardan gelen icrai programı uygulayacak, ya da yetki karmaşası çıkacak. Birinci durum “Düşük profilli” bir Başbakanı gerektiriyor, ikinci durum ise “çift başlılığı.“ Ahmet Davutoğlu ile Binali Yıldırım farkları.
İşte burada “Devlet” devreye giriyor. Ama adam akıllı somut bir devlet: “Devlet Bahçeli” Çok çok sürpriz bir şekilde “Fiili olanı hukuki hale getirelim, biz destek vermeye hazırız” diyor. Bunu söyleyen kişi, aynı zamanda “Tekeden süt çıkar Tayyip Erdoğan’dan Cumhurbaşkanı olmaz” diyen zat olunca ve bu zat, “Fiili” olan dönemde nasıl bir “erk” kullanacağı aşağı yukarı belli olan birisini hukuken de “Tam yetkili” kılmaya destek vereceğini açıklayınca ortada gerçekten farklı bir durum olduğu görülüyor.
Görülüyor da, Devlet Bahçeli’nin bu çıkışı “Devlet görüşü” ifadesiyle anlatılmak istenen şeye mi tekabül ediyor, asıl soru o. Yani denmek isteniyor ki, “Devlet Bahçeli, Devlet’te pişen bir hamleyi devreye soktu.”
Tabi sorular bitmiyor?
-Kim o devlet?
-Devlet Bahçeli o devletin neresinde?
-O devlet nasıl bir Türkiye projelendiriyor ki, Tayyip Erdoğan’ı o projenin baş aktörü haline getiriyor?
Devlet Bahçeli’nin stratejik vuruşuyla devreye giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Bahçeli’nin etkinliğinin olduğu açık. Fiili ortak durumunda.
Aynı şekilde Ak Parti’nin yola çıktığından çok farklı, mesela Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle “Her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına alan” hüviyetten çok farklılaştığı açık. Ya da Erdoğan’ın böyle bir cümleyi asla kuramayacağı bir noktaya gelindiği açık. Bu iktidar döneminde kimi “Açılımlar”ın yapılamayacağı da açık. Bazı temel sorunların MHP üslubuyla çözülme sürecine girildiği de açık. Dış politikada gelinen noktayı da acaba “Devlet” ile “Tayyip Erdoğan üslûbu”nun buluşması olarak mı okumak gerekiyor?
Bakıldığında Ak Parti’nin yola çıkarkenki kodlarından farklılaştığını görmeyen yok. Bu kod değişiminin MHP istikametine doğru yöneldiği de açık. Perinçek’e benzeyiş, MHP’ye benzeyişle paralel bir durumu resmediyor.
Bunlar, “Devlet” diye nitelenen bir alanda pişen projenin devreye konması mıdır, yoksa Tayyip Erdoğan’ın “Güç iradesi”nin Devlet Bahçeli’nin sistem formatı ile eski ifade ile söylersek “Tetabuk etmesi – Üst üste gelmesi” midir?
Ak Parti’nin kurucu kadrosundaki isimler, “misyon” dedikleri şeyin böyle bir dönüşüme uğramasını tahayyül etmişler miydi?
Hakikaten “Devlet” diye halktan oy almış kişileri bile dönüştüren bir yapı varsa ve o yapı Türkiye için ideal sistemin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi “Tek adam yönetimi” haline gelen bir yönetim tarzı olduğunu düşünüyorsa, muhalefetin “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisinin hiçbir şansı yok mu? Ya da “Devlet” o dönemde de ne eder eder, sistemi kendi kodlarına uygun hale getirir mi? Peki o dönemde “Devlet Bahçeli”nin “Devlet” ile ilgisi nerede durur?
Belki de TV’deki gazeteci boş boş konuşmuştur.
Bütün bu işlere Tayyip Bey nasıl bakıyor acaba?
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025