Leyla İPEKCİ
İstanbul'da 17 yıl boyunca kaba inşaat halinde akıbetini bekliyordu Park Otel. Bir süre önce başlayan yeni inşaatı iki gün önce yandı. Çarpık anılarımızın tutuşmasıyla bazı rantçılar mı sevinmiştir, yoksa kentsel dönüşüm heveslileri mi bilmiyorum.
Ama Gümüşsuyu'nda bu yarım bırakılmış haliyle uzun zaman kaderine terk edilmiş bina, İstanbul'un son 30 yılında değişime uğramakta olan siluetinin ilk hazırlayıcısıydı bana kalırsa. Şehrin son yüzüne düşen belki ilk gölgeydi.
İstanbul'un eski yüzüne düşen gölgelerden bahsettiğim geçen yazımı "değişim kaçınılmaz ama onun dilini nasıl kuracağız" sorusuyla bitirmiştim. Öncelikle şunu kabul etmeliyiz. Farklı medeniyetlere ev sahibi yapmış şehirler değişime fazlasıyla açıktır. Bazı metropollerde belki elli yıldır aynı yerde duran kafe'lere, dükkânlara rağmen, bu böyledir. Dil nasıl canlıysa, kültürler ve alt kültürler nasıl canlıysa, şehirler de canlı. Değişmek, canlılığın bir göstergesi.
Fakat İstanbul, plansız bir yapılanmaya teslim olalı on yıllar oldu. Şehir defalarca esiri oldu yüksek rantçıların, para baronlarının, kâr mafyalarının. Göç olgusunu gerekçe göstererek ceplerini dolduranların yerel yönetimlerle ve siyasî figürlerle kurulan çarpık ilişkilerinin en görünür hali şehrin bu çarpık yapılaşmasıdır herhalde.
Bugün artık bunun üzerinden de çok sular aktı. Dereler kurudu, dereler ıslah edildi, üzerlerine derin kazıklar çakılarak inşaatlar yapıldı, asfaltlar geçti. Kimi dere taştı, kimi taşmaya devam ediyor yağmurlarda. Yeşil alanlar hızla gökdelenlerin istilasına uğradı, yetersiz karayolları şehir planlamacılarını yeni arayışlara yönlendirdi. Boğaz tepeleri defalarca talana uğradı. Fakat ne Boğaz gibi doğal güzellikleri, ne tarihî birikimi tam olarak tükenmedi, harabeye dönmedi şehir.
İstanbul'un son yüzüne düşen ilk gölgeydi dedim Park Otel için. İnşasına 1989'da Dalan döneminde başlanmıştı. Mimarlar Odası'nın ve sonraki başkan Sözen'in itirazıyla önce projesindeki yükseklikten feragat edildi, sonra imara aykırı olduğu ve şehrin siluetini bozduğu gerekçesiyle durduruldu. Ardından tıraşlandı.
Gazetelerden öğrendiğime göre, mekânın bir önceki sahibine verilen bir güvenceyle, oteli istediği gibi inşa edeceği belirtilmiş. Fakat bu gerçekleşmeyince yeniden satışa çıkarılmış otel. Bu yıl içerisinde de inşaatına yeniden başlanmış. Silueti bozmadan kent mimarisine uygun olarak oteli tamamlayacağını vaat eden yeni bir patron tarafından!
Part Otel'in adındaki gibi bir otel olup olamayacağı meçhul. Ama şehrin yüzündeki tahribatı az çok görebiliyoruz. İstanbul'un son yüzündeki 'muhteşem karmaşalar'ın da kıvamı hızla kaçıyor çünkü. Seyretmek istediğimiz güzelliğin üzerine takur tukur ucubeler dökülüyor. Şehrin ruhunu oluşturan o cazip derinlik siliniyor. Gündelik hayata izini düşüren sıradan yapılar dahi bu sığlaşmadan nasibini alıyor.
Tüketim hırsının, doğa tahribatının, girişimcilik adına yapılan kaba saba projelerin değil, doğayla uyumun, kültür dinamizminin, zamanın ruhuyla akan zevkin tecellisi olması beklenen değişim, hevesli projecilerin tekeline terk edilmiş gibi. Girişimci müteahhitlerle yerel yönetim sorumluları arasındaki ilişkilerin boyutu belirliyor bu teslimiyetin yoğunluğunu. Bu yüzden 'İstanbul sahipsiz değildir' adındaki oluşumun sitelerinden de izleneceği üzere filmlerle, imza kampanyası, söyleşi ve makalelerle vatandaşın bu konuya dikkatini çekmesi çok önemli bir çaba.
BM raporuna göre, gelişmekte olan ülkelerin yüzde 72'si kırdan kente göçü yavaşlatmaya yönelik politikalar benimsemiş. Ama National Geographic dergisindeki bir makaleden okuduğuma göre uzmanlar, arabaları merkeze alan geniş alanlara yayılmak yerine, asansörü merkez alan ve nüfusu yoğun kentlerde yaşamı destekleyen bir çözümü destekliyormuş. Çünkü arabalara dayanan yayılma, tarım alanlarını, enerjiyi ve diğer kaynakları yutuyormuş.
Yoğun toplu taşıma koridorları ve parklar için alan bırakmayan hiçbir yayılma amacına ulaşamaz tabii. Ama asansörle dikine büyümenin getireceği başta elektrik olmak üzere diğer enerjiler için nasıl bir sürdürülebilirlik öngörülüyor diye soru işaretleri oluştu bende. Göğe yükselmenin üst sınırı yok zira. Yükseltileri tıraşlanacak bir Park Otel'imiz de kalmadı artık. Onun yerine Gökkafes'lerimiz ve onlardan aldığı esinle şehrin yüzünü felce uğratan diğer gökabidelerimiz var. Hızla yükseliyor ve yayılıyorlar!
Şehirlerin sahibi hiçbirimiz değiliz. Bizler yaşadığımız yere ait olabiliriz en fazla. Ve ait olmanın getirdiği emanet sorumluluğuyla yaşadığımız yeri paylaşmanın üslubunu geliştirebiliriz. Birlikte çoğalmanın, çoğulcu bir medeniyet kurmanın ana temalarından biri paylaşım. Küle dönmüş, harabeye dönüşmüş anılarımız arasında halen canlılığını koruyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018