Ekin GÜN
AK Parti 2015 Olağan Kongresi'ni 12 Eylül Cumartesi günü gerçekleştirdi.
12 Eylül'ün kongre tarihi olarak seçilmesi sembolik bir anlam taşıyordu.
2002 yılında kurulan AK Parti 13 senelik iktidarı boyunca birçok darbe girişimine maruz kaldı ve bu darbe girişimlerini “daha fazla demokrasi” diyerek savuşturmayı başardı.
12 Eylül 1980 Darbesi'yle de yüzleşen AK Parti'yi gelecekteki tarih kitapları “Cumhuriyet tarihinde darbelerle sıkı bir şekilde mücadele eden tek parti” olarak yazacak.
Bunu şimdiden söyleyebiliriz.
AK Parti kongresi belki de bugüne kadar partinin en sönük kongresi olarak ifade edilebilir.
Lakin bunun belirli sebepleri var.
Öncelikli olarak 7 Haziran seçimlerinde kurulduğu günden bu yana ilk kez tek başına iktidar olamaması, artan terör olayları sebebiyle coşkunun belli bir seviyede tutulması ve koalisyon görüşmeleri sonucunda beliren zihinsel yorgunluk belli başlı sebepler olarak sayılabilir.
Tüm bunlara rağmen unutulmamalıdır ki kongrenin coşkusundan ziyade AK Parti'deki birlik ve beraberliğin sağlanması, bunun da kamuoyuna iyi bir şekilde görüntü vermesi bence en önemli özellikti.
Zaten kongredeki “AK Parti'de Birlik Türkiye'de Birlik” sloganı da bunu özetler nitelikte.
AK Parti her ne kadar tek başına iktidarı kaybetmiş olsa da almış olduğu oy yüzdesiyle ve son seçimden birinci parti çıkmasıyla Türkiye'nin hala en büyük ve lokomotif partisi.
Ve hala birçok olumsuzluğa rağmen AK Parti'nin çeşitliliği bunu hem kanıtlıyor hem de Türkiye'de gelecekte AK Parti dışında bir başka parti birinci olacaksa da bunun AK Parti kadrolarının içinden çıkacağını ortaya koyuyor.
Kongrede 50 kişilik MKYK listesinin 31 kişisinin değişmesi ve MYK'da değişen isimler AK Parti'de bir tazelenme ve bayrak değişimi olduğunu bizlere gösteriyor.
Lakin isimlerin değişmesinin anlamını biz 1 Kasım'daki seçimlerde göreceğiz.
Planı ve projesi olan, gündem belirleyen, halkın gündelik yaşantısına olumlu değişiklikler getirmeyi amaçlayan bugüne kadar başarmış olduğu her şeyin üstüne çıkabilen AK Parti'yi sandıktaki yükselen seçim sonuçlarında görmek bize bu kongredeki değişimlerinde iyi olduğunu gösterecek.
Özellikle kamuoyunda belli odaklar tarafından çokça söz edilen Davutoğlu-Erdoğan çekişmesine dair dedikoduların AK Parti'yi yıpratma amacından başka bir şeye hizmet etmediğini söylememiz gerekir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti'nin doğal lideridir.
Olması gereken de budur.
Halkın Erdoğan'a sevgi ve saygısı hala geçerlidir ve bugün AK Parti gibi bir hareketten söz edebiliyorsak bu Erdoğan sayesindedir.
Analizlerin dibine inmeye gerek yok.
Tüm küresel güçlerin hedefinde olan Erdoğan'ın tüm şer odaklarını 13 sene boyunca ortadan kaldırması ve Türkiye'yi dünyadaki haksızlığa meydan okuyan bir ülke haline getirmesi Erdoğan'ın başarısıdır.
Ve tabi ki Erdoğan'ın arkasında duran milyonların başarısıdır.
Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı yapan bu halk aynı şekilde AK Parti'ye oy veren ve AK Parti'yi AK Parti haline getiren birinci unsurdur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın %52 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi ve AK Parti'nin son genel seçimdeki %49 oyla tek başına iktidara gelmesi bir kenara AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde almış olduğu %41'lik oy her ne kadar büyük bir oy olsa da tek başına iktidarı kaybetmesi bakımından bir başarısızlıktır.
