Geçtiğimiz sene, referandum mitingi için Balıkesir'e gelen CHP lideri Kılıçdaroğlu, Bandırma 6. Ana Jet Üssü'nde, başbakanlar için uygulanan protokolün aynısı ile askerî törenle Tuğgeneral Ahmet Biçer ve emir kıtasıyla karşılanmıştı. Anamuhalefet liderine, bir askeri üste, Başbakan muamelesi yapılması tepkiyle karşılansa da Ak Parti saflarından pek ses çıkmamıştı. Biçer, neticede en düşük seviyeden, bir disiplin uyarısı aldı ve konu kapatıldı.

Bugünse aynı CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı İnce, muvazzaf bulunduğu il Malatya'ya gelen Cumhurbaşkanı'nın verdiği iftar programına katıldığı ve konuşmasını alkışladığı için 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel'e ateş püskürüyor. İnce, "Cumhurbaşkanı olursam ilk iş apoletlerini sökeceğim" diyerek mevzuyu iyice çirkin bir noktaya çekti bile.
Sen kampanyana "Biji Serok Apo"cu Demirtaş'ı ziyaret ederek başla, FETÖ'cülerin internet sitesine röportaj verip Pensilvanya'ya selam yolla, Cerablus'tan Afrin'den çıkıp uğruna şehit verdiğimiz toprakları yine PKK'ya teslim edeceğini açıkla ve bunların hiçbiri sorun olmasın ama Paşa'nın bir alkışı millî güvenlik mevzusu olsun, öyle mi?
Senin genel başkanın darbe gecesi TV başında darbecilerden vazife beklerken, o dönem Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olan Temel Paşa, kendisine yollanan suikast timiyle mücadele ediyordu.
Senin genel başkanın, önce "Afrin'e girmeyelim", sonra "Bari merkezine girmeyelim" diye her fırsatta ekranlarda Mehmetçiğin moralini bozmaya dönük konuşurken, Temel Paşa'nın komutasındaki askerlerimiz önce 3 kilometrelik tünellerle birbirine bağlanmış teröristlerin yuvası Burseya Dağı'na, sonra da sadece 58 gün içinde Afrin merkezine albayrağımızı dikti.
Ayrıca Ak Parti olmasaydı, hâlâ bir korgeneral telefonuyla komut alan, orgeneral faksıyla bildiri yazan sefiller olarak oksijen tüketiyor olacaktınız. O yüzden 'askerî vesayet' ne demekmiş, nasıl mücadele edilirmiş, bir zahmet Ak Parti'ye anlatmayın.
Şu rezil tartışmadan çıka çıka, Temel Paşa tasfiye edilir mi diye ellerini ovuşturan hain PKK'lıların sevinci kaldı ya, bu da İnce'ye ayıp olarak yetsin. Kandil, seninle gurur duyuyor!