Murat BELGE
Tayyip Erdoğan’ın Başkomutan olarak verdiği talimattan milim şaşmayan AKP hükümeti Kürtler’e karşı uygulanan politikada da onun onaylayacağını düşündüğü üslûbu yürürlüğe koyuyor. Olay daha alt kademelere indikçe, oralarda da çeşitli görevliler Başkomutan’dan aldıkları mesaja göre davranmaktan geri durmuyorlar. Geçen akşam televizyona da girdi, insanları yere yatırmış, “Bu devlet…” diye bağıran ekip başı. Böyle yapmakla göze gireceğini düşünüyor olmalı. İşin kötüsü, muhtemelen haklı.
Yani seksenli yılların Kürt politikasını hortlatmanın eşiğine gelmiş durumdayız. Diyarbakır Hapishanesi’nin efsanevi komutanından ne farkı var, o bağıran adamın?
Bağıran adam gibi bugünlerde bir de mektup yazan adam. Hani bir “esnaf”, çakısıyla tırnağını törpülerken biri koşarak gelmiş, o çakının üstüne kendini atmış, sonra da ölmüş… İşte o sırada kazara çakıyı elinde tutan adamın ağabeyi imiş. Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazmış. Ölen adamın “Gezi taifesi”nden olduğunu söylüyor, kardeşi için şefaat talebinde bulunuyor.
O da, Tayyip Erdoğan’ın bütün dünyaya vermekte olduğu mesajlardan kendi “hisse”sini çıkaran, bence ayrıca doğru hisse çıkaran biri. Tayyip Erdoğan, nefretlerini az da olsa örtme ihtiyacı duymayan biri. Kendisi seropa doğruluk olduğuna göre, onun nefret ettiklerinin, örneğin Gezi’de direnenlerin katli vaciptir. Ayrıca Tayyip Erdoğan kendi ideal “esnaf”ının ne olduğunu da anlattı. Bütün bunları yalayıp yuttuktan sonra adam “ölen”in kim, “öldüren”in kim olduğunu Tayyip Erdoğan’a arzedince, adaletin tecelli edeceğine de inanıyor. Bu, Tayyip Erdoğan’ın bu memlekette “adalet” kavramını getirdiği noktayı gösteriyor. Mektubun mahkemeden çıkması gibi skandallar olmasaydı, çakısının üstüne anarşist düşen ideal esnaf, beraat da edebilirdi. Ayrıca, gene de edebilir. Göreceğiz.
Asıl konuşmak istediğim başka konu. Tayyip Erdoğan yeni “Kürt politikası”nı çizip “Alın, bunu uygulayın” diye hükümetine vereli beri çeşitli Batılı dostlarımızdan gelen uyarılar sanki sıklaştı. Amerika bir yandan, Avrupa bir yandan, “Aman yavaş! Fazla gaza basmayın! Barış Süreci havaya uçmasın!” diyorlar.
Bu uyarılar Tayyip Erdoğan’ın canını sıkıyordur. “Bunlar kendilerini ne sanıyorlar da bana böyle akıl öğretiyorlar!” diye geçiriyordur. Yakında dışından da geçirmeye başlar. “Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenler”, “Dış mihraklar”, “İçişlerimize burunlarını sokanlar” vb. Nasıl olsa bunun hazır terminolojisi var ve o da birkaç kere kullandı zaten.
Oysa, evet, şu günlerdeki üslûpla devam etmeleri halinde ne Barış kalır, ne Süreç. Bunu Batılılar yeterince net bir şekilde görebiliyor, değerlendirebiliyorlar.
Ve, evet, Türkiye için endişe duyuyorlar. Tam ne olduğu anlaşılmasa da, anlaşıldığı kadar çok yeterli bulunmasa da, “Barış Süreci” diye bir laf vardı hiç değilse; müzakere denebilir bir şey sürüyordu. Ve bu iyiydi; bütün yetersizliklerine rağmen yıllarca sürmüş savaştan daha iyiydi; bütün yetersizliklerine rağmen yıllarca sürmüş savaştan daha iyiydi; bir umut taşıyordu. Bu da, Batılı’ların onayladığı bir şeydi.
Ama ortam değişti. Pazar günkü yazımda anlatmaya çalıştığım gibi, “Türkiye’nin geleceği” gibi konular değil, “AKP’nin geleceği” bile değil (çünkü AKP bir koalisyon kurup kendini yeniden- üretebilir), doğrudan doğruya Tayyip Erdoğan’ın geleceği için Türkiye seçim tekrarlayacak, HDP’yi baraj altına indirecek, sağa sola kaptırdığı oyları geri olacak, bugün durum bu, plan bu.
AKP yeniden tek-başına iktidar olursa Tayyip Erdoğan bu serkeş Kürtler’e (ve ondan oylarını esirgeyen ötekilere) hadlerini bildirecek, derslerini verecek. “Aldınız mı boyunuzun ölçüsünü?” diyecek. “Şimdi uslu uslu oturun karşımda. Ben ne diyorsam o olacak!” Belki o tim komutanı gibi “Bakma yüzüme” diye de bağırır. Çünkü o komutan, Erdoğan rejiminin rötuşsuz, foto-montajsız resmini veriyor.
Evet, Tayyip Erdoğan her yaptığını “vatan- millet” için yapıyor. Tanrı ona her yaptığını doğru yapmak gibi bir haslet bahsetmiş. Dolayısıyla onun yaptığı iyi, başkalarının yaptığı onunkine uymuyorsa kötü. Dolayısıyla şimdi şu “Yapmayın! Etmeyin! Alınan mesafeyi sıfıra indirmeyin!” diyen Batılılar da yakında ağızlarının payını alacaktır.
Ve PKK’ya, teröre karşı devletimizin ve hükümetimizin kahramanca direnişi en kararlı şekilde sürecektir –ebediyen.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025