Namık ÇINAR
Ama her şeyden önce, demokrasi, halktan gelsin de ne gelirse gelsin rejimi hiç değildir.
Kitlelerin dönemsel iradeleri, insanlık birikimlerini özümsemişlikten yoksun bir hâldeyken, sakatlanma evresine girme sinyalleri verme aşamasındaysa, buradan demokrasiye istesen de ulaşılamaz.
Çünkü büyülenmiş ve mayışarak duyarsızlaşmış çoğunlukçu irade, sürücüsüne beslediği akıl dışı meftunluklar yüzünden götürüldüğü yolu denetlemeye özen dahi göstermeyerek, derin bir uyku safhasına geçmiş olabilir.
Bunun belirtileri de, onları uyandırmak isteyen kesimlere karşı hükümetin artarak tırmanan zorbalaşma eğilimleridir.
Demokrasi, kırılgan, naif bir rejimdir.
O yüzdendir ki, sürücüsünü sürekli gözleyen uyanık yolcular ister.
Bir iktidarın demokratik olup olmadığının anlaşılması, kendisinin denetlenmesini engelleyip engellemediğine bağlıdır.
Alelâde bir zihin dahi teslim eder ki, her günü sadece tahtta kalma kavgalarıyla geçen bu hükümet, kesinlikle demokrat değildir.
İlkin güzel başlamış gibi görünen Erdoğan iktidarı, giderek demokrasi tarihimizin en yoz tiranlığına doğru evirilmeye yüz tutmuştur.
Ondan, kendiliğinden demokrat olmasını beklemek, yahut da alınyazısı addedip kurtulmak için mahkûmlar gibi gün saymak, gülünç olmanın bile ötesine geçen bir ahmaklıktır.
Böyle bir iktidardan kurtulmak, o gittiğinde yerine neyin konacağından tasalanarak da olmaz.
2002 seçimlerinde Erdoğan’a gösterilen teveccüh, bir kurtarıcı bulmanın değil, köhnemiş bir koalisyonu defetmenin tezahürüydü.
Her konjonktür, kendi çözüm mantığını yaratacaktır.
Siyasal ilerlemenin güç kaynağı, politik alanının önceden yapılan plânlamalarında değil, gözlerin daha başka arayışlara çevrildiği yeni ufuklardadır.
Tarihsel dönüşümler, kralların çizdiği güzergâhlardan gidilerek değil, hurdalığı hak eden saltanatlara son veren toplumsal dinamiklerle gerçekleştirilmiştir.
Örneğin Avrupa’da “modern çağ”, günü gelip de kronolojik bir sıra dâhilinde, “ortaçağ”ın yıkımı ardından kendiliğinden olagelmiş değildir.
Kolombların, Erasmusların, Lutherlerin, Montesquieuların, Voltairelerin, sonuçları önceden bilinmeyen ve plânlanmayan çağrılarının eseridir.
Eğer bir iktidar sorgulanmaya ve kabul görmemeye başlamışsa, zaten bir başka iktidar yoldadır.
Yeni umutlar beslemenin eşiğine gelmiş bir Türkiye’nin, Erdoğan gibi artık ayak bağından başka bir şey olmayan birinden medet umması, olsa olsa gaflettir.
Eğer sırttan atılması gereken bir yüke dönmüşse de, yapılacak en hayırlı iş, bir an önce ondan kurtulmaktır.
Görmüyor musunuz? Artık homurdanıyor, tıslıyor, tekliyor.
Kendi politik sağlıksızlıklarından kafasını alıp, size vakit bile ayıramıyor.
Memleketi idare eden erdemli biri gibi değil, döner bıçağını kaptığı gibi fırlayıp önüne gelene savuranlara benziyor.
Biriken cüruflarına rağmen zorba iktidarlara katlana katlana; Kara Avrupa’sının demokratikleşme tarihi yahut kendi ülkenizin darbe süreçlerindeki gibi, bugüne kadar ancak çatlaya patlaya kesintilerle yol alabilmiştiniz.
Hâlbuki akıllı olup, Britanya’nın “değişmek için önüne takoz konmayan ilerlemeci karakterdeki demokrasisi”ni keşfetseydiniz, Mehter marşı çaldırmak ya da sık sık sokaklara dökülmek zorunda kalmazdınız.
O yüzden Kara Avrupa’sında, krallıkları “devrim” zoruyla alaşağı ederek yerlerine kurulan cumhuriyetlerin başına, âdetâ ibretiâlem için maymuna çevirdikleri yetkisiz ve sorumsuz devlet başkanları dikmişler; buna karşılık, Anglosakson kültürünün despotları “kendim inerim” dedikleri için eşekten düşmemiş, “evrimsel” gelişmeleri sineye çekerek yerlerini korumuşlardır.
Cumhurbaşkanıyken her işi gene ben yapacağım dayatmasından belli ki, “devrim”in başka “evrim”in başka, hiç saltanat yaşamamış Amerikan modelinin ise bambaşka sonuçlar verdiğinin, bizimki farkında bile değil hâlâ.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016