Hasan Bülent KAHRAMAN
Türkiye'nin devletle imtihanı-2
Türkiye'nin modernleşme tarihinde toplum yoktur. Devlet "kadiri mutlak" olarak tepeden tırnağa her şeyin hâkimidir. Hiçbir dönem bu gerçeği değiştirememiştir.
Devlet demek olan askeriye ve bürokrasi kendisini sistemin sahibi olarak görmüş ve tescil etmiştir. Tüm o darbeler bu yapıyı asker lehine daha da güçlendirmek içindir.
O darbe noktasına gelene kadar da derini veya sığı devlet elinden geleni yapmıştır.
O kadar böyledir ki mesela 1970'lerde asker bir kere daha işin başına geçmek için toplumun gruplara bölünmesini ve o grupların birbirini kırmasını desteklemiştir. Nedeni basit: 1973'te geriye itildi asker. O yıl yapılan seçimler 12 Mart dönemini aştı. Fakat 1973 Kıbrıs müdahalesiyle ordu bir kere daha sisteme girdi ama tam oturamadı. Nihayet 1980'de darbe yaptı. Ona giden yolu da 5 bin ölüyle açtı devlet. Bunu ben söylemiyorum, dönemin Başbakanı Demirel belirtiyor.
Darbe sonrasına bakınca da işin içyüzü anlaşılıyor. Örneğin Kıbrıs'ın bitmeyen dava olması boşuna değil. O durdukça asker de işin içinde olacaktı. Kürt savaşının bitmemesinin sebebi var. O sürdükçe asker de işin içinde olacak, sistemin iplerini elinde tutacaktı. Hele oÇiller'ler, Denktaşlar, Soysallar, hatta Demireller destek veriyorsa...
Annan Planı'na evet demek bu nedenle önemliydi. Asker bir adım geriletiliyordu. Kürt barışı bu nedenle hayatidir.
Sadece savaş durmayacak, demokratik bir dönüşüm de meydana gelecektir. Kürtlerin baklayı ağızlarında ıslatmalarına hiç gerek yok. Ademimerkeziyetçi bir yapıya geçmek, yerinden yönetim, güçlendirilmiş bölgesel idare, anadilde eğitim teker teker atılacak adımlardır. Bu çerçeve anayasal yurttaşlık kavramıyla bütünleşirse daha sağlam bir zemin kurulacaktır.
Ama eksik kalan bir nokta var: Ermeni konusu. İşin ayrıntısı, o tazminat talepleri, soykırım iddiaları önemsiz değil.
Ama bana kalırsa bu aşamada ayrıntı.
Ortada duran ve çok daha önemli olan şey, Ermeni konusunun Ermeni/lerin konusu olduğu kadar bugünkü Türkiye'nin geçmişten ne devraldığını, neyi ne derecede üstleneceğini, neyi ne derecede reddedeceğini bilmesine imkân veren bir konu olmasıdır.
İşin aslı astarı budur.
Tam da bu durum bana başka bir şey düşündürüyor. Ermeni konusundaki bugünkü resmi söylem, devletin toplumu teslim aldığı noktalardan biridir. Bu söylemin kabul edilmesi, sürdürülmesiyle toplum bir kere daha devletin kendisine çizdiği sınırlar içinde kalacaktır. Devlet toplumun ne düşüneceğini, ne diyeceğini tayin eden unsur olmaya devam edecektir. Tekrar edeyim, uluslararası planda hukuki yanı işin nasıl çözülür, onu bilemem. Ama bugünkü tavrın gerçeği benim söylediğimdir.
İşin özü dönüp dolaşıp aynı noktaya dayanıyor: devletin, kendi iradesiyle çizdiği alanda toplumsal söyleme, eleştirel düşünceye, farklı yaklaşıma yer bırakmaması. Kamu alanının toplumsal alanı işgal etmesi. Kamusal bilincin bireysel bilinç dışı haline gelmesi. Bu patolojik bir durumdur. Türkiye bunu yaşadı, yaşıyor.
Son "Sovyetik" toplum biziz. Son Soğuk Savaş ülkesi biziz. Sürekli korkularla koyun koyunayız. Bitmeyen tükenmeyen "kurucu mitolojiler" içinde yaşıyoruz. Kurucu lider kültünün altındayız.
Erginleşemiyoruz. Babayı öldürmeden Oedipus kompleksi aşılmaz. Baba, bizim için devlettir. Devletin söylemidir. O geriletilmeden dönüşüm olmaz, hiçbir alanda, hiçbir düzlemde...
Umarım, büyük başlangıcın eşiğinde duruyoruzdur.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2025
18.08.2025
17.07.2025
20.06.2025
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025