Ortada bir oy düşüşü varsa bunun parti tarafından iyi tahlil edilmesi gerekir.
Öncelikli olarak AK Parti'nin 2002 yılındaki çıkışı referans alınmalı ve tek başına iktidara nasıl gelindiği iyi incelenmelidir.
Kısacası fabrika ayarlarına geri dönmek bu noktada AK Parti'nin birinci olarak yapması gereken ödevlerden biridir.
AK Parti 2002 yılında Türkiye'yi devraldığı zaman Türkiye büyük bir krizin içindeydi ve AK Parti bu krizden çıkışı sağlayarak Türkiye'ye büyük bir ivme kazandırdı.
Bu çıkıştan sonra yapılan tüm plan ve projeler AK Parti'nin Türkiye'de kalıcı olmasını ve bir hareket haline gelmesini sağladı.
Emekli maaşı kuyruklarından üçüncü köprü yapımlarının normal karşılandığı bir Türkiye'ye 13 senelik kısa bir zaman zarfında gelmeyi bir cümlede ifade etmek kolay olsa da AK Parti hem plan ve proje bakımından çıtayı yükseltti hem de son seçimlerde bu çıtanın altında kalarak oy kaybetti.
Kısacası AK Parti'nin 13 senelik zaman zarfındaki başarıları başarısızlığına sebep oldu.
Çıtayı o kadar yükseltti ki Türkiye'de yapılamaz denilen şeyler yapılabilir oldu ve her daim bunun üstü halk tarafından hedeflendi, beklenti haline geldi.
Oysa 7 Haziran seçimlerinde AK Parti plan ve projeden çok uzaktı.
Sadece geçmişte yapmış olduğu projelerle halktan oy istedi ve oy kaybetti.
Demek ki 1 Kasım seçimlerinde AK Parti kendi yükseltmiş olduğu bu çıtanın çok daha üstünü hedeflemeli ve buna ilişkin projeler gerçekleştirmelidir.
Kongrede ifade edilen “AK Parti'de Birlik Türkiye'de Birlik” sloganı da Türkiye'nin tüm mozaiklerini kapsayacak şekilde hayata dökülürse 1 Kasım'da tek başına iktidar olması işten bile olmayacaktır.
Bunun için başta AK Parti terörle hiç taviz vermeden mücadele ettiği gibi Kürtlerinde partisi olduğunu ve Türk-Kürt ittifakını sürekli dillendirerek bu kapsayıcılığı bu noktadan başlatmalıdır.
Gerek AK Parti'nin doğal lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse de AK Parti'nin Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu bu kapsayıcılık ve Türk-Kürt ittifakı üzerinden sahada gereken söylemleri gerçekleştirebilirse Türkiye hem AK Parti'nin o ilk çıkışındaki heyecanına kavuşur hem de Türkiye'de tek başına iktidar istikrarı da tekrardan hayat bulur.
Hem AK Parti seçmeni hem de AK Parti'ye oy vermeyen herkesin beklediği Türkiye'de huzur ve istikrarın tekrardan sağlanmasıdır.
Mevcut partiler içerisinde bunu da derli toplu bir biçimde en iyi sağlayacak olan parti de AK Parti olduğuna göre 1 Kasım seçimlerine gidilen bu süreçte AK Parti'ye diğer partilerden iki kat daha fazla görevler düşmekte.
Bir nevi bu seçimin başka bir anlamı “koalisyon olsun mu olmasın mı” referandumu olacak olsa da işi baştan sıkı tutmak ve ortaya elle tutulur bir şeyler koymak AK Parti'nin işini kolaylaştıracaktır.
Bunu AK Parti yapabilir mi derseniz şayet ben yapabileceğine inanıyorum.
AK Parti'de kendine bu konuda inanırsa ve başarının yarısının inanmak olduğunu kavrayabilirse yol şimdiden yarılandı demektir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2018
24.09.2018
9.02.2018
19.08.2018
29.07.2018
15.07.2018
1.02.2018
14.06.2018
4.02.2018
9.02.2016