Erol KATIRCIOĞLU
Yalnızca Amerika’nın değil tüm dünyanın da sorunlarını çözmek umuduyla iktidara gelmiş Obama hükümeti bugünlerde toplumun istediği reformları yapamadığından dolayı sallanıyor. Toplumun yüzde 53’ünün oyunu almış Obama’nın bugünkü desteğinin yüzde 40’lara düşmüş olması bu durumun bir işareti.
Obama, kendi toplumunun “kimsesizleri”nin oylarını alarak Başkan olmuştu. Yani genel olarak“dışlanmış” ve bu nedenle de “mağdur” bırakılmış insanlarının oylarını almıştı. Siyahların, Latinlerin, eşcinsellerin, yoksulların, işsizlerin, evsizlerin, kadınların, gençlerin vs.
Oysa bugünlerde, 2008 seçimlerinde kendisine umut bağlamış ve onun başarısı için çalışmış bu insanların önemli bir kısmı “Wall Street’i İşgal Et!” hareketini örgütleyerek Obama yönetiminin beceriksizliğinden, gerekli reformları yapma cesaretine sahip olmadığından yakınarak muhalif saflara geçiyor.
Türkiye’de de henüz sokaklarda görünmeye başlamadıysa da kafalara ve yüreklere düşmüş benzer düşünce ve duyguların Erdoğan hükümetiyle ilgili olarak da paylaşılmaya başlandığını söylemek çok yanlış olmaz.
Erdoğan, Türkiye toplumunun darbelerden ve vesayetçi bir demokrasi altında yaşamaktan bıkmış kesimlerinin oylarını alarak iktidara yeniden seçilmişti. O da toplumun yüzde 50’sinin oyunu almış ve kendisinin de kullanmaktan hoşlandığı terimle Türkiye’deki “kimsesizlerin kimsesi” olmaya soyunmuştu. Ama bugünlerde hükümetinin performansının düşmekte olduğu, vaat ettiği reformları yapamaz hale geldiği giderek artan biçimde paylaşılan bir düşünce.
Obama’nın sıkıntısı sermayenin sınır tanımaz kâr hırsıyla sistemin bütün duvarlarını yok ederek adaletten ve eşitlikten uzak bir toplum yaratmasıyla ilgiliydi. Amerikan toplumu bir süre Obama’nın bu azgın gidişe dur diyeceğini bekledi. Ama Obama böyle bir adım atamadı. Bunun yerine bugünlerde toplumun sıkıntılarını bir nebze de olsa azaltacağını düşündüğü yeni bir “istihdam politikası” vaadinde bulunmakta. Ama sermayenin vahşi sömürüsüne dur diyemeyen bir Obama’nın, kendisini desteklemiş milyonlarca seçmen gözünde artık pek fazla bir kıymeti harbiyesi kalmamış olmalı ki toplumdan beklediği desteği bulamadı. Bugünlerde yeniden seçilemeyeceği konuşulmakta.
Erdoğan’ın sıkıntısı ise “vesayet rejimi” ve “Kürt meselesi”nin adaletten ve eşitlikten uzak bir toplum yapısı yaratmış olmasıyla ilgiliydi. Nitekim bir önceki dönemde askerin vesayetçi eğilimlerini zapturapta alarak toplumda kendine önemli bir destek bulmuş, bu nedenle de ülkenin yalnızca dindar kesimlerinin değil Blok’a oy verenler dışında geniş liberal, sol, sosyal demokrat ve demokrat kesimlerinin de oyunu almıştı.
Türkiye toplumu da bir süreden beri Erdoğan’ın başta Kürt meselesi olmak üzere “eksik demokrasi”sorunlarını çözeceğini beklemekte. Ama bu son iktidara gelişinden bu yana Kürt meselesinin giderek sarpa saran bir biçimde gelişmesi ve bu gelişmenin etrafında toplumun otoriter bir biçimde zapturapta alınmaya çalışılması Erdoğan hükümetinin de toplum nezdinde kredisini tüketmekte.
Kürt sorununu çözmek üzere adım atacağına, bu adımı atamamanın gerekçesini PKK’nın üzerine atarak, böylelikle devlet şiddetini yükselterek, devlet şiddetini yükseltmekle kalmayıp Kürt meselesiyle ilgili herkesi kapsayıcı bir hale getirerek vaat ettiği barışı yerine getirmesi mümkün değil.
Son KCK tutuklamalarıyla işin önümüzdeki günlerde nerelere varabileceği de görülüyor. Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın ve Ragıp Zarakol’un bir toplantıya katıldıklarından giderek terörist örgüt üyeliği iddiasıyla tutuklanmaları yaratılan havanın ne kadar ağır ve ne kadar demokrasiden uzak olduğuna ve olacağına işaret ediyor.
Ama hükümet unutuyor ki bu toplumda şiddetten yana olmayan ve fakat Kürtlere yapılanların geçmişte de bugün de sonuna kadar yanlış olduğunu düşünen ve bu nedenle de bu yanlışların değişmesi için çaba içinde olan, bu satırların yazarı da dahil olmak üzere çok sayıda insan var. Eğer bu tutuklamalar bu insanların Kürt meselesi etrafında Kürt arkadaşlarıyla birlikte yürüttükleri barışçıl eylemleri önlemeye yönelikse bilinmelidir ki bu tutuklamalar bunu sağlamayacaktır.
Son zamanlarda Obama gibi Erdoğan’ın da soluğu tıkanmakta. Her geçen gün biri sermayenin diğeri de demokrasiden hazzetmeyen çevrelerin etkisi altına girmekte. Bu yolların her ikisinin de iyi yollar olmadığı ise ortada.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025