Melih ALTINOK
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü kampüse bir cami yapılacağını açıklamıştı. Rektör gelen tepkiler üzerine de "Sadece cami değil, isterlerse sinagog da açarız" demişti. İşte o tepki veren öğrenciler bir imza kampanyası başlattılar. Rektörlüğe sunulmak üzere imzaya açılan metinde öğrenciler gerekçelerini şöyle anlatıyorlar:
"Dini ihtiyaçlarımı yerine getiremiyorum en yakın Budist tapınağı 2000 km ötede kalıyor. Öğle tatillerinde gidip gelemiyorum. Konfüçyanizm, Taoizm ve Budizmle birkaç yıldır ilgileniyorum. Dini vecibelerimi yerine getirebileceğim bir alan olsa çok iyi olurdu."
Evet, "istemezükün" bir adım ötesine geçen bu tarz, insanlık için küçük, Türkiye muhalefeti içinse büyük bir adım. Şiddet içermeyen ve az da olsa neşeli, yaratıcı bir metin üreten bu ilerleme için azıcık sevinebiliriz. Ne var ki, bu artılar, muhalefetimizin hâlâ özgürlükçülüğe yaklaştığı anlamına gelmiyor. Zira bir kesimin inanç özgürlüğünü yaşaması, başka bir kesim tarafından maksimalist taleplerle engellenmeye çalışılıyor. Gündelik dile tercümeyle, "O bir istiyorsa ben beş istiyorum anasını satayım. Hadi yap da görelim" deniliyor.
Evet, kimi öğrencilerin, önce "eğitimle doğrudan ilişkili" gördükleri kendi taleplerinin giderilmesini istemeleri doğal. Ne var ki bu hak, başka bireylerin eğitimle ilgili ihtiyaçlarının sınırını ve önceliğini belirleme hakkını kapsamıyor. Başka öğrenciler de, gündelik yaşam pratiklerinde feragat edemeyecekleri ibadet özgürlüğünü, eğitimleriyle ilişkili bir kalem olarak görebilir.
Madem maksimalist özgürlükçü takılıyoruz, doğru olan, taleplerin gerçekleştirilebilme potansiyelinin artırılmasını istemek değil midir? Ama norm belirleme tekelini kendinde gören ve köy enstitüsü aydınlanmacılığını aşamayanlar o meşhur fıkra karakterinin bir adım ötesine geçemiyorlar. Son isteği anasını görmek olan idam mahkûmu Kürdün ardından sıra kendisinin son isteğine gelince "Kürt anasını görmesin" diyen biçare konumundan kurtulamıyorlar.
Oysa özgürlüklerin genişlemesi ülkedeki total özgürlük kümesini büyütüyor. Birine iade edilen hak, bir diğer hak mağdurunun cebinden değil, devlet aygıtının yasak heybesinden eksiltiyor.
Gerçekten laik misiniz?
Keşke tapınak isteyen İTÜ öğrencileri bu kez tartışmayı farklı bir noktadan örgütleselerdi. Yine istedikleri olur, cami yapılmaması için çalışmış olurlardı. Ama hiç olmazsa bu seferlik tutarlı bir zeminde yürümüş olurlardı. Örneğin, işi ABD anayasası mantığına indirgeyip, laikliği ya da sekülerliği, kamu kaynaklarının bir inanç grubuna tahsis edilmemesi ilkesi üzerinden tartışabilirlerdi. Ama nerde? Biliyoruz ki bu cami devlet tarafından değil cemaatler tarafından yapılacak olsa da karşı çıkarlardı. Çünkü seküler yaklaşıma önce, memleketin laikliği savunduğunu söyleyen kesimleri muhalefet eder.
Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı, onca ayrıcalığından yararlanan dindarlarca gereksiz görülüyor. Buna karşın kurum, yok saydığı başka inanç grupları ve inançsızlar tarafından elzem sayılıyor. Çünkü onlara göre din, devlet kontrolünde tutulmazsa tehdit oluşturacak bir tehlike.
Yıllardır sürüp giden cemevlerine yasal statü tartışmasına bakın. Bilindiği üzere bu reformun gerçekleşmesi için yasal bir düzenleme gerekiyor. Bu adım için de Atatürk'ün Devrim Kanunları içinde yer alan tekke ve zaviyeleri yasaklayan maddenin kaldırılması şart. Yasağın kaldırılmasına şiddetle muhalefet edenler, cemevlerine yasal statü isteyenler değil mi?
Önce karar verin, laik misiniz, yoksa devletin dine müdahalesini savunan din devleti yanlısı radikaller mi?
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019