Ayhan BİLGEN
Devlet kavramını olumlu yada olumsuz tüm değer yargılarından yalıtarak ele almaya çalıştığınızda, onu teknik bir mekanizma olarak ele almayı tercih ettiğinizde bile görmeniz gereken bir gerçeklik vardır. Eski Yunandan bu yana devlet üzerine yazılıp söyleneni “olan” değil, olması gereken bağlamında ele alırsanız son derece soyut analizler yapabilirsiniz.
Büyük devlet ,zalimden hesap soran bu anlamda ezilenlerin haklarını korumaya gücü yeten devletse başka. Ama olana baktığınızda “büyüklük” başka bir anlam taşır. Büyüklük özelikle ulus devlet için nasıl bir anlam taşımaktadır ?
Türkiye devleti özellikle son yıllarda büyüklük sendromunu daha yoğun biçimde yaşamaktadır. Geçmişini bir tarafa bırakalım, bugününe yönelik değerlendirmelerde bile objektif davranmayıp kendi hayal dünyasını gerçek sanarak siyaset yapmaya kalkmak, duvara çarparak öğrenmeyi kaçınılmaz kılar.
IŞİD konusunda NATO tarafından geliştirilen konsept bu açıdan Türkiye’yi yol ayrımına getirmiştir. Türkiye’nin daha güven içinde savunduğu SUK Başkanı Bahra, ABD’nin IŞİD’e yönelik girişimlerini değerlendirirken, işbirliğine “istekli ve hazır” olduklarını ifade ediyor. Suriye Ulusal Konseyi’nin askeri gücü olan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) IŞİD’e müdahaleyi fırsata çevirmek için Esad’a da vurun çağrısı yapmaktadır.
Bölgede olan bitenler kendini büyük sanmanın ağır bedeli ile yüzleşmeyi kolaylaştıracak niteliktedir. Ancak buna açık olmak da bir siyasi basiret gerektirir. Bölgeyi şekillendirme, etrafa çeki düzen verme, komşu ülkelerde yönetimleri değiştirme iradesi ciddi bir siyasi güce dayanıyorsa üzerinde konuşulmaya değerdir. Bu yönde kullanılabilecek hiçbir araç sahibi değilken, bu doğrultuda siyasal söylem geliştirmek aslında büyük baş ağrılarına katlanmayı göze almaktır.
Bölge ülkelerinin gücünü hafife alan hatta küresel güçlerle boy ölçüşmeye yeltenen bir dış politika anlayışının buna paralel karşılığı var mı sorusunun en iyi cevabı rehineler konusudur.
Rehinelerin arkasına saklanmayı bir stratejik derinlik saymayı da dahil ederek ifade edebiliriz ki, artık kaçılacak bir yer kalmamıştır. IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonun ortağı yapılmak istenen ülkelere baktığınızda “evi hırsız teslim etme” yolunun seçildiği kolayca görülecektir. IŞİD’e pratik destek veren yada en azından göz yuman, IŞİD’in varlığında siyasi kazanç uman bölge ülkelerinin IŞİD ile mücadele platformuna davet edilmesi NATO açısından son derece anlaşılır bir tercihtir.
Artık sadece Irak ‘da değil Suriye’de de dengeler değişmiş ve yeni ittifaklar kaçınılmaz hale gelmiştir.
Türkiye Irak’da Şii Türkmenler hatta Suriye’de Sünni Araplar dahil tüm eski yeni ittifaklarını kaybetme noktasındadır.
Türkiye büyük devlettir böyle partnerlere mahkum değildir diyerek kuyruğu dik tutmaya çalışsanız da, bu yalnızlaşmanın sonu, son derece ciddi bir kuşatmaya dönüşme potansiyeli taşımaktadır.
Körfez ülkelerinin mali desteğine güvenerek içine girilen maceranın en tehlikeli noktasına gelip dayanmış bulunmaktayız.
Kürt sorununda atılacak adımların büyüklüğü, bu baş ağrılarına denk düzeyde olmak zorundadır.
Seçime sığınmak ve son bir kez daha minderden kaçmaktan başka çıkar yol kalmamış gibi gözükmektedir.
Büyük devlet olmak kolay değildir !
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2015
7.04.2015
5.04.2015
31.03.2015
29.03.2015
24.03.2015
22.03.2015
16.03.2015
15.03.2015
8.03.2015