Mehmet Ali ALÇINKAYA
Meclis açılışında DEM Parti milletvekillerinin Cumhurbaşkanına karşı elleri bağlı durması, basit bir protesto jesti olarak okunamaz. Bu eylem, derin tarihsel ve politik bağlamı olan, aynı zamanda teorik düzeyde de açıklanabilecek direnişsel bir pratiktir. Hegemonya ilişkilerinden iktidar mekanizmalarına, ulus-devletin modernite anlayışından demokratik toplumun alternatif paradigmasına kadar çok boyutlu bir anlam taşımaktadır.
Gramsci ve Hegemonya: Sessiz Duruşun Çatlatıcı Gücü
Antonio Gramsci’ye göre, iktidar yalnızca zor aygıtlarıyla değil, aynı zamanda hegemonya, yani rıza üretimi yoluyla sürdürülür. Devletin meşruiyetini pekiştiren ritüeller –parlamento açılışları, resmi törenler, protokoller– iktidarın rıza mekanizmasının bir parçasıdır.
DEM Parti vekillerinin ellerini bağlaması, bu rıza üretim sürecine katılmama eylemidir. Sessiz bir direniş olarak, hegemonik alanı sorgular ve çatlatır. “Biz bu ritüele dahil değiliz” mesajı, hegemonya karşıtı bir pozisyonu görünür kılar. Böylelikle sembolik bir jest, egemen ideolojinin görünmez gücüne karşı alternatif bir meşruiyet alanı açar.
Foucault ve İktidar-Özne İlişkisi: Sessizliğin Sözü
Michel Foucault’ya göre iktidar, yalnızca yukarıdan aşağıya işleyen baskıcı bir aygıt değildir; aynı zamanda mikro ilişkilerde, bedenler ve söylemler üzerinden işler. Meclis açılışı gibi törenler, iktidarın bedenleri disipline ettiği, onları “uysal” kıldığı alanlardır.
DEM Parti vekillerinin ellerini bağlaması, bu disiplinin dışında konumlanma girişimidir. İktidarın söylemini ve ritüelini reddederek, kendi özneselliğini kurar. Sessizlik, iktidarın diline katılmama ve alternatif bir sözün, yani barış ve demokratik toplumun sözünün işaretidir. Böylece vekiller, “uysal beden” olmayı reddeder, halkın özgür iradesinin özneleri olarak varlıklarını gösterirler.
Demokratik Modernite ve Demokratik Konfederalizm
Sayın Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği Demokratik Modernite ve Demokratik Konfederalizm paradigması, kapitalist modernitenin üç sac ayağına –ulus-devlet, kapitalizm, ataerki– karşı alternatif bir toplumsal örgütlenme modeli sunar.
Bu bağlamda ellerin bağlı duruşu:
Ulus-devletin tekçi modernitesine karşı çoğulculuğun ve halkların eşitliğinin sembolüdür.
Kapitalist modernitenin hegemonik ritüellerine karşı, halkın öz örgütlülüğünün ve demokratik siyasetin vurgusudur.
Ataerkil iktidarın hiyerarşisine karşı, kadın özgürlüğünü ve eşit temsiliyeti savunan bir çizginin görünür kılınmasıdır.
Demokratik Konfederalizm perspektifinde, halkların kendi kendini yönetme iradesi, merkezi iktidarın dayattığı protokolleri reddederek hayat bulur. Ellerini bağlamak, işte bu paradigmanın Meclis’teki sembolik yansımasıdır: “Biz bu sistemi meşru görmüyoruz, halkların demokratik iradesini temsil ediyoruz.”
Eleştiri ve Özeleştiri: Sembolün Sınırları
Ancak burada eleştirel bir noktayı da açmak gerekir. Gramsci’nin deyimiyle hegemonya yalnızca sembolik jestlerle değil, karşı-hegemonik bir toplumsal pratikle kırılabilir. Ellerini bağlamak anlamlıdır; fakat bu eylem, toplumsal örgütlülükle, halkın bilinçlenmesiyle ve kitlesel mücadeleyle tamamlanmadığında etkisi sınırlı kalır.
