Ahmet TAŞGETİREN
İster adının içine “İslam” koyan ve çok temel bir Kur’an kavramı olan “Cihad”dan yola çıkıp teröre uzanan IŞİD’ı ele alın, ister ülkemizdeki İslam eksenli tartışmaları, nihai tahlilde bir “İslam’ı idrak sorunu”muz var.
Hatırlıyorum, vaktiyle bir arkadaşım yeni okumalardan sonra “Bu ülkede yeniden lailahe illallah demeyen herkes kafirdir” demişti. Kendi yakınlarını bile yeniden dine davet etmişti. Köklü bir dini eğitim almamıştı. Okumaları ona böylesine katı hükümler verdirmeye kafi gelmişti.
Hatırlıyorum, vaktiyle yine köklü dini tahsili olmayan bir arkadaşım, böylesi okumalardan sonra namazı acayipleştirmişti. Hani son zamanlarda bir eski bakan “Kur’an’da namaz yok” deyivermişti ya, işte onun 20 sene önceki versiyonuydu. Kur’an’dan yola çıkılıyordu. Peygamber ıskalanmıştı. Kur’an’da salat vardı, salat da dua demekti, Peygamber’in yaptıkları da ıskalanınca, bir şekilde ayakta durarak, yatarak, kalkarak dua ettiniz mi salat yerine gelmiş olmaktaydı.
Vaktiyle köklü dini eğitim almamış bir arkadaşım, bir miktar meal okuduktan sonra yine Kur’an eksenli bir Müslüman oluvermişti. Kendisinin “Nebi” olduğunu iddia etmeye başlamış, ulaştığı radikalizm çerçevesinde devletin verdiği bütün belgeleri iptal edeceğini söylemişti. Ona, evinin bulunduğu yerden Cağaloğlu’na kimlik soran trafik polislerini atlatarak gelebilirse, bu projenin ümitvar (!) olabileceğini söyledim.
Vaktiyle “İran İslam devrimi” savurdu kimi zihinleri, Şia’nın Ehl-i Beyt dışında gelen Hadis rivayetlerine yönelik rezervleri, Hadis sorgulaması fırtınası estirdi. O fırtına halen durmuş değil. Buradan yola çıkıp “Peygamber sorgulaması”na kadar varan çılgınlıklar oldu.
Tasavvufun “kalb eğitimi”ni ıskalayıp, pasifist yorumlardan, şeriat dışı açılımlara, bir başka mecrada türlü istismarlara kadar uzanan zeminler oluştu.
İdrak sorunu.
Ben bizim zamanımızda İmam Hatip okullarında, özellikle Akaid (İslam inanç esaslarını öğreten ders) ve Siyer’in öğretilmesini hayati bulurum. Yani bir yönüyle temel inanç esaslarını öğreneceksiniz, zihin kodlarınız oluşacak, diğer yönüyle Hazreti Peygamber’in İslam’ı hayat haline getirme mücadelesini, onun bütün kıvrımlarını, inceliklerini öğreneceksiniz. Bu, temel bir Kur’an bilgisi ile de beslenince, mutedil bir İslam idraki oluşmaktaydı.
Ne oldu?
- Bir kere medyaya yansıyan ve ilahiyat kadrolarının katıldığı tartışmalarla adeta “İslam’ın her alanı tartışmalı” izlenimine yol açıldı. Bunun, islami bilgi zemini son derece sığ kitlelerde -ki buna büyük gençlik kitleleri dahil- nasıl bir tahribata yol açacağı açık.
- Üç-beş okumadan sonra ahkam kesmenin kolaylaştığı bir zeminde herkes kendine göre bir “İslam yorumu” gerçekleştirebileceği izlenimi edindi. Bundan başta zikrettiğim neredeyse babasını kesmeye fetva verecek tekfirler çıktı.
- İslam dünyasının mazlumiyeti, genç kitlelerde öfke kaynaklı bir İslam ve cihad yorumuna yol açtı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Hoca anlatmıştı. Batılı büyükelçiler bir keresinde kendilerine “Bu gençler nerede yetişti?” diye soruyorlar, DAEŞ’e işaret ederek. O da “Ebu Gruyb Üniversitesinde” diyor. Nasıl yani? Ebu Gureyb’in vahşet ortamı, tecavüzleri, bu cihad yorumunu çıkardı...
Rusya’nın Grozni’de icra ettiği vahşetin, Kara Dullar örgütünü oluşturması gibi.
İslam coğrafyasının neresine baksanız kan, barut, ateş. Müstevliler kana doymuyor ve bu İslam toplumlarındaki öfkeyi besliyor. Bunun içinden de “Bu zalimlere karşı er şey meşru” şeklinde gelişen “din - cihad yorumu” çıkıyor.
“Her şey meşru” anlayışı, sonunda diyelim üstelik Müslüman bir ülkede, havalimanındaki masum insanların havaya uçurulmasına kadar varıyor.
Oysa cihad öfke ile çılgınca, gelişigüzel kılıç sallamak değil. Adama “Kalbini yardında mı baktın?” diye sorarlar. “Sen şan şöhret için öldürdün” diye hesaba çeker, “haydi cehenneme” derler.
Kur’an’ı doğru anlamak.
Allah’ın elçisini doğru anlamak.
Hayvanı bile dövmenin, sövmenin yasaklandığı bir dinde cana kıymanın getireceği sorumluluğu gözetmek...
Ve İslam’a ödetilen bedelin sorumluluğunu dikkate almak...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025