Hasan Bülent KAHRAMAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan Amerika'ya gitmeden önce Türkiye'de yönetim bir yol ayrımınageldik diyordu.
Böyle bir tavrı, tutumu ortaya koyan iki önemli neden söz konusuydu.
Birincisi daha genel ve stratejik bir anlayıştı. Buna göre dünyanın merkezi Doğu'ya kayıyordu, Türkiye kendisine o yeni eksende bir yer bulmalıydı.
Gerçekten de bu stratejik bir karardır. Oluşturulması çetrefil bir iştir, zaman alacaktır. Kuşkusuz, Türkiye dünyadaki yeni oluşumları izlemek, çıkarınaysa içinde yer almakdurumundadır. Yanlış olan bunu yapmamaktır. Ancak meseleleri iyi değerlendirmek, iyi tahlil etmek gerekir. Bu yönde daha gidilecek çok yol var.
O yol ayrımı açıklamalarını gerektiren ve daha 'dramatik' olan unsur Türkiye'nin ABD ile olan ilişkisiydi. Suriye ve genel olarak OD meselelerini söz konusu ederek Türkiye Amerika'nın tutumundan yakınıyordu.
Bütün bunların kaynağında ABD'nin son zamanlarda PYD'ye verdiği destek yer alıyordu. İşin 'püf noktası' veya 'bam teli' olan bu noktayı bir ayrıntıyı işaret ederek tartışalım.
Haklı olarak Amerika'nın YPG'ye/ PYD'ye desteğinden yakınıyoruz. Elbette yakınacağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki pozisyonumuzu apaçık ortaya koyması yerindedir. Kim kendi çıkarlarına tepeden tırnağa aykırı bir yapılanmanın Güney sınırında hem de bu derecede cesametli bir şekilde oluşmasını ister?
Ne var ki, ABD şikâyet ettiğimiz kararı bir gecede vermedi. Bu iş cereyan etmeden önce Amerika'da yönetimin gerek sivil gerekse askeri en yüksek mertebedeki yöneticileri Türkiye'ye geldi. Bizimkiler ABD'ye gitti. Oturup konuştular. Bu görüşmelerin ardından Amerika bugünkü politikayı uygulamaya koydu.
Demektir ki, ABD, Türkiye'nin getirdiği stratejileri, planları, çözüm önerilerini beğenmemiş, benimsememiş, kendi çıkarlarına ters bulmuş ve bu şekilde hareket etmeye karar vermiştir. Üstüne üstlük, Türkiye rahatsızlığını, hassasiyetini daha önce belirtmedi de ilk defa dile getiriyor değildi ki! Bu görüşünü defalarca açıklamıştı.
O zaman bütün bunlara rağmen bu tavrı tercih eden yönetimin kararından, uygulamasından geriye dönmesini beklemek zor görünüyor. Yüzümüze gülebilirler, dostça davranabilirler, söylediklerimizi kabul etmiş görünebilirler. Ama fikirlerini ve davranışlarını değiştirmezler. Buna rağmen görüşme son derecede iyi ve olumlu olmuştur. Amerika bir diyalog toplumudur. Keşke daha fazla görüşülse. Her şey daha farklı şekilde cereyan edebilir. Umarım bundan sonrası da bu yönde gelişir.
Bu çözümlemeden sonra asıl söyleyeceğime geleyim: dünya yeniden kuruluyor!
Beylik bir sözü tekrarlıyor görünebilirim. Hayır! Onlarca kitap karıştırıp okuyorum. Bugün sandığımızdan daha gerçek, somut, sert bir oluşumla karşı karşıyayız. Sadece biziilgilendirmiyor bu durum. ABD de, NATO ve BM ekseni de, AB de bu oluşumdan payına düşeni alıyor.
OD bu yeni düzende merkezdir. Bir güç dağılımı alanıdır. Dünyanın yeni şekli bucoğrafyada oluşuyor. Almanya ve ABD, ABD ve Rusya ve bütün bu ülkeler ve Türkiye bu coğrafyada birbirini tartıyor. Ve kesin olan gerçek burada Amerika'nın ve Türkiye'nin daha uzun erimli planları içinde birbirine duyduğu ihtiyaçtır.
Bize düşen bunu anlatmaktır; küsmek, darılmak, dışlamak değil. Hele dünyanın bugünkü aşamasında...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024