Cemil ERTEM
Türkiye’de özel sektörün ekonomideki ağırlığı ya da özel sektör bazlı sermaye birikiminin düzeyi ve niteliği önemli bir tartışma konusudur.
Bu konuda genellikle, Türkiye ekonomisinde seksenli yıllara kadar kamunun, seksenli yılların ortasından itibaren de özel sektörün ağırlıkta olduğu söylenir.
Seksenli yıllardan itibaren, özellikle Özal’la birlikte, özel sermaye birikiminin sistematik ve kurumsal olarak arttığını söyleyebiliriz. Ancak Türkiye’de özel sektörün son yıllarda ekonomideki nispi ağırlığı kamuya göre artmış olsa da ekonomiyi yönlendirme ve buna bağlı küresel strateji oluşturma yeteneği gelişmemiştir. Bu, şu an Türkiye’nin görünmeyen en önemli sorunlarındandır.
Devletten istenen...
Özel sektör, özellikle büyük sermaye dediğimiz tekelleşmiş yapılar, devletten -hükümetlerden- yalnız imtiyaz istemiş ve bu imtiyazlarla ranta -üretime değil- bir kârlılığı ve büyümeyi tercih etmiştir.
Bu kesim, mesela devletten dışsallık oluşturacak altyapı yatırımlarını istememiştir. Nitekim, devletin (kamunun) ekonomideki payını harcama bazında hesaplarsak, GSMH’nin yüzdesi olarak, Türkiye’de devlet hiçbir zaman gelişmiş ülkelerdeki ağırlığa erişememiştir.
Bu oran Fransa’da yakın zamana kadar yüzde 50’nin üzerindeydi ve ABD’de bile yüzde 35’lere varıyordu. Türkiye’de ise bilinenin aksine, bu oran 1980’de yüzde 20 civarında iken, 1995’te yüzde 22’ye ulaşmıştır. Bu oranın faiz dışı olarak yukarı çıkması sanıldığı gibi kötü bir şey değildir, bir kalkınma işaretidir. Örneğin, Güney Kore böyle kalkınmıştır; G. Kore’de devletin harcama bazında ekonomideki ağırlığı arttıkça, özel sektörün küresel ölçekte rekabeti ve kârlılığı da artmıştır.
Türkiye’de ise bu oran, son yıllarda yüzde otuzlara yaklaşmış ancak uygulanan yanlış para politikalarıyla bu büyüklüğün önemli bir kısmı faiz harcaması olarak gerçekleşmiş ve dışsallık oluşturacak altyapı yatırımları yine yetersiz kalmıştır.
Mesela, tam burada, bizdeki büyük sermaye, kendi özgün stratejisini oluşturamadığı, kısa vadeli ranta odaklandığı için, devletin gelir dağılımını düzeltecek ve kendisine rakip çıkartacak altyapı yatırımlarını yapmasını hiç istememiştir. Erdoğan’ın ekonomiye bakışını esasında en çok bu alanda eleştirmiş ve Erdoğan’ın “kapsayıcı büyüme” vurgusunu tam da bunun için anlamazlıktan gelmiştir. Limanlara demiryollarının bağlanması, ihracat limanlarının ve bunlara ulaşacak yolların, havalimanlarının ortaya çıkmaya başlaması tabii ki özünde sermayenin uzun vadede el değiştirmesi ve yeni bir sermaye birikim rejiminin eskisinden bağımsız olarak ortaya çıkmasıdır.
Erdoğan’ı anlamak...
Şu sıralar, işimin gereği, Türkiye ekonomisi için katma değer oluşturan, yatırım yapan her kesimle görüşüyorum. Gördüğüm, esasında çok büyük bir sermaye birikimi ve yapıcı potansiyeli olan geleneksel sermaye cephesi gücünü ve kaynaklarını yerinde değerlendiremiyor. Bunun çeşitli nedenleri var; birincisi dünyayı ve Türkiye’yi eskisi gibi okumaları, ikincisi hızlı karar verme yeteneklerinin olmaması ve kararların, belli bir stratejinin taktik evreleri değil de eskinin olağan, bürokratik devamı olması, üçüncüsü hâlâ -ne yazık ki- Erdoğan’ın ne dediğini, ne yapmak istediğini anlamamış olmaları... Bunu anlayamadıkları için, biraz kımıldasalar, kendi grupları içinden birkaç Tesla gibi küresel teknoloji şirketi çıkacağını da anlayamıyorlar. Bunun için de durmadan yanlış yatırımlar yapıyorlar. Ancak daha önemlisi, bu yanlış yatırımları eskisi gibi devletin, siyasetin “ricayla” telafi edeceğini sanıyorlar, küçükler gibi yanlışların telafisini piyasaya bırakmıyorlar. Ekonominin de bir noktadan sonra faiz yükü olmayan kamu harcamalarıyla büyüyeceğini ve bu büyümenin de kapsayıcı bir büyüme olduğunu bildikleri için, “gereğinden fazla” büyümeden korkuyorlar.
Bir öneri...
Türkiye’nin acil ihtiyacı olan alanlara, yüksek teknoloji içeren, teknolojiyi ithal eden değil, ihraç eden alanlara yatırım yapmaktan korkuyorlar. Çünkü teknolojinin eskisi gibi yalnız gelişmiş ülkelerde üretileceğini sanıyorlar.
“Dünya beşten büyüktür” diyen bir lidere sahip olmanın avantajını kullanmayı bırakın, bunun ne anlama geldiğini öğrenmek istemiyor ve bu sloganın ekonomide bir karşılığının olduğunu bile düşünmüyorlar. Şimdi benim çok somut bir önerim var; artık eski dünya yok, önce bu gerçeği kabul edelim. Türkiye’de özel sektörün çok ciddi bir sermaye birikimi var ama bu birikim hâlâ eski dünyanın kurallarına ve artık olmayan gerçeklerine bağlı olarak kullanılıyor ve zarar ediliyor; her anlamda zarar ediliyor. Gelin, günün koşullarına uygun yeni bir büyüme stratejisini hep birlikte oluşturalım, sorunları ve ihtiyaçları masaya yatıralım. Bunun için bütün iletişim kanallarının açık olduğunu zaten söylemeye gerek yok.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018