Fire olmaz mı, var. Zor zamanında hızır gibi imdadına yetiştiğimiz Katar mesela, su koyvermiş, çıtı çıkmıyor diyorlar.

Dardayken can simidi attıklarımızdan bugün başını öbür tarafa çeviren, sıkışıklığımızı tanımıyormuş gibi yapan nankörler tek tük...

Ama eski kavgalılarımız, dünkü ihtilaflılarımız sağ olsun, boşluğu süratle dolduruyor, muhannetlerin yokluğunu aratmıyorlar.

‘Dik dur eğilme, Hans George bizimle’ manşetleri, geçit resmindeydi dünkü gazetelerde.

Trump’ın bizi sürüklediği ekonomik savaşta paramızın morale de ihtiyacı var. Ve piyasaların ilacı, psikolojik motivasyon.

Karamsarlığın hakim olmasına, kötümserliğin bizi içine çekmesine izin vermeyen akıl bin yaşasın.

Medyanın, spekülatif atak ve manipülasyonlara karşı psikoljik destek ünitesi gibi hizmet vermesi nasıl takdir edilmez!

Moral üstünlük elbette önemli. Ahlaki meşruiyet elbette önemli.

Ama en büyük gücümüz, dostlarımızın dayanışması. Varlıklarının nasıl bir zenginlik olduğunu, şimdi daha iyi anlıyoruz.

“Haç’la Hilal’in savaşı” paradigması yıkıldı, ne mutlu.

Dört bir tarafımız düşmanla çevrili değilmiş, bizim bizden başka dostlarımız da varmış, görmek bugüne kısmet oldu.

Kötü günümüzde bizi yalnız bırakmayan kara gün dostlarımız, meğer ne çokmuş. Her biri, ekonomimizi izole etmeye dönük saldırıları boşa çıkarmak için yardımımıza koştu.

Almanya teklemedi, İtalya beklemedi, Rusya ikiletmedi. Dünkü manşetler, yanımızda yer alarak kuşatma operasyonunu yarmada el uzatan, desteklerini esirgemeyenlerin uzun listeleriyle doluydu.

Arabı acemiyle Müslüman kardeşimiz de var o listede, ecnebisi gavuruyla Haçlı müttefikimiz de.

En mücahit gazete bile Haçlı kavramını kara listesinden düşmüş, başımızdaki kara bulutlar için Siyonist tefeci çetesini suçluyordu. Evanjelist sermayeyi ayrı tutanı da var. Ama karşımızda birleşmiş bir Siyonist Haçlı İttifakı’nın estirdiği finansal terörden söz eden toptancı yok. Din savaşı yürütmek üzere ümmetin umuduna karşı bir olmuş bir Batı’dan bahis de yok...

Adını koymadan, zımni bir Haç Hilal İttifakı’nı selamlıyor hatta basınımız.

Yıldız gibi parlıyoruz diye bizi ölesiye kıskanmayan, hasedinden çatlayıp patlamayan, önümüzü kesmek için fırsat kollamayan bir Merkel bitmedi mi yanıbaşımızda! Kim inanırdı, Şansölye’nin yakınlarda bir gün dindaşı Trump’a karşı ekonomimize koltuk çıkacağı 6 ay önce söylense?...

Meğer zenginleşmemizi, palazlanmamızı istiyormuş o da. İstikrarsızlaşmamızdan, çökmemizden yana değilmiş çıkarları. Türbülansa girmemiz onların da dengesini bozarmış.

Hans’ı, George’u gücümüze güç kattığına göre...

Kaos ve kargaşa çıkararak bizi sıçrayışımızdan alıkoymaya, içimizi karıştırarak ayağımıza çelme takmaya yeminli iblis, demek ki başka delikte.

Bu çetin mücadele, er veya geç bizi onunla da yüzleştirecektir.

Maskeler düşüyor, dost düşman bu saflaşmada gerçek yüzleriyle ortaya çıkıyor. Teşekkürler maskeleri bir bir indiren medya!