Kurtuluş TAYİZ
Ölümlü hikâyeleri sevmiyorum.
Kişilerle başlayan ve o kişilerle son bulan hikâyeleri de.
Bu, dramdan hoşlanmadığım için değil.
Geleceği sınırladığı için, böyle düşünüyorum.
Hayata sınır koyduğu için.
Yaşamın önüne bentler çektiği için.
Ahmet Altan’la Taraf, muhteşem bir beş yıl geçirdi.
Okuyucu için Taraf, toplumsal ve siyasal hayatımızın esrarlı, heyecan dolu hikâyesi oldu.
Devletin derin katlarına Taraf ışık tuttu.
Ankara’nın dehlizlerini Taraf’la keşfettik.
“Kutsal devlet”, “kutsal ordu” ve “kutsal düşman” yalanını Taraf yıktı.
Toplumu ve tek tek bireyleri dahi kuşatan askerî vesayet sistemi, Taraf’ın katkılarıyla geriletildi.
Yanlış anlaşılmasın; tarihi Taraf’la başlatıp, Taraf’la bitirmiyorum. Bu çok abartılı olur.
Taraf’ın cesur yayıncılığını ülkenin toplumsal ve siyasal dinamikleri belirledi.
Toplum, kendisine giydirilen deli gömleğini üzerinden söküp atma kararlılığını göstermese, bu güçlü istek siyasette bir karşılık bulmasa Taraf’ın yayınları belki de bu derece etkili olamazdı.
Toplumsal ve siyasal gerçeklikten kopuk bir aklın, cesaretin, özgür ifade gücünün, gözüpekliğin her zaman işe yaradığı söylenemez.
Bunun hayatta bir karşılığının olması da gerekiyor.
Taraf çok iyi bir zamanda ve çok isabetli isimlerle yayın hayatına başladı.
Ahmet Altan, Alev Er, Yasemin Çongar, Neşe Düzel ve daha nice gazeteci, yazar, çalışan Taraf’a maddi ve manevi olarak ruh verdi.
Haber ve yazılarıyla Taraf, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin en çok ses getiren gazetesi oldu. Hem bütçesi hem de kadrosuyla çok sınırlı olanaklara rağmen, Taraf bunu başardı.
Ama bugün...
Maalesef...
Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın gazeteden ayrılması nedeniyle basında Taraf’ın “bittiği” yorumlarından geçilmiyor.
Hem de çok kesin, çokbilmiş ifadelerle.
Taraf son beş yıldır hep kapanma riskiyle yaşadı, ama “bitme” endişesini hiç yaşamadı.
Bir gazetenin kapanması her zaman ihtimal dâhilindedir.
Gazete çıkarmak büyük bir bütçe gerektirir.
Gün gelir gazete patronunun artık bunu desteklemeye gücü de yetmeyebilir.
Taraf, ekonomik imkânsızlıklardan dolayı kapanabilir, ama Taraf “bitmez”.
Taraf’ın “bittiğini” ilan eden yazarların kusura bakmasınlar gerçekle bağlarının pek sağlam olmadığını düşünüyorum.
Bu iddia hayatı, ülkenin potansiyellerini fazlasıyla gözardı ediyor.
Geçiş dönemi Türkiye’sinin sadece bu Taraf’a değil, birkaç Taraf gazetesine daha ihtiyacı var.
Dünün Türkiye’sinin Taraf’ın varlığına duyduğu ihtiyaçtan daha fazlasına bugünün Türkiye’si ihtiyaç duyuyor.
Dün eski sistemin efendilerini eleştiren Taraf’ın, bugün ve yarın, yeni sistemin efendilerini eleştirmekten kaçınacağını iddia etmek peşin hüküm vermek olur ki, bu da geride kalanlara haksızlık etmek olur.
Bu gazeteye düşmanca duygularla yaklaşan kalemlere değil elbette sözüm; onlar kendilerini eski devletin sahibi sanıyorlardı. Seçkin bir cemaatin üyeleri gibiydiler. Ve bu düzenin sonsuza kadar sürmesini umuyorlardı. Taraf’a olan tepkileri, vesayet rejimiyle birlikte tüm ayrıcalıklarını yitirmiş olmanın verdiği hayal kırıklığı ve öfkeden kaynaklanıyor.
Sözüm Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın ayrılmasının ardından Taraf’a bugüne kadar büyük emek veren ama yaşanan bu ayrılıklar üzerine Taraf’ı bırakan yazarlarımıza...
Elbette ayrılan yazarlarımızın kararlarına sonsuz saygı duyuyorum. Buna bir itirazım yok. Çoğunun “Taraf bitti” diye geride bıraktıkları satırlara ya da son sözlerine itirazım var.
Bu kadar acımasız olmayın.
Bu kadar çokbilmiş olmayın.
Kendinden sonrasını “bitirmek” o kadar “saygılı” bir gidiş veya terk ediş değildir.
“Başlangıçlar” ve “bitişler” belirleme kudretinde değiliz hiçbirimiz.
Bunlar kendimize fazlaca “nitelik” atfetmek olur.
Taraf yoluna devam ediyor.
Zaten böyle olması gerekiyor.
Yani hikâye bitmedi.
Ahmet Altanlı, Yasemin Çongarlı “muhteşem bir beş yıl”ın gölgesinde kalmayı bile bile, seve seve bu macera devam edecek.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019