Sezin ÖNEY

Adı Şakire. İsminin anlamı, halinden memnun olan, haline şükreden.
Şimdi beş, fotoğrafın çekildiği zaman dört yaşında.
Ona iyi bakın.
Pakistan’da İnsansız Hava Araçları’nın vurduğu, binlerce insandan sadece biri.
Pakistan’da İnsansız Hava Araçları’nın düzenlendiği saldırılarda yaralanan, yaklaşık iki bin kişiden biri.
Pakistan’da Swat Vadisi’nde gönüllü doktorluk yapan Teksaslı Haşmet Efendi, onu çöpte bulmuş.
Haberin her ayrıntısında, bütün bu trajedinin her detayında, adeta hepimizle, herkesle, her şeyle alay edercesine, gizli bir mana, kalpleri burkan ipuçları var. Bir yanda, Şakire’nin kaderi ve isminin anlamı, çöpten çıkan hayatı. Öte yandan, “Doğu’nun İsviçre’si” olarak anılan ve tüm doğal güzelliğine, dağlar, dereler ve yemyeşil uçurumlar, yaylalarla dolu nefes kesici görkemine rağmen ancak “çakma Batı” benzetmesiyle anlamlandırılabilen Swat Vadisi...
Efendi, Şakire hakkında, “Yaşam ona bir hediyeymişçesine neşe ve heyecan dolu bir kız” diyor.
ABD ordusunun resmî ifadesine göre, İnsansız Hava Araçları, Swat Vadisi’nde hiç saldırı düzenlemedi. Ama Şakire ve diğer mağdurların vücutlarındaki izlere ancak bazı özel silahların yolaçabileceği söyleniyor.
Şakire, daha bir yaşındayken çöpte bulunmuş. Çevre halkı, onun İnsansız Hava Araçları’nın saldırılarından birinde yaralandığını, onun gibi çok çocuk olduğundan kimsenin yardım elini uzatmadığını söylemiş.
Yaşamanın üç yılını, Lahor’daki Şalimar Hastanesi’nde geçirmiş.
Kadın doktor Efendi, Şakire’yi Amerika’ya götürmüş.
Hikâyesini CNN International için muhabir Moni Bashu’nun yaptığı haber sayesinde öğreniyoruz.
Tıpkı, Uludere’nın Türkiye gündemine yeniden ve bütün ağırlığıyla, Wall Street Journal gazetesinin haberi sonucu gelmesi gibi.
Oysa, İnsansız Hava Araçları ile ilgili olarak Amerika’da üç yıldır, önce akademik çevrelerde, özellikle uluslararası hukuk uzmanları arasında, son iki yıldır da medyada sürekli artan biçimde, hararetli tartışmalar yapılıyor.
Bu tartışmaya taraf olanlar, sadece “barışsever idealistler” de değil; “Biz, bu araçları kullanarak, savaştığımız bölgelerin insanlarını kendimize düşman edip, acaba bindiğimiz dalı mı kesiyoruz?”.
Son derece faydacı ama en azından mantıklı bir sorgulama.
ABD’nin ortasında, muhafazakâr Nebraska’dan “vatandaşlar”, bir girişim başlatmış. “Adaletsiz barış olmaz” sloganıyla, “Barış için Nebraskalılar” sitesine de şu veryansını koymuşlar;
“Şizofrenik Politikamız: Bir yandan, Pakistan’a sel felaketi gibi sebeplerle yüzmilyonlarca dolar yardım yapıyoruz, bir yandan da İnsansız Hava Araçları’nı kullanarak sivillerin ölmesine neden oluyoruz.” (http://nebraskansforpeace.org/flood-aid-drone-war)
Nebraskalı barış savunucuları, 1970’lerde Vietnam Savaşı’na karşı çıkmak için biraraya gelmiş, sıradan insanlar, aralarında din adamları da varmış. Aradan geçen yıllarda, yeni nesiller de eklenmiş.
Kendilerini “kırsal Nebraskalılar” diye niteleyen “sıradan vatandaşlar”, şu fikirden yola çıkmışlar: “Vietnam Savaşı, sadece bir gösterge. Bu savaş, toplumumuza, ülkemize, dünyanın gidişine ilişkin daha derinlerde yatan sorunların bir sonucu.”
İnsansız Hava Araçları konusunu defalarca gündeme getirmeye çalıştım.
Şimdi de, Şikago’daki NATO Zirvesi’nde, Başkan Obama, Cumhurbaşkanı Gül’e, “Buyurun ne isterseniz konuşalım” diye dünya önünde söz verdiği zaman, Gül’ün ilk gündem maddesinin, İnsansız Hava Araçları’nın Türkiye’ye satışı olmasını dehşetle karşılıyorum.
Bundan üç yıl önce Obama, tabandan gelen bir örgütlenmeyle seçim zaferi elde ettiğinde, dünya genelinde, “yeni, dürüst ve genç bir politik akımın doğuşu mümkün mü” sorusunu sordurmuştu.
Obama yemin töreninde teknolojiyi, “güneşi ve rüzgârın harmanı için çevreyi koruyan yeni enerji kaynakları geliştirmekte” kullanacağından bahsetmişti. ABD ordusunu savaş alanında minimum düzeyde asker kullanmaya itecek, uzaktan kumanda edilen silahlarına ve istihbarat araçlarına ağırlık veren “Obama Dokrini”ni yarattı.
Türkiye, ABD’nin aksine, İnsansız Hava Araçları’nı (henüz) silahlandırılmış biçimde, “vurucu” saldırılarda kullanamıyor. Buna rağmen, ABD Kongresi, Türkiye gibi insan hakları sicili ve politik ahlakı şaibeli kabul edilen ülkelere, “teknolojimizi vermemiz doğru mu” tartışmasını yapıyor. İbre de, “vermemekten” yana çıkıyor.
Gül de, “müttefikler arasında kıskançlık olur mu” diyor.
Neyin kıskançlığı?
Yeni Şakireler yaratma hasedi mi bu?
Türkiye’de de, “silahlanarak ve silah ticaretinde, hem alım hem satımda, bölgesel güç haline dönüşerek nereye gidiyoruz” sorusunu sormamız lazım.
Teksas, Nebraska gibi Amerika’nın en bağrından yerlerden gelen insan hikayeleri, Amerikalıların alay konusu olan “cehaleti”, “aptallığı” konusundaki önyargılarımız...
Başkalarıyla alay edeceğimize, aynaya bakma zamanı gelmedi mi artık, yoksa göreceğimiz simanın korkunçluğundan mı çekiniyoruz?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024