Ahmet TAŞGETİREN
Ekonomi iyi değil.
Neresinden baksanız bu belli. İster TUİK rakamlarıyla bakın ister ENAG rakamlarıyla. Birisi diyor ki tüketici fiyatları için yüzde 48.69, diğeri diyor ki, yüzde 114, TÜİK bile üretici fiyatları için yüzde 93.’ü gösteriyor. Yani ufukta bu üretici fiyatlarının tüketici fiyatlarına intikali gerçekleşecek ve enflasyonda TÜİK rakamlarıyla bile yüzde 50-60’ları konuşacağız.
Elektrik fiyatları , meskenleri perişan ediyor ama daha çok da esnafın dükkanını yıkıyor, sanayicinin maliyetini katlandırıyor. Elektrik fiyatının yüzde 120’lerde zamlanması demek, üretilen malların fiyatlarının tırmanmaya devam etmesi demek.
Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 14’te ama, bankaların mevduat faizi yüzde 20’lerin üzerine çıkmış bulunuyor, her türlü kredi faizi yüzde 30’larda, devletin borçlanması da çok daha yukarlarda.
Haneler gün gün derinleşen yokluğu – yoksulluğu konuşuyor. İnnsanlyar, alt ve orta gelir grubundan olsun da, her gün artık neyi alamıyor hale geldiklerini konuşmasınlar, mümkün değil. Evet, artık diyelim memur - işçi evlerinde ev – araba alma hayali bile kurulamıyor.
Her gün haber programları hangi ürünün hangi astronomik fiyatlarda satıldığının haberleri ile dolu.
Artık tv’ler, evlere her toplum kesiminden insanların, pazara çıkan - ,markete giden kadınların, ekmek kuyruğuna giren yaşlı – başlı insanların çocukların yakınan, iç geçiren, “insanlar alamıyor” diyerek kendi mahrumiyetini başkaları üzerinden seslendirmeye çalışan insanların dramatik görüntüleri ile doluyor.
Bilineni daha fazla sıralamaya gerek yok.
Cumhurbaşkanı bile “sarmal” diyor, ”kambur” diyor. Sarmal ise topluma sarılan – diğer ifadeyle yapışan- bir belalı süreç var demek, kambur ise, bedende bir omurga çarpılması oluşmuş demek. Nasıl oluştu bunlar? Sarmalı kim oluşturdu, ekonominin omurgası nasıl çarpıldı ki, marketler, pazarlar insanları ürkütür hale geldi?
Şöyle hayati bir soru var aslında:
İnsanlarımız, öncelikle de hala iktidarın icraatını onaylayan insanlarımız, gerçekten iktidarın ne yaptığını bildiğine inanıyorlar mı? Mesela sayın Cumhurbaşkanı’nın “Ben ekonomistim” sözü ile yaşanan gerçeklik arasında nasıl bir doğru alaka bulabiliyorlar?
Mesela döviz kurlarının böylesine tırmanmasında başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ekonomi yönetiminin hiçbir kusuru bulunmadığına mı inanıyorlar? Ya da şöyle sormalı: Dolar 18’lerden 13 küsurlara inince dövize “kahramanca” bir operasyon mu çekilmiş oluyor? Ayrıca bu, 13 küsurlu rakamların normal olduğu anlamına mı geliyor?
Mesela “Faiz sebep enflasyon sonuç” mottosunu ekonominin temeline koyunca her şeyin düzeleceğini mi düşünüyorlar? Yani bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kesin ve keskin inancı, onu destekleyen insanlar tarafından da paylaşılıyor mu? O zaman TCMB’nin yüzde 14’ünden başlayıp yukarı doğru tırmanan faizler ne oluyor?
Ne zaman düşecek enflasyon, bu noktada iktidarın kurgularının sonuç vereceğine inanılıyor mu?
Mesela sayın Cumhurbaşkanına danışmanlık veren bir profesör, ocak ayında enflasyonun eksi çıkacağını tahmin ettiğini açıkladı geçtiğimiz aylarda. Ne oldu? Ocak’ın aylık enflasyonu yüzde 11.10 çıktı. Acaba sayın Cumhurbaşkanı ya da ekonominin başına getirdiği kişi de eksi çıkacağına mı inanmıştı Ocak ayında?
Ona göre de Ocak’ta tepe noktayı bulacaktı enflasyon ondan sonra da düşecekti. Şimdi “Nisan ayında pik yapacak” gibi bir tahmini var. Peki nisanda tepe yapıp sonra düşecek mi? İnanalım mı?
“Tamam ekonomiyi düzeltemeyecek olabilirler ama biz başka sebeplerle yine de Erdoğan diyoruz.”
Haaa, bu söylenebilir.
O zaman toplum, ekonomi için başının çaresine bakmalı… Öyle mi?
Vatandaş bazen canına tak ediyor ve “Gelsinler asgari ücretle bir hafta geçinsinler” gibi çağrılarda bulunuyor yukardakilere. Yukardakilerin geçim sıkıntısı çektiğini söylemek mümkün değil. Ama iktidara siyasi destek veren insanların kendilerini kamburdan ya da sarmaldan kurtarabildiklerini düşünmek mümkün değil.
O zaman bunun bir tesellisi olmalı değil mi?
Kamburu taşıma ve sarmala tahammül etme gücünü nasıl buluyorlar, bu anlatılmalı derin bir panik yaşayan insanlara…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025
26.10.2025