Mümtazer TÜRKÖNE
Hekimoğlu İsmail’in ‘Minyeli Abdullah’ isimli romanını, ortaokul yıllarında bir solukta okumuş ve çok etkilenmiştim.
Romanda, bir ahlâk abidesi olan Abdullah’ın, vicdan sahibi herkesi isyan ettirecek ölçüde, despot bir yönetim altında uğradığı haksızlıklar ve zulüm anlatılır. Mütevazı çabaların değerini anlatan; “Büyük yangınlar, küçük kıvılcımlardan çıkar” hükmü, romandan aklımda kalan sözlerden biri. Minye, Mısır’da Kahire’nin güneyinde bir şehir. Okurken fark etmiştim: Yazar aslında Türkiye’de geçen bir hikâyeyi, kanunî takibata uğramamak için Mısır’a taşımıştı. Minyeli Abdullah da içimizden, bizden biriydi.
Önceki gün Minye mahkemesi, İhvan üyesi 529 kişi hakkında idam kararını açıkladı. Suçları, darbeye itiraz etmek. Dile kolay, tam 529 kişi. Askerler, ellerinde tuttukları iktidarı halka teslim etmemek için uluslararası destekle bir darbe yaptılar. Şimdi, kanlı bir zulümle iktidara tutunmaya çalışıyorlar. Tersinden bakmayı deneyelim. Bir Mısırlı yazar, ülkeyi cehenneme çeviren bu zulmü anlatmak için kanunî takibata uğramamak gayesiyle mekân olarak Türkiye’yi kullanan bir roman yazmaya kalksa, sizce hangi cemaate mensup bir kahramana müracaat ederdi? Sizce Sisi yönetimi ile kimin arasında paralellik kurardı? Elbette ölçülerimiz Mısır’daki gibi kanlı değil; üstelik demokrasi sembolik de olsa işliyor; sandık işini görüyor.
Başbakan, iktidarını sürdürmek için, açılan yolsuzluk dosyalarının uluslararası bir komplonun eseri olduğunu savundu. Bu iddiayı taşıyacak ideolojik argümanlar ve düşmanlar üretti. Bol düşman, hamaset, dışarıdaki mihraklarla işbirliği içinde olan “paralel devlet” hep bu komploya hizmet ettikleri için mevcutlar. AK Partili teorisyenlerden ve politikacılardan şaşkınlıkla dinliyoruz: “Aslında devlete karşı bir komplo ile karşı karşıyayız.” Uluslararası merkezler -açıkça söylenen de ABD ve İsrail-, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne tuzak kurdular. Bu tuzağı bozmak için, çocukların “tıp oyunu” gibi, yolsuzluklar konusunda hepimizin susması gerekiyor. Komployu durdurmak için Başbakan’ı ve partisini aklamaktan başka çaremiz yok. Mevzi alıp düşman gözlerle çevresine bakan iktidar muhafızları için bile, bu argümanın gürültü çıkartan kurusıkı bir cephane olmanın ötesinde bir anlamı yok. Cumhurbaşkanı bu “dış komplo” iddiasına “üçüncü dünya ilkelliği” teşhisi ile balonu patlattıktan sonra çıkartacağı gürültü de kalmadı. Yine de “uluslararası komplo”nun izini mutlaka sürmek isteyenler varsa, gözlerini bulunduğumuz coğrafyaya ve Suudi Arabistan ile İran’a çevirmeleri lazım. Ortalığa saçılan yolsuzluk dosyalarının belgeleri, vaki uluslararası boyutlar hakkında önemli bilgiler içeriyor. Meselâ, Mısır darbesine sınırsız destek veren Suudi Arabistan’ın, o sıralarda darbeye karşı mangalda kül bırakmayan Başbakan’ımız tarafından neden hiç eleştirilmediği bilgisi gibi. Başbakan bu çok önemli konudaki tavrını, Yasin el Kadı’nın telkinine göre belirlemiş. Asıl tezgâh ise soruşturulamayan yolsuzlukların “Acem oyunu” boyutunda gizli. Ambargo üzerinden kurulan petrol-altın trafiği, öyle anlaşılıyor ki bol keseden dağıtılan rüşvetlerle Hükümet’in kolunu İran devletinin parçalarından birine kaptırmasına yol açmış. Sonuçlara bakarak hüküm verelim: En çok bizi ilgilendirmesi gereken Kırım sorununda Hükümet’in sergilediği çekingenlik, sakın uluslararası bir tezgâhla “rehin alınma” durumunun eseri olmasın?
AK Parti’yi savunmak için kullanılan “Yolsuzluk soruşturmaları, Erdoğan’ı bitirmeye yönelik bir komplodur” tezi, aslında kendi içinde çelişkili. Bu tez doğru ise bulaştığı yolsuzluklarla kolunu bacağını dışarıdaki merkezlere kaptıran bir Hükümet’in, ülkenin çıkarlarını koruma adına hemen istifa etmesi gerekir. Rehin alınmış bir hükümetle devletin ve milletin yüksek menfaatlerini koruyamayacağımıza göre, yenisinin peşine düşmeliyiz. Hükümet’in iş başında kalmaya devam etmesi, Türkiye’nin maruz kaldığı uluslararası komploya hizmet etmiş olmuyor mu?
“Uluslararası komplo” sözünü, yolsuzluklar karşısında bir sığınak olarak ileri sürerken; aslında “uluslararası çapta rehin alınma” sorununu önümüze koymuş oluyorlar. Yolsuzluk yapan hükümeti kurtarmak için ülke olarak neden bedel ödeyelim; yenisini kurarız olur biter.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Çözüm Süreci milletin hakemliğinde yürür mü?
30.12.2025 - Sürecin sahipleri, kiracıları
28.12.2025 - Sürecin saplanacağı bataklık
24.12.2025 - Siyasetin cinselliği
23.12.2025 - 299
21.12.2025 - Levent Gültekin vs yargı
21.12.2025 - İslâmî renkler: Fırsat mı, tuzak mı?
16.12.2025 - ABD, Suriye için neye karar verdi?
13.12.2025 - Suriye: Hem çok yakın, hem çok uzak
11.12.2025 - Yeni aşama başladı mı?
7.12.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























ali Adaklı
Allah senin gibi şerir çıkarcılardan bu milleti korusun. Başbakanı ne hallere getirdiniz.