Sezin ÖNEY
“Ekmek bulanıyorlarsa pasta yesinler” sözünün yanlış biçimde atfedildiği Fransa KraliçesiMarie Antoinette’in kendisi, filozof Michel Foucault’nun deyişiyle, tam bir “hükümdar güç”temsilcisiydi.
Hükümdar güç, “yaşatmaya veya öldürmeye” karar veren, kral, kraliçe, sultan gibi bir kişi veya kişilerde somutlaşan, “emreden” güç olarak tanımlanabilir. Marie Antoinette, güç kullananın ve güç kullanım tekniklerinin değiştiği bir dönemde, kendisini giyotin önünde bulmuştu.
Değişen zamanlarla, 18 ve 19. yüzyıllarda, iktidarın kurumsallaşması ile beraber, hükümdar güç yerini,“disiplin gücüne” bıraktı. Foucault’nun özellikle incelediği “tımarhaneler”, hapishaneler, hastaneler gibi kurumlar, neyin “normal” neyin “anormal” olduğunu tanımlayarak, bireyleri“hükmetmeden idare etmeye/ yönetmeye” başladı.
20. yüzyıldaysa, devletin “kurumların kurumu” olarak yükselişiyle, bireylerin “iyiliğinin” devlet tarafından tanımlandığı biçimiyle korunması ve kollanmasını öngören gücün, yani “biyopolitika”nın hâkim hâle geldiğini ileri sürüyor Foucault.
Tarif edilen “güç egzersizleri” veya Foucault’nun deyişiyle, “teknikleri”, biri diğerinin tamamen yerini alacak biçimde ortaya çıkmıyor. Belli zaman dilimlerinde, disipline edici güçle hükümdar gücün, biyopolitika ile diğerlerinin birbirine karıştığını gözleyebiliyoruz.
Bu güç tekniklerinin her birinde, “ezen ve ezilen” gibi ikilikler yok; gücün uygulayanı ve gücün üzerinde uygulandığı arasında karmaşık bir etkileşim var.
Foucault’nun Paris’teki halka açık konferanslarda, kalabalıkların önüne yerleştirdiği kayıt cihazları üzerinden verdiği örneği ele alırsak; “Önümde duran bu cihazı yere çalıp paramparça edebilirim; bu bir güç gösterisidir. Ama sizlerin de, bu yaptığıma bir şekilde karşılık verme özgürlüğü var”.
Biyopolitika teknikleri, “yaşamı” ölçülecek, üzerine politikalar üretilecek bir bağımsız “unsur”olarak görüyor.
Son dönemde de, Türkiye’de kürtajdan beyaz ekmeğe, devletin “yaşam” için “iyi ve doğru” olanı tanımlayıp buna göre politikaların üretildiği bir süreci yaşıyoruz. “Üç +” çocuk söylemi de aslında, tipik bir biyopolitika yöntemi.
Savaşlar da, “toplumun iyiliği” için yapılıyor mesela; bu durum sadece Türkiye’de değil, aslında dünya genelinde böyle. Ancak, yine “beyaz ekmek” meselesine dönersek, devletlerin birey üzerindeki “söz sahipliği” derecesi birbirinden farklı.
Finlandiya’da, 1970’lerden beri, başka bir “beyazın” tartışması yaşanıyor. Kuzey ülkelerinde“tuzlama”, yiyeceklerin korunmasında kullanılan geleneksel bir yöntem; özellikle deniz ürünleri ve etler, salamura edilerek saklanagelmiş. Bundan beş bin yıl kadar önce tuz, Çinliler yiyeceklerin bozulmasını geciktirdiğini keşfedene değin, neredeyse yok denecek kadar az kullanılıyormuş. Bugünse, çoğumuz “sağlık için meşru sınırın” (yani disipline edici/ biyopolitika sentezi olarak belirlenen“normalin”!) üç beş katına çıkıp 8-10 gram tuz tüketiyoruz.
Finlandiya’da, 1979’da önce Kuzey Karelia bölgesinde başlatılan bir uygulamayla, cinsiyet- yaş- gelir grubuna göre halkın ne kadar tuz tükettiği, tuz alımının kaynağının ne olduğu, tuz tüketiminin ne gibi sağlık sorunlarına yol açtığı detaylı biçimde haritalanmış.
Ardından, bilim adamlarından sosyologlara kapsamlı bir proje geliştirilmiş; üç yıl sadece Kuzey Karelia’da uygulanan sonra yavaş yavaş tüm ülkeye yayılan bir proje çerçevesinde tuz, Finlandiya’da üretilen tüm ürünlerden çekilmeye başlamış, nüfus genelinde konuyla ilgili “bilinçlenme” kampanyalarına girişilmiş, yiyeceklerin üzerine uyarılar konmuş.
1993’ten itibaren Finlandiya’da, piyasaya sunulan tüm yiyeceklerin üzerinde, sadece tuz değil, yağ, şeker ve tahıllar/ lifler açısından sağlığa uygunluk kriterine göre farklı “kalp” işaretleri yer almaya başlamış..
Bugün sadece Finlandiya değil, birçok Avrupa ülkesinde, “tuz” ile ilgili benzer politikalar uygulanıyor. Finlandiya deneyimi de, Avrupa Komisyonu’nun örnek gösterdiği bir “başarı hikâyesi”.
Finlandiya’da bir lider çıkıp da, “bundan sonra tuz yok çünkü size zararlı” dememiş. Yıllarca süren bir geçiş dönemiyle, tercih halka bırakılmış, halk arasında bir farkındalık yaratılması ve damak tadının yavaştan “tuzsuz”a alıştırılması yönetimiyle değişim sağlanmış. Ülkede, 30 yılda, tuz kullanımındaki yüzde 40’lık düşüşle beraber, yüksek tansiyona bağlı kalp krizine bağlı ölümler ve felç vakalarında yüzde 80’lik bir azalma gözlenmiş.
Biyopolitika tekniklerinin tam bir örneği olan Finlandiya’daki “gıda ve sağlık” üzerine politikalarını, farklı biçimlerde okumak mümkün; ama en azından tercih halka bırakılmış, ayarlar inceden yapılmış diyebilir miyiz?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024