İbrahim Kahveci
Her ne kadar siyaset meydanlarında “Bizi kıskanıyorlar, bize saldırıyorlar vs” cümleler kullanılsa bile durumumuz pek iç açıcı değil.
Son bir yılda (Aralık 2017-Aralık 2018) 15+ yaş üstü nüfusumuz 653 bin kişi artışla 60 milyon 948 bin kişiye ulaşıyor. Ama bu artan nüfusun sadece 378 bini işgücü piyasasına katılıyor. Oysa TÜİK verilerine göre 2017 yılında (yıllık ortalama) 15+ yaş üstü nüfus artışı 1 milyon 174 bin kişi iken, bu nüfusun işgücü piyasasına katılımı 1 milyon 108 bin kişiydi.
Neyse...
Geçen yıl 653 bin yetişkin nüfustan 378 bini işgücü piyasasına katılıyor ama iş bulmak ne mümkün. Ya da onların yerine işini kaybedenler daha çok sayıda.
Aralık 2017’de çalışan sayısı 28 milyon 288 bin kişi iken, aralık 2018’de bu sayı 27 milyon 655 bin kişiye geriliyor.
Son bir yılda işini kaybedenlerin sayısı tam 633 bin kişi.
Bir de işgücü piyasasına yeni gelen 378 bin kişi eklendiğinde, işsizler ordusu tam 1 milyon 011 bin kişi artışla 4 milyon 302 bin kişiye çıkıyor.
Aralık 2017’de işsizlik oranı %10,4
Ama aralık 2018’de işsizlik oranı %13,5 oluyor.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü piyasasında da benzer sonuçlar var. İşgücü piyasasına 305 bin kişi katılıyor ama onları bırakın, işi olan 651 bin kişi de işini kaybediyor. Böylece mevsim etkisi haricinde de 956 bin kişi işsizler ordusunda yerini alıyor.
Orada da işsizlik oranı %9,8’den %12,7’ye çıkıyor.
2008-09 küresel krizinde mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı en yüksek seviyeye nisan 2009’da ulaşıyor. Orada 3 milyon 254 bin işsizle işsizlik oranı yüzde 13,9 oluyor.
Şimdi size kilit oranı vereyim: (Mevsim etkilerinden arındırılmış)
2009 yılı ortalama 15+ yaş üstü nüfus: 51 milyon 833 bin ve bunun en yüksek işsizlik oranı %6,3 (nisan 2009).
2018 yılı ortalama 15+ yaş üstü nüfus: 60 milyon 653 bin ve bunun aralık işsizlik oranı yüzde 6,5.
Yani aslında gerçek işsizlik oranı daha krizin ilk aşaması olan aralık 2018’de bile 2009 küresel krizinin en sert estiği nisan ayının üzerine çıkmış durumda.
Oysa daha önümüzde işsizlik sorununun artacağı uzun bir süre var. Hatta yıllar bile var diyebiliriz.
Ağustos 2018’de 2016 ortasında başlayan finansal kriz reel krize dönüşmeye başlamıştı. Aralık 2018’e kadar harcamalarımızdan dayanıklı ve yarı dayanıklı tüketimden kısmıştık ama henüz boğazımızdan kısmamıştık.
Oysa aralık 2018’de bir önceki yılın aynı ayına göre artan nüfusa rağmen gıda harcamalarımız reel olarak yüzde -2,5 azalmıştı. Boğazımızdan kısmaya maalesef ocak 2019’da da devam ettik. Hatta yüzde -2,9 azalan gıda harcaması bize krizin boğazımızı daha sert vurduğunu gösteriyor.
Burada bir not daha ekleyelim: Bütçe verileri tütün ve alkol vergilerinde yüzde 50’ye varan bir artış olduğunu gösteriyor. Eğer bu veri doğru ise perakende harcamada “gıda, içecek ve tütün” tüketiminde tütün ve alkolün payının arttığını ama gıda ve içecek payının daha sert düştüğünü söyleyebiliriz.
Gelelim göç meselesine
02 Şubat günü “İstanbul’dan köye dönüş başladı” başlıklı yazımda İstanbul nüfusunun çok az artması ile bir hesap yapmış ve en az 150 bin kişinin İstanbul’dan göç ettiğini vermiştim. Tabii ki o yazıda gerçek rakamın “göç istatistikleri” yayınlandığında ortaya çıkacağını söylemiştim.
İşte bu veriyi herkesten önce Habertürk sitesinde Abdurrahman Yıldırım açıkladı.
TÜİK’in yine bir yerlere gizlediği veriyi Abdurrahman Bey buldu ve açıkladı. Meğerse İstanbul’dan göç edenlerin sayısı net 210 bin 321 kişiye çıkmış.
2016-2017’de tersine göç vermeye başlayan İstanbul 2018 yılında adeta küçük bir Anadolu şehri kadar yine göç vermiş.
İşin ilginç yanı Ankara’da göç veren iller arasında.
İstanbul ve Ankara’nın göç verdiği bir dönemde artan işsizlikle beraber acaba neyi hesap edeceğiz?
Ne diyelim: Millet boğaz derdine düşmüş toprağına geri dönüyor. Ama siyaset ülke bekasını söylüyor.
Sanırım milli direniş için Anadolu’ya geri dönüş başladı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025
10.06.2025
9.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025