Melih ALTINOK
Şükür, Çözüm Süreci ile ilgili hafta sonundan beri olumlu bir hava esiyor. Öcalan’ın 21 Mart’ta PKK’ye silah bırakma çağrısı yapacağına dair kanaat güçlendi. Hafta başında da İmralı heyeti ile Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan arasındaki görüşmeden sürecin kesintisiz devam ettiği açıklaması çıktı.
Bu güzel tabloya karşı verilen tepkiler kimin neyi istediğinin açık bir kanıtı olarak tarihe yazılıyor.
Barış yanlıları gözlerini “çözüm kırıntılarına” dikmişken, ağızlarından halkların kardeşliği sloganını düşürmeyenler “barış ziyafetine” bahane bulmaktaki tüm maharetlerini sergiliyorlar.
7-8 Ekim’de 50 vatandaşın hayatına mal olan HDP provokasyonuna karşın hükümetten bir ismin çıkıp da halkı süreci bitirmekle tehdit ettiğine şahit olmadık. Dikkat edin, yüzde elli oy alan ve bu oyun içinde milliyetçi hisleri güçlü seçmenlerin de yer aldığı bir iktidar partisinden bahsediyoruz. Önündeki köprü kılıçtan keskin. Bir yandan Çözüm Süreci’ni devam ettirirken öte yandan da bu icracı pozisyonu kendisine sağlayan iktidarı korumakla mükellef.
Bir şey yapmayın, bozmayın yeter
Buna karşın, kamuoyunun sürece ilişkin desteğini kısmen de olsa zayıflatan 7-8 Ekim’in çağrısını yapan bazı HDP yöneticileri, bizleri her gün süreci askıya almakla tehdit ettiler.
Burada da sözünü ettiğimiz, yüzde 6 civarındaki seçmenin sürece sonuna kadar destek verdiği bir muhalefet partisi. Yani barış için kendilerinden ekstra bir çaba beklenmiyor. Tek yapmaları gereken çözüme zaten hazır kitlelerini provoke etmemeleri. Barışı zorlaştırmamaları. Çözüme ikna olmuş kitlelerinin umudunu, kararlığını zedelememeleri.
Bu ülkeye barışın ve demokrasinin gelmesini isteyen seçmenler olarak bu talep çok maksimalist olmasa gerek.
Özetle bazı HDP’lilerin tek yapması gereken şey, CHP kadar destek vermedikleri sürece hiç olmazsa MHP kadar karşı olmamak. Bir şey yapmadan sadece durmak ya da illa bir şey söyleyeceklerse de, Kandil yerine İmralı’ya kulak vermek.
Sözlerimi iddialı bulanlara bir öneri. MHP’nin sürece dair sert açıklamalarını alın. Metindeki güvenlik devleti ve Türk vurgusu yerine PKK’nin megali ideasını ve Kürt vurgusunu koyun. Ortaya malum HDP’lilerin son dönemdeki kışkırtıcı açıklamalarının çıktığını göreceksiniz.
İngiliz hevaller cepheye
Aklını ideolojisine esir etmemiş herkes için gün gibi ortada olan bu gerçeği somut bir örnekle de kanıtlayalım.
Dün HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Hürriyet gazetesindeki bir beyanatını okudum. Demirtaş, konuşmayı çok sevdiği “Türkiye Türklerindir” gazetesindeki açıklamasında, tabanında çözüme desteğin azaldığını söylüyordu.
Demirtaş’ın bu tespiti bir temenni mi yoksa bir tespit mi bilmiyorum. B şıkkı geçerliyse barışa dünden hazır Kürtlerin bu seviye getirilmesi için epey bir çaba harcandığı ortada.
Ama ortada garip bir durum yok. Hangi halk, bu kadar yalana, dolana, provokasyona dayanabilir ki? İşte 7-8 Ekim’de Kürt’ü Kürt’e kırdırıp insanların kolektif düşmanlığını büyüttüler, bölge halkının umudunu emdiler. Bırakın Kürtleri, örneğin HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün Britanya parlamentosunda yaptığı şu konuşmayı dinleyen İngilizlerin bile süreci askıya alması işten değil.
Kürkçü diyor ki:
“Türkiye, Kobane'nin savunulması için destek vermekte isteksiz davrandı. Cumhurbaşkanı’nın kentin düşmesi yönündeki eğilimi ve hava operasyonlarının etkisi kalması üzerine on binlerce insan Türkiye'de sokaklara çıktı. Türk hükümetinin bu gösterilere yanıtı ölümcül oldu. Kürt kökenli en az 50 vatandaş hayatını kaybetti. Bunların önemli bir bölümü güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. 10 dolayında vatandaş, IŞİD destekçileri ile PKK sempatizanları arasında yaşanan olaylarda, bazıları da linç edilerek öldürüldü!"
Savaş için yalan değil, barış için gerçekleri söyleyin yeter
Tabii Kürkçü bu yalanları Türkiye’de yandaşlarına bile söyleyemeyeceği için ecnebiler karşısında daha rahat. Zira 7-8 Ekim’de öldürülen 50 kişinin katilinin devlet olduğunu partisi bile “söyleyemiyor.” İngilizler, Kürkçü’nün “IŞİD destekçisi” dediği kişilerin, kurban eti dağıtırken öldürülen 16 yaşındaki Yasin Börü'ler “falan” olduğunu bilmezler. Elbette “sokağa çıkan” o insanlara hangi yasal partinin ve eş başkanının “serhildan" çağrısı yaptığını da…
Kürkçü’nün “Kobani’nin düşmesi yönündeki eğilim”den kastının, hükümetin YPG milislerini devlet hastanelerinde tedavi ettirmesi, Kobani'ye yardım için Peşmergeye topraklarını açması, ÖSO’yu IŞİD’in üzerine yönlendirmesi olduğunu da zaten düşünemezler.
Aynen öyle, Kürkçü savaş ajitasyonunun manifestosunu yazmış yine ve uzatmak gereksiz.
Ama emin olun savaşa kurban vermiş insanlar bu performansı unutmayacak. Bu kirli savaş bir gün bittiğinde barışa can atıyorum deyip savaşa can pazarlayanların yüzüne söylenecekler:
“Oysa tek yapmanız gereken savaş için yalan uydurmak değil sadece barış için gerçekleri söylemenizdi. Yapmadınız!”
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019