Özeleştirel olarak şu soruları sormalıyız:
Halk bu sembolü barış ve demokrasi çağrısı olarak okudu mu, yoksa yalnızca bir “jest” olarak mı gördü?
DEM Parti, bu eylemi geniş kitlelere doğru araçlarla ulaştırabildi mi?
Demokratik modernite perspektifini yalnızca Meclis içinde değil, sokakta, mahallede, köyde, yerel meclislerde örgütleyebildi mi?
Bu sorular, sembolik direnişi stratejik bir bütünlük içinde değerlendirmenin zorunlu olduğunu gösterir.
Çözümleyici Yaklaşım: Sessizlikten Demokratik Topluma
Bu eylemden çıkarılacak ders açıktır:
Hegemonya kırılabilir. Sessiz bir duruş bile hegemonik düzenin görünmez ritüellerini sorgulatabilir.
İktidarın disiplinine karşı özneleşme mümkündür. Sessizlik, reddediş ve direnişin dili olabilir.
Demokratik modernite, devletin değil toplumun iradesine dayalı bir siyaseti inşa edebilir.
Ancak bütün bunların kalıcı olabilmesi için, sembollerin ötesine geçip halkın öz örgütlülüğünü büyütmek, demokratik konfederalizmi yerelden örgütlemek gerekir. Barış ve demokratik toplum mücadelesi, yalnızca Meclis kürsüsünde değil, halkın gündelik yaşamında, öz örgütlenmesinde, kadınların ve gençlerin iradesinde gerçeklik kazanır.
Sonuç: Zincirleri Kıran Eller
DEM Parti vekillerinin elleri bağlı duruşu, yüzeysel bir protesto değil; hegemonik düzenin sorgulanması, iktidarın disiplin mekanizmalarına karşı özneleşme ve demokratik modernite perspektifinin sembolik bir ifadesidir. Bu duruş, aynı zamanda barışın ve demokratik toplumun çağrısıdır.
Ama unutmamalıyız:
Sembol tek başına yeterli değildir; örgütlü halk mücadelesiyle birleşmelidir.
Sessizlik, örgütlü bir sesle tamamlandığında anlam kazanır.
Demokratik modernite, ancak toplumun öz iradesiyle inşa edilebilir.
Bugün eller bağlanarak verilen mesaj, aslında zincirleri kırmaya çağrıdır:
Savaşa karşı barış, otoriterliğe karşı demokratik toplum, hegemonik moderniteye karşı demokratik modernite!
Bağlı Eller – Özgür İrade
Ellerimiz bağlı, irademiz özgür!
Teslim olmadık, teslim olmayacağız!
Eksiklerimizi gördük,
özeleştiriyi verdik,
daha güçlü geleceğiz!
Savaşa karşı: Barış!
Otoriterliğe karşı: Demokrasi!
İnkâra karşı: Eşitlik!
Biz halkız, biz toplumuz!
Ahlaki, politik, özgür geleceğiz!
Bağlı eller, zincir değil,
özgür yarının çağrısıdır!
Yazarlar
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAk Parti içinde üç grup var ve Erdoğan sonrası için mücadele halinde mi? Güldürmeyin beni… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Fevkaladenin fevkinde’ 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEHapishaneler artık iktidar teknolojisi üretmiyor 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUOsmanlı’dan alınacak ders: Barış iddiasıyla teslime zorlanmak… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖvünme sanatı! 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAYM “vatandaşı koru” dedi… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruşun Anlamı: Hegemonya, İktidar, Demokratik Modernite ve Barış Mücadelesi... 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTAvni Akyol’a Ayıp Ettiniz… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.10.2025
29.09.2025
25.09.2025
22.09.2025
17.09.2025
14.09.2025
10.09.2025
7.09.2025
3.09.2025
31.08.2025