Mehmet TIRAŞ

Cumartesi Anneleri...
7.10.2024
337

Kayıp yakınlarının hikayesini  anlatan bu kitabın süreci:

“Yaklaşık 10 milyon 80 bin dakika,

168 bin saat,

7 bin gün,

229 ay,

19 yıl sürdü.”

 Eylem hala da devam ediyor.

Cumartesi Annelerinin direnişi Türkiye’nin tartışmasız en uzun soluklu eylemidir.

 Cumartesi Anneleri” her hafta Galatasaray Lisesinin önünde toplanarak, güvenlik güçlerinin hukuksuz baskılarına ve şiddetine, doğa koşullarına karşı soğuk- sıcak, kar -boran demeden kayıplarını aramaya devam ediyorlar. 

Bu Cumartesi de toplandılar.

Her bir kaybın hikayesini  ve Cumartesi Annelerinin direnişinin özünü ve ruhunu anlatan bir kitap yayınlandı.

Serdar Korucu imzalı kitap “Eylemin 1000’ci haftasında Mayıs 2024 Tarihinde raflarda yerini aldı.”

Korucu,bir kuyumcu titizliğinde kaleme almış ve ürküten bir Türkiye panoramasını  ortaya çıkartmış.

Sadece demokrasi ve hukuk mücadelesi veren duyarlı insanların değil herkesin okuması gereken bir anıtsal belge…

Kitabın hikâyesi devlet tarafından doksanlı yıllarda gözaltına alınıp kaybedilen,akibeti meçhul kalmış  583 insanın kayıp edilişinin umacı hikayesi…

Kitapta yer alan 583 kişiden bir tanesinin bile faili bulunamadığı gibi cesetleri de bulunamadı.

 Ne de yakınlarının ziyaret edeceği bir mezarları oldu.

Kitabın her sayfasını çevirdikçe kayıp yakınlarının anlattıkları hikâyeler karşılıyor ve ürperiyorsunuz.

İşkence,baskı,korku,gözaltı,hasret ve gözyaşı her  cümlede karşınıza çıkıyor.

Teamülden işlenen bu cinayetlere tanıklık edenler anlatıyor.

Kitapta, yakınlarını kaybedenlerin dramatik hikâyelerini okuyacaksınız.

Bir anne aradan yıllar geçse de hala kapımı yatarken kilitlemiyorum oğlum gelir de duymam diye…

Yakınını arayan,bir kemiğini versinler bir mezar yapıp her hafta mezarını ziyaret edeyim diyor.

Kayıp yakınlarından birisi annem kardeşimin çok sevdiği aşure yapmıştı;biz yedik annem  kardeşim için de bir kase aşureyi buzdolabına koymuştu,hala o aşureyi dökmedik ve buzdolabında durduğunu gözyaşlarını akıtarak anlatıyor.

Oğlunu arayan Elif Tekin;”Devlet oğlumu kaybettirdi ortaya çıkartsın”,”devlet vatandaşının can güvenliğinden sorumlu” değil mi, diye soruyor?

Gözaltında kayıplarını arayan insanların zor şartlarda ortak yazdıkları  kitabı da diyebiliriz.

Kayıpların dramlarında ortak özellikler var…

Neredeyse hepsi de Doğu ve Güney Doğu bölgesindeki Kürt illerinde yaşıyor olmaları…

Yargısız infazların yapıldığı…

Yol kenarlarında ve viyadük altlarında insan cesetlerinin toplandığı…

Beyaz Toros Taksi ile insanların kaçırıldığı…

Şehrin en işlek caddesinde onlarca insanların gözünün önünde susturucu silahla öldürüldüğü…

Kireç kuyularından ölmüş insanların çıkartıldığı dönem…

1993…

1994…

1995 yılları kapsıyor.

Gözaltında kaybedilen insanların ortalama yaşı 30-35 ve hayatlarının baharında olan insanlar.

Kürt hareketinin içinde yer alan, meşru zeminlerde siyaset yapan insanlar…

Cumartesi Annelerinin mücadelesi AKP’nin  iktidarda geldiği  ilk yıllara rastlar.

Cumartesi Anneleri sorunlarını anlatmak için  Başbakan Erdoğan’dan randevu talep ederler, randevuları  kabul edilir  ve aralarında çok  olumlu  bir görüşme geçer.

Erdoğan, Cumartesi Annelerinin taleplerini yerine getireceğini ve yakınlarının faillerini bulacaklarına dair sözler verir.

Ama zamanla o sözler buharlaşır.

Erdoğan o sözlerini yerine getirmediği gibi, Cumartesi Annelerinin toplanmasını engellemek için yetkililere talimat vererek yasaklamaya kadar gider.

Cumartesi Anneleri aylarca Galatasaray lisesinin önüne sokulmaz ama yakınlarını arayanlar, sektirmeden her hafta Cumartesi günleri  Taksimde  bir ara sokağında, eylemlerini sürdürürler.

Türkiye bir hukuk devleti olsaydı; ”Kürt sorunu çözülür” kitapta konu edilen 583 kişi de devlet eliyle ortadan kaldırılmaz…

Böyle de bir kitapta yazılmazdı.

Herkesin alıp okumasını dilediğim “Cumartesi Anneleri” kitabı, 100 yıllık bu Cumhuriyet’i gerçek bir hukuk devleti haline getiremeyen hepimizin ortak utancı da olmazdı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar